Münfesih terör örgütü

Yıldıray Oğur

Cumhurbaşkanı Erdoğan, haftasonu Atatürk Havalimanı’ndaki millet bahçesini açtı.

Eğer açılışla ilgili haberleri iktidara yakın medyadan okuduysanız, Erdoğan’ın o konuşmada İmamoğlu ve CHP yönetimine yönelik söylediği “İstanbul fetret devri yaşamamalı”, “İstanbul’u kifayetsizlere terk etmiyoruz” sözlerini ya da Cumhur İttifakı’nda çatlak iddialarına karşı söylediği “ İttifakımızı bozmayacaklar” “FETÖ sabotaj peşinde” başlıklı sözlerini başlıklarda görmüş olmalısınız.

Hatta sadece o konuşmadan millet bahçesini öven ya da sosyal konutlarla ilgili söylediklerini manşetten verenler bile oldu.

Haberleri muhalif medyadan okuduysanız hiçbirini görmemiş de olabilirsiniz.

Halbuki Erdoğan o konuşmada Perşembe günü DEM İmralı Heyeti ile yaptığı görüşme için çok önemli sözler söyledi.

O sözleri iktidara yakın medyada bulabilmek için haberleri sonuna kadar okumanız gerekiyor.

Ve nihayet sabırla tarayıp Anadolu Ajansı’nın haberinde bulduk.

Tam olarak şöyle dedi Cumhurbaşkanı:

"Münfesih terör örgütü, geçtiğimiz günlerde silahlı unsurlarını ülkemizden çekmekte ve sınır hattından uzaklaştırmakta olduğunu açıkladı. İlgili birimlerimiz, sahadaki gelişmeleri anbean, titizlikle takip ediyor. Hedefe giden yolda atılan her olumlu adımı önemsiyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisimizde kurulan komisyon, çalışmalarına yoğun bir şekilde devam ediyor. Son olarak, perşembe günü Adalet ve Dışişleri Bakanlarımız, komisyonu bilgilendirdi. Biz de külliyemizde DEM Parti heyetini kabul ettik. Kendileriyle son derece yapıcı, verimli ve geleceğe dair umut verici bir görüşme gerçekleştirdik. İnşallah bu görüşmenin yansımalarını önümüzdeki günlerde göreceğiz."

Burada üç tane büyük haber var.

Birincisi, Erdoğan Perşembe günü Beştepe’de DEM İmralı Heyeti ile yaptığı görüşme için çok ümitvar konuştu:

Biz de külliyemizde DEM Parti heyetini abul ettik. Kendileriyle son derece yapıcı, verimli ve geleceğe dair umut verici bir görüşme gerçekleştirdik. İnşallah bu görüşmenin yansımalarını önümüzdeki günlerde göreceğiz.”

DEM İmralı Heyeti de görüşmeden sonra benzer biçimde ümitvar bir açıklama yapmıştı:

Sürecin daha hızlı ve sağlıklı ilerlemesini sağlayacak adımların atılması konusunda karşılıklı anlayış ve fikir birliği içinde olduğumuzu memnuniyetle belirtmek isteriz.”

"Sürecin hızlanması ve sağlıklı ilerlemesini sağlayacak adımlar” deyince aklınıza ilk gelen doğru.

Cumhur İttifakı içinde de bir krize dönen Komisyon’dan bir heyetin İmralı’ya gitmesi meselesi.

Bahçeli’nin resepsiyon protestosu da bunun için Cumhur İttifakı’nı yıkmaya değmeyecek KKTC ya da Çin’le ittifak için değildi tabii ki.

Bahçeli, haftalar önce İmralı’ya gidilmesiyle ilgili net bir açıklama yapmasına rağmen, adım atılmamasına ve yalnız bırakılmasındaydı.

Aynı konuşmada Cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı’na hararetle sahip çıktı.

Muhtemelen Salı günü kürsüye çıkan Bahçeli de Cumhur İttifakı’na hararetle sahip çıkan cümlelerle buna mukabele edecek.

Yani kriz aşıldı.

Bugün de DEM İmralı Heyeti, Öcalan’la yeniden görüşecek.

Cumhurbaşkanı ne demişti:

“İnşallah bu görüşmenin yansımalarını önümüzdeki günlerde göreceğiz."

