DEM Parti İmralı heyeti, PKK lideri Abdullah Öcalan'ı çözüm süreci komisyonu ardından ilk kez dün ziyaret etti. Öcalan, heyet ile gönderdiği mesajda sürece dair güçlü ve kararlı bir duruşa sahip olduklarını belirterek; "Türkiye’de yönetim ve iktidar şansını doğru kullanmak isteyen her siyasal ve toplumsal kesimin siyasal sorunlara tutarlı yaklaşması ve demokratik çözüme ortak olması gerekir. Bu süreç, Kürtlerin cumhuriyete hukuk yoluyla katılımını sağlama ve demokratik cumhuriyeti en geniş toplumsal birliktelikle inşa sürecidir" dedi.
TBMM'de kurulan çözüm süreci komisyonunda AK Partili Hüseyin Yayman, DEM Partili Gülistan Koçyiğit ve MHP'li Feti Yıldız 24 Kasım'da İmralı'ya giderek PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüştü. CHP ve Yeni Yol Gurubu ise heyete üye vermedi. Öcalan'ın "CHP'den bir milletvekili bari gelseydi" dediği öğrenildi.
Dün ise DEM Parti İmralı Heyeti, kritik görüşmenin ardından Öcalan'ı ziyaret etti. Görüşmenin ardından Öcalan'ın mesajını paylaşan heyet, komisyon görüşmesinin pozitif etki ve sonuçlarının değerlendirildiğini aktardı. Öcalan'ın süreç kapsamında karşıt görüş ve söylemler üstünden darbe dinamiğine dikkat çektiği belirtilen açıklamanın tamamı şu şekilde:
"2 Aralık 2025 tarihinde İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ile dört saate yaklaşan bir görüşme yaptık. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen TBMM Komisyon görüşmesinin pozitif etki ve sonuçları karşılıklı değerlendirildi.
Sayın Öcalan, yakın zamanda yoğunlaşan süreç karşıtı söylem ve çıkışlar hakkında, geçmiş çözüm girişimlerine karşı geliştirilen sabotaj girişimlerini anımsattı. Bu süreçlerin tümünde karşılaşılan bir durum, bir habitus olarak darbe mekaniğine dikkat çekti. Bunun klasik bir darbe çalışması olarak değil, süreci ilerletmeye yönelik her adıma karşı bir hamle yapmak suretiyle kırılgan ve tehlikeli bir ortam yaratma çabası şeklinde anlaşılması gerektiğini vurguladı.
27 Şubat çağrısını hatırlattı
“Günümüzde norm-dışı güçlerin taşıyıcılığını bu çevreler yapmaktadır. Diğer yandan Türkiye’nin ilk yüzyılına damgasını vuran bir kültür, bir siyaset tarzı, gizli-açık bir örgütlenme biçimi olan darbe geleneğini aşmaya dönük siyasi ve toplumsal bir irade de güçleniyor” diyerek şu değerlendirmede bulundu:
“İçinde bulunduğumuz geçiş sürecinde özgün ve bütüncül hukuka dayalı bir barış yasasının gerçekleşmesi ile siyasi şiddet ve demokrasi dışı müdahale olgusu Türkiye gündeminden çıkacaktır. Buna, barış yüzyılına geçiş yasası da diyebiliriz. 27 Şubat açıklamamız bu açıdan da yol gösterici bir programdır. Bu doğrultuda atılan adımların tümü, aldığımız sorumluluğun ve bu topraklarda kardeşçe, birlikte yaşama hedefimizin açık ifadeleridir.
"İktidar şansını doğru kullanmak isteyenlerin çözüme ortak olması gerekir"
Türkiye’de yönetim ve iktidar şansını doğru kullanmak isteyen her siyasal ve toplumsal kesimin siyasal sorunlara tutarlı yaklaşması ve demokratik çözüme ortak olması gerekir. Bu süreç, Kürtlerin cumhuriyete hukuk yoluyla katılımını sağlama ve demokratik cumhuriyeti en geniş toplumsal birliktelikle inşa sürecidir. Bu yönde ilerlemekte olan sürece dönük güçlü iradeye ve kararlı duruşa sahip olduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim.”
T24