“Biden’ın fiziksel çöküşü - en çok da duraksayan yürüyüşünden belli oluyordu - o kadar ciddi bir hâl almıştı ki, başkanı tekerlekli sandalyeye oturtma konusunda iç tartışmalar yaşanmıştı; ancak seçimden sonraya kadar bunu yapamayacaklarını da biliyorlardı.”
Bu satırlar ABD’de yeni yayımlanan bir kitaptan.
Yaklaşık on bin kilometre uzaktan bile, televizyon görüntüleri aracılığıyla, fark edilmekteydi Joe Biden’in ileri yaşına bağlı sorunları…
Herhalde kimse kendisinden bir atlet çevikliği beklemiyordu, ayaklarını sürüyor hale gelmeseydi…
Donald Trump şimdilerde kabiliyeti sayesinde halkının oylarını kendisine akıttığını ileri sürüyor ama, gerçek farklı: Yalnız bir o partiye bir ötekine oylarını kaydıran belli sayıdaki eyaletlerin değil, her seçimde oylarını Demokratlara yönlendirmiş eyaletlerin seçmenleri de, Biden’ın o halini ekranlarda fark edip rakibine oy kullandılar.
Biden sonunda adaylıktan çekildi ve yerini yardımcısı Kamala Harris’e bıraktı, ama iş işten geçtikten sonra…
Kamala Harris’in de Demokrat Parti seçmenine sempatik gelmediği kısa sürede anlaşılacaktı.
Biden’ın yaşına bağlı sağlık sorunlarının dört yıl daha başkanlık yapmasına müsait olmadığını, en yakınında bulunan bakanları ve üst düzey bürokratları fark etmemiş olabilirler mi?
Az sayıdaki en yakınları ABD başkanının görüştüğü kişileri sınırlamış, bakanları bile Biden’la görüştürmemişler…
Durumlarını şahsi menfaatleri için kullanan yakınlar…
O kadar tedbirle de sınırlı kalmamış gelişmeye müdahaleleri; mümkün olduğu kadar az yürümesini, kürsüye çıkması gerektiğinde oraya kadar olan mesafedeki her yerde tutamaklar bulunmasını, resmi etkinliklerde bile spor ayakkabı giymesini, gidilecek ve yürünecek yerlerin görüntüleri üzerinden atacağı her adımı önceden görmesini sağlamış ve her hareketini inceden inceye planlamışlar…
Planlamasına planlamışlar ama rakibi Donald Trump’ın “Televizyonda tartışalım” ısrarlı çağrısını kabul etmek zorunda kaldığında makyaj bozulmuş doğal olarak. Önüne konulan elektronik cihazdan kendisi için yazılan metni şöyle böyle de olsa okuyan Biden’ın, canlı yayında ne yapacağını bilemez görüntüsünü engelleyememişler…
Biden’ın seçim şansının olmadığı canlı yayında ortaya çıktı.
Doktoru Kevin O’Connor, Haziran 2023’te, Hava Kuvvetleri Akademisi’nde tökezleyip yere düşmesinin ardından, bilmesi gerekenlere, “Eğer bir kez daha düşerse başkan için tekerlekli sandalye şart hale gelecek” uyarısında bulunup duruyormuş…
CNN’in haber sunucularından Jake Tapper ile Oxios haber sitesi muhabirlerinden Alex Thompson’un kitaplarında anlatılıyor bu gerçek…
Joe Biden’ın 81 yaşından sonra dört yıl daha Beyaz Saray’da kalma sevdasının hem kendisine hem de ülkeye oldukça yüklü bir maliyete yol açtığını anlatıyor yazarlar…
Daha kitabın adından duyuruyorlar tezlerini: ‘Original Sin: President Biden's Decline, Its Cover-Up, and His Disastrous Choice to Run Again’ (Orijinal Günah: Başkan Biden'ın Gerileyişi, Bunun Üstünün Kapatılması ve Yeniden Aday Olma Feci Kararı).
Seçim bittikten sonra, hepsi de olaylar hakkında ilk elden bilgi sahibi 200’den fazla kişiyle, saatlerce süren görüşmeler yapmış yazarlar; vardıkları sonuç, sağlığının daha da kötüleşmesi de göze alınarak, sırf bir dönem daha seçilebilsin diye, adamın durumu seçmenden gizlenmeye çalışılmış…
Dr. Bert E. Park’ın ‘The Impact of Illness on World Leaders’ (Dünya Liderleri Üzerinde Hastalığın Etkisi) adını taşıyan bir kitabı var (1986).
Kitapta Napoleon’dan Hitler’e ve oradan da yakın zamana uzanan örneklerle liderlerin hastalıkları sorgulanıyor:
Hitler’in sara hastası olması onun kararlarını nasıl etkilemiş olabilir? Ya da, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, ABD, Sovyetler Birliği ve İngiltere liderleri arasında Yalta’da kotarılan ‘Yeni Dünya Düzeni’, ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’in bir dizi ciddi hastalığı bulunmasaydı farklı çizilir miydi?
Önemli sorular bunlar…
Amerika’da başkanların hastalıklarının gizlenmesinin eski bir alışkanlık olduğunu da Dr. Park’ın kitabından öğreniyoruz. Roosevelt’in ve Woodrow Wilson’un görevlerini yerine getiremeyecek denli hasta oluşları uzun yıllar halktan gizlenmiş…
Ne ülkeler, ne liderler ve ne hastalıklar var dünya tarihinde…
Günümüzde ise, hiçbir şey gizli kalmıyor.
[Son bir not: Tapper ile Thompson’un kitapları henüz piyasaya çıkmadı; bu yazıda kitabın yazarlarından birinin aktardıklarından yararlandım.]