Yani bütün bu açıklamalardan ne anlıyoruz?

Komisyon’dan bir heyet İmralı’ya gidip Öcalan’ı da dinleyecek.

İmralı kosteri Ankara’dan kalktı.

Konuşmadaki ikinci manşet; Erdoğan’ın PKK’nın güçlerini Türkiye’den çekme kararıyla ilgili ilk kez konuşmasıydı. Bu da medyamızın ilgisini pek çekmedi.

Çözüm sürecinden bir türlü heyecan duymayan medyamız, PKK zaten kendini fesh etmişti, silah bırakmıştı ne işleri varmış Türkiye’de gibi demagojileri daha çok seviyor.

Ama ülkedeki bütün istihbaratın aktığı Cumhurbaşkanı karardan memnuniyetini şöyle belirtti:

“Hedefe giden yolda atılan her olumlu adımı önemsiyoruz.”

Bu niye önemli?

Çünkü sürecin bundan sonraki adımı “teyit” olacak.

Yani MİT ve TSK’nin kurduğu doğrulama mekanizması PKK’nın silah bırakmakta olduğunu teyit edip raporunu Cumhurbaşkanı’na sunacak.

Belki o rapor yazılmıştır bile.

Bu hafta Meclis Komisyonu en son MİT Başkanı İbrahim Kalın’ı yeniden dinleyecek.

Kalın’la başlamışlardı, onunla bitirecekler.

Kalın, komisyona sürecin son durumunu anlatacak.

Mehmet Uçum, “Komisyon raporunu yazmadan Öcalan’ı dinleyebilir” dedi dün.

Yani İbrahim Kalın’ın konuşmasından önce veya sonra Komisyon’dan bir heyet Öcalan’ı da dinlemek üzere adaya gidebilir.

Bunun için komisyonda beşte üç çoğunluk yeterli.

AK Parti, MHP, DEM ve Yeni Yol grubu evet dediğinde komisyondan bir heyet İmralı’ya gider.

Sonra ne olacak?

Bu arada MİT Başkanı Kalın, Erdoğan’a süreçle ilgili raporunu sunabilir.

Sunmuş bile olabilir.

Belki de PKK’nın atacağı yeni adımlar bekleniyordur.

Dışişleri Bakanı Fidan, Irak ziyaretinde PKK Irak’ta işgal ettiği yerlerden de çekilmeli derken bu adımlardan bahsetmiş olabilir.

Ama Türkiye’den çekilme kararı da PKK’nın silah bırakmakta olduğunun teyitine yetebilir.

Erdoğan’ın memnuniyeti bunu gösteriyor.

MİT’in PKK’nın sişah bırakma teyit raporu Bakanlar Kurulu’nun gündemine gelebilir.

MGK’nın gündemine de gelebilir.

Büyük güvenlik kararlarının masasına geldiği MGK, PKK’nın artık silah bırakmış bir örgüt olduğunu tespit ve tescil eden bir tavsiye kararı alabilir.

Bu noktada PKK’dan artık ne diye bahsedilecek?

İşte Cumhurbaşkanı’nın konuşmasındaki esas manşet buydu. Erdoğan PKK için “münfesih terör örgütü” dedi.

Buradan ne anlıyoruz.

Devlet için PKK artık kendini feshetmiş bir örgüt.

İşler hızlanarak şu sırayla gidebilir.

MGK, PKK’yı münfesih yani kendini feshetmiş terör örgütü ilan edecek. Ardından Meclis, münfesih terör örgütü için özel bir geçiş yasası hazırlayacak.

Başka bir münfesih örgüt olmadığına göre bu yasa sadece PKK’yı kapsayacak.

Böylece TMK olduğu yerde kalacak, bu geçiş yasasıyla PKK’lılar için eve dönüşün çerçevesi belirlenecek.

Hapishanedekiler içinse infaz paketiyle çözüm bulunacak.

Yani iki meselede de adı af olan bir düzenleme olmayacak.

İşler hızlanıyor. İktidar medyasının sürece yetişmek için biraz koşması gerekecek.

Örgütün yeni adı bile artık belli.

Çözüm sürecinde ırmağın yarısı geçildi. Artık geriye dönüş mümkün değil…