İhvan'dan İran'a Destek

Ali Bulaç

Son günlerin en önemli konusu İsrail’in Amerika’nın desteğinde İran’a düzenlediği saldırıdır, saldırı günlerdir gece gündüz devam ediyor. Pek arkası gelmese de İslam aleminden bir Pakistan’dan kısık bir ses geldi: “Eğer İsrail, nükleer silah kullanacak olursa, biz de İran’ın yanında nükleer silah kullanırız.”

İran-Irak savaşında olduğu gibi İran bir kere daha yalnız, milyonlarca müslüman İsrail’in hezimeti için dua ediyor ama bu duaların tahakkuku için dua edenlerin birşeyler yapması lazım, çünkü yüce Allah, Kuran-ı Kerim’de müslümanların düşmanlarına va’dettiği zaferin Müslümanların eliyle olacağını buyurur:

– Onlarla çarpışınız. Allah, onları sizin ellerinizle azablandırsın, hor ve aşağılık kılsın ve onlara karşı size zafer versin, mü’minler topluluğunun göğsünü şifaya kavuştursun.”  (9/Tevbe, 14.)

Dünyanın haydut devleti Amerika, bir katil ve soykırımcı çete olan İsrail’e sınırsız destek veriyor. Alman Başbakanı Friedrich Merz açıkça itiraf etti: “İbrail bizim pis/kirli işlerimizi görüyor, onun için desteklemeliyiz.” (1)

İslam dünyanını liderleri ise korkularından utanç içinde susuyor, üç maymuna oynuyorlar. Bu arada tarihsel düzeyde not edilecek gelişmeler de oluyor. Mesela Şii İran ve Lübnan Hizbullahı, Yemenli Zeydi Ensarullah ve Sünni/İhvan Hamas aynı cephede, bütün müslümanların ortak düşmanı karşısında saf tutumuş bulunuyorlar. En az bunun kadar değerli bir başka gelişme, İhvan-ı Müslim’in merkezinden yapılan destekleyici açıklamadır.

Mısır İhvan-ı Müslimin Teşkilatı’ndan İslam Devrimi Rehberi Seyyid Ali Hamaney’e Mektup gönderildi. İhvan’ın tarihsel değeri olan açıklamasını kayıtlarda kalsın diye olduğu gibi aşağıya alıyorum:

Bismillahirrahmanirrahim

Sayın Ayetullah Seyyid Ali Hamaney

İran İslam Cumhuriyeti’nin Yüce Rehberi

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatüh

Şahsım ve Müslüman Kardeşler Cemaati adına, İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı gerçekleştirilen vahşi Siyonist saldırıya karşı tam desteğimizi ifade etmek isterim. Aynı zamanda, aralarında komutanlar, âlimler ve masum İranlı sivillerin de bulunduğu tüm şehitler için en derin taziyelerimi sunarım.

İsrail’in İran’a yönelik saldırısı, Filistin’e yönelik saldırının yeni bir aşamasıdır. İşgalci hükümeti bu saldırıya iten, İran İslam Cumhuriyeti’nin Filistin direnişine verdiği destekten duyduğu intikam arzusudur. Ayrıca, işgalci rejim, bölgedeki güç merkezlerini zayıflatarak bölgeye hâkim olmayı hedefleyen stratejik motivasyonlarla hareket etmektedir. Bu, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer bazı Batılı ülkelerin geniş desteğini arkasına alan bir İsrail’dir. Bu ülkeler, 7 Ekim 2023’te işgal rejiminin uğradığı yenilgi karşısında büyük bir sarsıntı yaşamış, bu nedenle Netanyahu’nun aşırı sağcı hükümetine, güvenliği yeniden sağlamak adına ne kadar vahşet gerekiyorsa o kadarına başvurma serbestisi tanımıştır.

