İsrail'in Filistin'de sildiği sadece hayatlar mı, hafıza mı?

İsrail'in yıllardır sürdürdüğü saldırılar, sadece fiziksel bir yok etme değil, toplumsal hafızayı hedef alan sistematik bir "bellek soykırımı" stratejisi taşıyor.

Dr. Halim Gençoğlu Cape Town Üniversitesi/İndyturk

Bosna'da, pasaportları otelde çöpe atılan İsraillilerin ülkede mahsur kaldıklarına dair bir haber okuyorsunuz

Herhangi bir insana yapılan menfi muameleden ötürü bir tarafınız üzülüyor fakat hemen o haberin altında "İsrail bu defa Yemen'i vurdu" yazdığını okuyunca bu tepkiye mana veriyorsunuz.

Bir başka haberde, sırf Arap diye sığınağa alınmayan bir İsrail vatandaşının feryadını gazetede okuyorsunuz.

Yani, İsrail'de uslu başına yaşamak da birinci sınıf vatandaş olmaya yetmiyor.

Sonra, "Demek ki bu tepki boşuna değilmiş" diyorsunuz.

Bunun haricinde, İsrail'de Yahudi olmayan hastalara karşı kötü muamele edildiğini biliyoruz.

Filistin coğrafyasındaki zeytin ağaçlarının İsrail ordusu tarafından yok edilmesi eski hafızanın silinmesi için şart tutuluyor.

Bu esasında bir çeşit kültür soykırımı olarak nitelendirilmektedir.

Soykırımın yeni bir tanımı gerekli

Gazze'de her yıkılan evler, sadece bir aileyi değil; bir hafızayı da gömüyor toprağın altına.

İsrail'in yıllardır sürdürdüğü saldırılar, sadece fiziksel bir yok etme değil, toplumsal hafızayı hedef alan sistematik bir "bellek soykırımı" stratejisi taşıyor.

Bu yazıda, soykırımın klasik anlamının ötesine geçerek, kültürel, mekânsal ve tarihsel hafızanın silinmesini merkeze alan "Bellek Soykırımı Teorisi"ni ortaya koyuyoruz.

Raphael Lemkin, soykırımı tanımlarken yalnızca fiziki imhayı değil, bir grubun varlığını sürdüren yapılarının ortadan kaldırılmasını da kastetmişti: yani dil, kültür, aile yapısı ve hafıza.

Modern çağda bu tanım, özellikle Filistin bağlamında genişletilmelidir.

Soykırım sadece insanı değil, onun hafızasını ve mirasını da hedef alıyorsa, burada başka bir katman devreye girmiştir: Bellek Soykırımı.

Bellek Soykırımı nedir?

Hafıza ya da Bellek Soykırımı, bir halkın mekânsal hafızasının (şehirler, evler, sokaklar), Kültürel kodlarının (müzik, şiir, mimari, yemek), sembollerinin (bayrak, kıyafet, kutsal mekânlar), nesiller arası anlatı aktarımının (dede toruna anlatılan tarih), sistematik olarak yok edilmesidir.

Bu, tıpkı fiziki ölümler kadar toplumsal ölümü hedefler.

Gazze'de bombalanan her cami, okul ya da mezarlık, sadece yapı değil, bir halkın hafıza arşivinin taşıyıcısıydı.

Şifa Hastanesi, yalnızca bir sağlık tesisi değil, binlerce tanığın biriktiği bir kolektif travma merkezidir.
 

Şifa Hastanesi’nin savaştan önce ve sonraki hali, 2023

İsrail hava saldırıları sırasında defalarca üniversite kütüphaneleri, arşiv binaları ve sanat kurumları hedef alındı.

Bu, sadece "tesadüfi bir hasar" değil, belleğe yönelik bilinçli bir saldırıdır.

Batı medyasının tek yönlü dil kullanımı (çatışma-karşılıklı kayıp) da bellek soykırımının epistemolojik boyutudur.

Hikâyeyi kim anlatıyorsa, hafızayı da o şekillendirir.

Yarının Filistinlisi, kendi köyünün adını duymayacak.

Mülteci kamplarındaki çocuklar, büyüklerinin konuştuğu lehçeyi bilmeden büyüyecek.

Hangi taşın altında hangi hikâye yattığını bilen kalmayacak.

Bu, fiziki ölümden daha kalıcıdır.

Çünkü hafızası silinen halk, bir daha kendisi olarak doğamaz.

Direnişin en saf hali: Hafızayı yaşatmak

Filistin'de bugün en güçlü direniş biçimlerinden biri, hafızayı korumaktır.

Gazze'de yıkılan evlerin duvarına eski fotoğrafları çizen çocuklar, büyükannesinin tarifini video ile kaydeden gençler, YouTube'da Filistin lehçesiyle ninni söyleyen anneler…  

Beytüllahm (Bethlehem) ile Kudüs arasındaki sınır boyunca uzanan İsrail'in inşa ettiği ayırım duvarı kültür soykırımı mı değil de nedir?

Bunlar sıradan eylemler değil, soykırıma karşı kültürel hayatta kalma savaşlarıdır.

Mesela genellikle kültürel soykırım olarak "bellek savaşı" veya "hafıza silme" (memory erasure) gibi isimlerle anılır.

Temel amacı bir halkın tarihsel varlığını görünmez kılmak, o halkın mekânsal ve kültürel aidiyetini silmek ve onların geleceğe dair ortak anlatısını yok etmektir.

MAKALELER Haberleri

İsrail, yerleşimcilere askerlik yapmaları için yalvarıyor
Mülteci sorununa çözüm
İsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri
Gazze’de Açlık Krizi: Dünya Artık İsrail’den Nefret Ediyor!
Mülteci sınavı