Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), iklim kriziyle bağlantılı aşırı hava olayları nedeniyle son 10 yılda yaklaşık 250 milyon kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını açıkladı. Rapor, Brezilya'nın Belem kentinde düzenlenen COP30 İklim Zirvesi kapsamında kamuoyuyla paylaşıldı.
Rapor, “Kaçış Yok II: İzlenecek Yol” başlığıyla duyuruldu ve basın toplantısına BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi ile iklim adaleti alanında faaliyet gösteren Mawon Derneği’nin kurucu ortağı Robert Montinard katıldı.
İklim krizi “risk çarpanı” olarak tanımlanıyor
Raporda, iklim krizinin mevcut eşitsizlikleri derinleştiren bir “risk çarpanı” olduğuna dikkat çekildi. Çatışmalar, şiddet ve zorla yerinden edilmeler hem ülke sınırları içinde hem de sınır ötesinde iklim riskleriyle birlikte artıyor.
Sel, fırtına, kuraklık, aşırı sıcaklıklar, çölleşme, deniz seviyesinin yükselmesi ve ekosistemlerin tahribatına bağlı yavaş gelişen süreçler; su-gıda güvenliği krizleri ve zorunlu göçlerle iç içe geçti.
Günde 70 bin kişi yerinden ediliyor
Verilere göre, son 10 yılda aşırı hava olaylarının yol açtığı afetler nedeniyle yaklaşık 250 milyon kişi, ülke içinde göç etmek zorunda kaldı. Bu, günde ortalama 70 bin kişinin yerinden edilmesi anlamına geliyor.
2023 yılında bu oran, 10 yıllık ortalamanın yüzde 10 üzerinde kaydedildi.
Haziran 2025 itibarıyla ise savaş ve çatışmalar nedeniyle evlerini terk edenlerin sayısı 117 milyona ulaştı. Bu kişilerin 86 milyonu, yani yaklaşık yüzde 75’i, iklim risklerinin yüksek olduğu bölgelerde yaşıyor.
Göçmen kampları aşırı sıcak ve yağışlardan etkileniyor
Kenya, Etiyopya ve Ruanda’daki kamplar aşırı sıcaklık ve düzensiz yağışlarla mücadele ederken; Ürdün ve Pakistan’daki kamplarda sıcaklık artışı, Bangladeş’te ise yoğun yağışlar yaşamı etkiliyor.
Kuraklık Zambiya’da, sel felaketleri ise Brezilya, Burundi, Kamerun, Çad, Mali, Nijer, Nijerya ve Güney Sudan gibi ülkelerde acil durumlara yol açtı.
2024’te BMMYK’nin açıkladığı acil durumların üçte biri, çatışmadan kaçan insanların bulunduğu bölgelerde görülen aşırı hava olaylarından kaynaklandı.
“Altyapı eksik, sağlık sorunları artıyor”
Filippo Grandi, krizin en ağır etkilerini zaten kırılgan durumda olan insanların yaşadığını vurgulayarak şöyle konuştu:
“Özellikle mülteciler ve zorla yerinden edilenler, iklim krizinin etkilerini en yoğun şekilde hissediyor. Bu bölgelerde aşırı sıcaklarla mücadeleye yardımcı altyapılar bulunmuyor ve bu durum ciddi sağlık sorunlarını artırıyor.”
Grandi, Suriye örneğini de hatırlattı. Eski rejimin sona ermesinin ardından evlerine dönmeye başlayan milyonların kuraklıkla karşı karşıya kaldığını belirterek, iklim krizinin sadece yerinden edilenleri değil geri dönenleri de etkilediğini vurguladı.
“İklim adaleti için finansmana erişim şart”
Mawon Derneği kurucusu Robert Montinard, iklim adaletinin sağlanması için iklim finansmanının hayati olduğunu söyledi:
“Küçük finansman kaynakları bile büyük değişim yaratabilir. Adil bir geçiş, iklim adaleti olmadan mümkün değil ve iklim adaleti, en çok etkilenenlerin sürece dahil edilmesiyle sağlanır.”