Modern katil

Mücahit Bilici

Tüfeğin icadıyla mertliğin bozulması bir kırılma idi. Yeniçerisi, Samurayı hep bu yüzden yerlerini isimsiz askerlere bıraktı. Şahıslar anonimleşti, yüzler belirsizleşti. Kahramanlık şahıslardan kalabalıklara kaydı. Bir drone’un hedef aldığı bir Rus veya Ukraynalı askerin siha kamerasındaki kuşbakışı görüntüsü bir insanî temas olmaktan çıktı. İnsan bir analitik nokta kadar önemsizleşti. Çünkü artık ne vuran ne de vurulan muhatab olabiliyor birbirine. Dövüşün tarafları artık bir taraf değil, kullandıkları araçların birer küçük detayı konumundalar. Etkililik adına bu gittikçe azalan şeyde yiten nedir?

Şahsiyet yitimi çağımızın en önemli sorunudur. Acaba gelecekte şahsiyete hiç ihtiyaç kalmayacak mı?

Kitle toplumunun insanı bir birime indirgeyen sayısallığı ve modern öznenin ancak kolektif siyasallağı arasında insan iyice sıkıştı. Elinde tarafgirlik dışında bir olma biçimi kalmayan bu anonim varlığın saygıya değer olmaktan çıkması şaşırtıcı değil. Kim bir makina koluna veya bir jetona saygı duyar? Bir robotu en fazla kullanırsın. Kırılınca atarsın. Zatında bir değer olmaktan çıkan insan araçsallığın gelip kendi içinden geçmesiyle bir alete dönüştü. İnsan ahlakîliğin son durağı olmaktan düştü ve düşüyor.

Bu süreç çok geniş insan yığınlarının “lüzumsuz” hale gelmesine yolaçacak bir süreç. Yapay zeka bağlamında gündeme gelen “gereksiz hale gelecek meslek grupları” meselesi, mızrağın sadece görünen kısmıdır. Asıl mesele geniş insan yığınlarının varoluşsal anlamda lüzumsuzlaşmasıdır. Tek tek insanları şahsiyetten arındıran yapısal güçlerin baskısıyla kişilik sahibi olmaktan uzaklaşmış bu rakkam insanlar, bu birbirinin tıpkıkesimi beşer blokları ne olacak? İnsanlığın musılajı haline gelen insanlar ya öğütülecek ya da çeşitli şekillerde patlayacak.

Gelecekte insanlar alemindeki en önemli güçlerden biri “şahsiyet” olacak. Bütünlük kaybı yaşayan insanlığın en çok susadığı şey bütünlük olacak. Sarsılmayan, bükülmeyen, satılmayan insanlar yani karakter sahibi insan gelecek toplumlarının susadığı, aradığı ve değer verdiği en büyük sermaye olacak. Bu olma cesaretini gösteren insanlar aynı zamanda insanlığın da taşıyıcısı olacaklar.

Bir devletin veya bir milletin menfaatleri için insanlıktan çıkmayı normal gören insanlar var. Bir matematiksel menfaat için vicdan ve insaftan, adalet ve empatiden boşanan insanlar var. Zulmediyor diye düşmanlık yaptığı düşmanına benzemek için düşmanına yapılan zulmü alkışlayan sözde mazlumlar var. Sözde mazlumlar çünkü ellerinde güç olsa zalimliğe bile rahmet okutacak bir gaddarlığa vize veren bir çürüme içindeler.

Bugün insanlık Eichmann’lardan oluşan kolektif bir şeytanlığın tehdidi ile karşı karşıya. Kendi menfaati için insanlıktan düşmeyi kabul etmiş, yığınların desteklediği büyük zulümler çağındayız. İnsana uğramayan, sadece insan öldüren zulümler çağında.

Veyl o insanlara ki katillerin, serikatillerin cinayetlerine alkış tutar. Veyl o insanlara ki başkasının zulmünde kendi menfaatini arar.

Ey insan, sen bir insansın. Bir devlet, bir millet, bir örgüt değilsin. Ey insan, sen bir alet, bir robot, bir bıçak değilsin. Ey insan, sen ahlakî yani mesul bir varlıksın. İyilik ve kötülük sana doğru geldiğinde iyiliğe izin vermekle ve kötülüğe engel olmakla yükümlüsün. Sakın insanî benliğini, vicdanî tartını bir matematik hesabının seline, bir milli menfaatin kör akıntısına kaptırıp heba etme. Bugün kötülüğün örgütlü saldırısı karşısında sakın insaniyetini ve şahsiyetini kaybetme. Çünkü insaniyeti kaybettikten sonra kazanacağın hiçbir şey kalmamıştır.