İran İslam Cumhuriyeti’nin Yüce Rehberi,

Bizler hem dini, hem ruhi, hem de medeniyet ve jeopolitik anlamda tek bir ümmetiz. İşgalci ve destekçileri tarafından yakılan ateş, ne kavmimize ne mezhebimize bakar. Bu saldırılar, kahraman Filistin direnişini yok etmeye çalışırken çok iyi bilmektedir ki; bu hedef ancak direnişin arkasındaki güçlere yönelmeden gerçekleşemez. Bu güç ister İran İslam Cumhuriyeti gibi merkezi bir devlet olsun, ister Müslüman Kardeşler gibi İslami hareketler olsun, fark etmez.

Bu yüzden Müslüman Kardeşler, düşmanımızın tek olduğunu, onun da siyonist rejim olduğunu çok iyi bilmektedir. İlk ve en güçlü silahımız ise İslam ümmetinin birliğidir. Yaşayan ve etkin güçlerinin iradesini bir araya getirecek, çabalarını tek bir stratejik vizyonda birleştirecek bir çalışma gereklidir. Bu vizyon, ümmeti gerçek düşmanına yönlendirmeli ve geçmiş yıllarda yaşanan, ümmetin birliğini zedeleyen, enerjisini iç çatışmalara yönelten hataların ve sonuçların ötesine geçmelidir. Bu iç çatışmalardan daima ümmetin düşmanları kazançlı çıkmıştır.

Bugün Filistin, Lübnan, Yemen ve İran’da verilen aziz fedakârlıklar, hepimize büyük bir sorumluluk yüklemektedir: safları birleştirmek, ihtilafları geride bırakmak ve çabalarımızı bütünleştirmek.

Sayın Ayetullah Seyyid Ali Hamaney,

Biz İslam ümmetinin bir hakikat olduğuna inanıyoruz; bu bir hayal değil. Son ilahi mesajda, ebedi vahiyde ve parlak bir medeniyette hayat bulmuş bir hakikattir bu. Farklı ırklardan gelen Müslüman halklar, bu vahiy ve mesajla bir araya gelmiş, tek bir hedefe yönelmiştir. Bugün Müslüman Kardeşler, şehit İmam Hasan el-Benna’nın çağrısına sıkı sıkıya bağlıdır. O şöyle demiştir:

“Tüm İslami yapılar ve kurumlarla aramızda görüş farklılıklarını yakınlaştırmaya, düşünce ayrılıklarını sevgi ve iş birliği içinde uzlaştırmaya çalışıyoruz. Bizi onlardan ayıran fıkhî bir görüş ya da mezhebi bir farklılık olamaz. Zira Allah’ın dini kolaydır ve kim dini zorlaştırırsa mağlup olur… İnanıyoruz ki gün gelecek, adlar, unvanlar ve şekli farklar ortadan kalkacak, yerini Muhammedî kıtanın saflarını birleştiren pratik bir birlik alacaktır. Orada yalnızca Allah için çalışan kardeş Müslümanlar, Allah yolunda cihad eden mücahitler olacak: ‘Kim Allah’ı, Resûlünü ve müminleri dost edinirse, bilsin ki galip gelecek olanlar Allah’ın tarafında olanlardır.’ [Maide: 56]” (2)

Dr. Salah Abdulhak

Müslüman Kardeşler Cemaati Rehber Vekili

(Çarşamba, 22 Zilhicce 1446 / 18 Haziran 2025)

  • Merz, G7 Zirvesi için bulunduğu Kanada’da ZDF televizyonu muhabirinin İsraillilerin bu kirli işi yapmasının çok cazip olup olmadığını sorması üzerine şunları söylemişti: “Kirli iş terimi için size minnettarım. Bu, İsrail’in hepimiz için yaptığı kirli iş. Biz de bu rejimden etkileniyoruz. Bu molla rejimi saldırılarıyla dünyaya ölüm ve yıkım getirdi. Hizbullah ile, 7 Ekim’de İsrail’de Hamas ile. Tahran’daki rejim olmasaydı, bu asla mümkün olmazdı. Rusya’ya Tahran’dan insansız hava aracı tedarik edilmesi. Evet, İsrail’in orada yaptığı kirli iş.”
  • Hameney, Müslüman Kardeşlere yabancı değildir, daha gençliğinde iken rahmetli şehid Seyyid Kutub’un “İslam Kapitalizm Çatışması” kitabını Arapça’dan Farsça’ya çevirmişti.