MASAK ve HTS kayıtlarının ortaya koyamadığı gerçekler

Elif Çakır

Erdoğan’ın alçakça bir saldırıya uğrayan CHP lideri Özgür Özel’i telefonla arayarak “geçmiş olsun” dileklerini iletmesi, saldırıyı kınaması taktire şayan bir davranış. Siyasi nezaket de bunu gerektirir, dahası bir ülkenin Cumhurbaşkanına yakışan tavır budur.

Çok şükür ki ciddi hayati sonuçları olmadı, Özgür Özel’i Allah korudu, sevdiklerine bağışladı.

Bugün çok daha vahim şeyleri konuşuyor da olabilirdik. Sonuçta CHP lideri Özel, 17 ve 19 yaşındaki iki çocuğunu öldürmek için gece uykusundan uyandırarak öldüren, 11 yaşındaki küçük kızını yaralayan ve kendisini “eşim evi terk ettiği için çocuklarımı öldürdüm” diyerek savunan ve de suç geçmişi bunlarla da sınırlı olmayan cani bir psikopatın saldırısına uğradı.

İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özel’e “olayın tüm yönleriyle açığa çıkartılması için süreci yakından takip edeceğim” dediğini aktardı.

Ben Erdoğan’ın bu sözlerine takıldım…

***

Özgür Özel’in uğradığı barbarca saldırının asıl nedeni bütün çıplaklığı ile ortada değil mi? İktidarın özellikle son günlerde siyasi rakiplerini keskin bir şekilde ötekileştiren, düşmanlaştıran, şeytanlaştırarak hedefe oturtan söylemlerinin yarattığı siyasi atmosferin bu vahim saldırıda bir etkisi yok mu?

Böyle olmuyor mu? Öfkeyle hedef gösterilen siyasetçiler, özellikle muhalefet parti liderleri, muhalif siyasetçilere saldırılar olmuyor mu?

Özgür Özel ne partisinin ilk kez saldırıya uğrayan genel başkanı ne ilk muhalefet partisi lideri ve ne de ilk muhalefet partili siyasetçi?

CHP eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 21 Nisan 2019 tarihinde Ankara Çubukta katıldığı şehit cenazesinde kalabalık bir kitlenin “PKK’lı istemiyoruz” çığlıklarıyla linç girişimine maruz kalmıştı.

Nasıl bir iklim hakimdi hatırlayın?

31 Mart 2019 yerel seçimlerinden büyük bir mağlubiyetle çıkan iktidarın muhalefet partilerine ama daha çok CHP’ye yönelik kullandığı sert kutuplaştırıcı dilin hakim olduğu ve CHP’yi terörle iltisaklı gösteren söylemlerin devam ettiği iklimde Kılıçdaroğlu ölümün eşiğinden döndü.

Meral Akşener 20 Mayıs 2021 tarihinde İYİ Parti Genel Başkanı olarak gittiği Rize’de bir grubun organize tepkisiyle karşı karşıya geldi. Öfkeli bir kitle “PKK ile ne işiniz var?” diyerek Akşener’in üzerine yürüdü. 10 Ağustos 2021 tarihinde Akşener Sivas’a gittiğinde "PKK'yla işbirliği yapan, burada ne işiniz var sizin? PKK ile işbirliği yapmıyor mu bu, CHP'yle iş birliği yapmıyor mu bu?" denilerek çirkin davranışlara maruz kaldı.

Bu saldırıları yapanların iktidarın husumet söylemlerinden etkilenmediğini söylemek mümkün mü? 6’lı masa partilerini terörle işbirliği yapmakla suçlayan, bir kısım vatandaşlarda bu zannı yerleştiren, iktidarın propagandası değil miydi?

***

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde halk buluşması için gittiği Erzurum’da militan bir grubun taşlı saldırısına uğradı, miting yarıda kesildi. Erzurum’dan gelen taşlı saldırı görüntüler korkunçtu, korkunçtu. Çünkü polis taşlı saldırıyı gösteri izler gibi izledi. Polisin saldırıyı, izlemesi hiçbir şey yapmaması siyasi tarihimize kara bir leke olarak geçti. İmamoğlu o gün ölümün eşiğinden döndü. (29 Nisan 2023)

Ve işte en son CHP lideri Özgür Özel saldırıya uğradı, saldırgan Selçuk Tengioğlu’nun arkasında maddi destekçiler varsa bunların kimler olduğunu emniyetin ve yargının ortaya çıkarması gerekiyor. Umarım yargı böylesi vahim bir olayla ilgili kapsamlı ve sahici bir soruşturma yürütür ve Erdoğan’ın dediği gibi “olayı tüm yönleriyle açığa” çıkartır.

Savcılık ifadesinde işsiz olduğunu, 4 bin lira kira ödediğini söylemesi arkasında “maddi azmettirici olabilir” haklı sorusunu sorduruyor elbette.

Ama asıl önemli olan madalyonun öteki yüzü.

Maddi motivasyon ortaya çıksın ama asıl saldırganı harekete geçiren keskin kutuplaşmayı konuşmamız gerekiyor.

Neticede saldırgan Selçuk Tengioğlu’nun ilk ifadesindeki “Cumhurbaşkanımıza ‘sana dünyayı dar ederim’ demesinden rahatsız oldum” sözleri maddi motivasyondan ziyade siyasi kutuplaşmanın etkili olduğunu, iktidarın özellikle son dönemde siyasi rakiplerini ötekileştiren, düşmanlaştıran, şeytanlaştırarak hedefe oturtan keskin söylemlerinden etkilenerek Özgür Özel’e saldırdığını gösteriyor.

***

MASAK ve HTS kayıtları saldırının maddi motivasyonunu ortaya koyar ama sorunu çözmeye yetmeyebilir. MASAK ve HTS kayıtları işin para kısmını ve kimlerle iletişim halinde olduğunu ortaya çıkarır ama “ayaklarını denk al, denk almazsan denk getirmesini de biz biliriz” “bakalım cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda kaç CHP’li telef olacak”, “CHP marjinal örgütlerin yuvası haline geldi” tehditlerinin yarattığı husumet atmosferini ortaya çıkarmaz. Ülkemizdeki her üç vatandaştan birinin işsiz olduğu, enflasyonun tavan yaptığı, vatandaşların evlerine ekmek götüremez hale geldikleri bir iklimde ekonomik krizin sebebi olarak CHP’yi işaret eden sözlerin kutuplaşmayı nasıl keskinleştirdiğini de MASAK ve HTS kayıtları ortaya çıkarmaz.

Hiçbir azmettirici, kutuplaşmanın yarattığı manevi motivasyonu olmayan birini etkileyemez, kışkırtamaz…

İktidarın ders alabilmesi için illa bir siyasetçinin bir saldırgan tarafından hayatını yitirmesi, hayatını devam ettiremeyecek duruma gelmesi mi gerekiyor?

Artık siyaset bu husumet havasını terk etmelidir, daha vahim hadiselere meydan vermemek için...