DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TBMM’de yaptığı haftalık grup toplantısında gündeme dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la aynı karede yer aldığı Meclis resepsiyonuna yönelik tepkilere sert yanıt verirken, “Bizim hareket tarzımızı siz mi belirleyeceksiniz? Nereye gideceğimizi, kimi selamlayacağımızı size mi soracağız kardeşim?” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında Gazze’deki soykırımdan Türkiye’deki ekonomik tabloya, adaletsizliklerden muhalefet içindeki kutuplaşmaya kadar pek çok başlığa değinen Babacan, “Geri adım yok!” dedi.
GAZZE KURTULACAKSA, VİCDANLI İNSANLAR SAYESİNDE KURTULACAK”
Babacan, konuşmasının başında Gazze’ye insani yardım götürmek üzere yola çıkan Küresel Sumud Filosu gönüllülerine selam göndererek başladı:
“Sözlerimin hemen başında Gazze’ye insani yardım için yola çıkan Küresel Sumud Filosu gönüllülerini selamlıyorum. Mustafa Çakmakçı’yı gönülden tebrik ediyorum. Vicdan gemisiyle yola çıkan ve sabah saatlerinden bu yana kendileriyle irtibat kesilen milletvekillerimiz Sema Silkin Ün, Necmettin Çalışkan ve Mehmet Atmaca’ya Allah’tan kolaylıklar diliyorum. Sağ salim Türkiye’ye dönüp ailelerine kavuşmalarını ümit ediyorum.”
“Gazze kurtulacaksa, dünyanın dört bir yanındaki vicdanlı insanlar sayesinde kurtulacak. Gazze kurtulacaksa, Sumud’a umudu yükleyenler sayesinde kurtulacak. Rabbim Vicdan gemisindekilere yolculuklarını hayırla tamamlamayı nasip etsin inşallah.”
DEVA Partisi lideri, 7 Ekim 2023’ten bu yana süren saldırılara dikkat çekerek, “İsrail hükümeti tam iki yıldır savaş suçu, insanlık suçu, soykırım işliyor. 7 Ekim, yeni bir işgal değil; süregelen katliam zincirinin yeni ve daha kanlı bir halkasıdır” dedi.
Filistin halkının haklarının garanti altına alınmadığı hiçbir planın güvenilir olamayacağını vurgulayan Babacan, “İsrail meclisinde işkenceyi, hapishanesinde tecavüzü savunmuş bir devlettir. İnsanları hedef göstererek katletmeyi gülerek karşılamış bir devlettir. Bunların sözüne güven olmaz.” ifadelerini kullandı.
“ÜLKENİN KADERİ DEĞİŞMEDİ, HAYAT PAHALILIĞI AZALMADI”
Gazze mesajlarının ardından Türkiye’deki ekonomik tabloya değinen Babacan, “Mevsimler değişti, takvim yaprakları döküldü ama ülkenin kaderi değişmedi. Hayat pahalılığı azalmadı, mutfaklardaki yangın her geçen gün büyüdü. Emeklimizin maaşı pazarda fileyi doldurmaya yetmedi, asgari ücretlimiz ayın ortasını göremeden maaşını tüketti” dedi.
Babacan, gençlerin umutsuzluğuna dikkat çekerek, “Gençlerimiz hâlâ kendi ülkesinde hayal kuramıyor. Umutlarını valizlerine koyup başka ülkelere taşınma derdindeler” diye konuştu.
Yargı ve basın özgürlüğü konularında sert eleştirilerde bulunan Babacan, “Hukuksuzluklar bitmedi. Adalet hâlâ birilerinin talimatıyla ölçülüp biçiliyor. Basın susturulmaya devam ediyor. İktidar kendine muhalif gördüğü herkesi sindiriyor” ifadelerini kullandı.
Son günlerde yaşanan yargı kararlarını da gündeme getiren Babacan, “Gazeteci Fatih Altaylı’nın tutukluluğuna devam kararı verilirken Ayşe Barım önce serbest bırakıldı, sonra hemen yeniden tutuklandı. Hüseyin Kocabıyık önce gözaltına alındı, ardından tutuklandı. Hukuku, adaleti geçtim; bunlar merhameti de çoktan bir kenara bıraktı” dedi.
“BİZİM HAREKET TARZIMIZI SİZ Mİ BELİRLEYECEKSİNİZ?”
Babacan, konuşmasının en dikkat çeken bölümünde, TBMM açılış resepsiyonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aynı karede yer almasının ardından gelen eleştirilere yanıt verdi.
“Geçtiğimiz günlerde Meclis resepsiyonundan bir kare fotoğraf geldi, ülke gündeminin tam ortasına oturdu. Muhalefet liderlerinin Cumhurbaşkanıyla birlikte görüntülendiği bir fotoğraf, hem iktidar hem de ana muhalefet medyası tarafından öfkeyle yayıldı. Aman Allah’ım, ne küfürler, ne hakaretler… Akıl alacak gibi değil” diyen CHP içinden ve çevresinden gelen eleştirilere yanıt veren Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“CHP Genel Başkanı ‘Yapmayın, partimiz zarar görecek’ diyor; onlar tınmıyor, dönüyor Genel Başkan’a da sataşıyorlar. Aradan bir hafta geçti, hâlâ aynı öfke, aynı kin… Siz bizi ne sanıyorsunuz Allah aşkına? Gecesini gündüzünü birbirine katan, memleketi için ter döken yol arkadaşlarıma tek bir söz söyleyemezsiniz, söyletmem. Bizim hareket tarzımızı siz mi belirleyeceksiniz? Nereye gideceğimizi, kimi selamlayacağımızı size mi soracağız kardeşim?”
“5 yıldır dilimizde tüy bitti. Diyalog ayrıdır, iş birliği ayrıdır. Biz siyasette diyalogdan yanayız ama bunlar anlamıyor.” diyen Babacan, vesayet zihniyetine göndermede bulundu:
“Sizin gibilerin vesayet dönemi çoktan bitti. 27 Nisan e-muhtırasının, 367 kararının arkasındaki kafa buydu. Kim ne derse desin; biz buradayız ve siz buna alışacaksınız. Çünkü bizde geri adım yok! Evet, geri adım yok!”
“İKTİDAR DA ANA MUHALEFET DE TÜRKİYE’Yİ İKİ KUTBA HAPSETMEK İSTİYOR”
Babacan, “Yeni Yol” oluşumunun temel gerekçesini açıklarken hem iktidara hem ana muhalefete eleştiriler yöneltti:
“Şu anda hem iktidar hem de ana muhalefet cenahı, Türkiye’nin farklılıklarını iki kutba hapsetmenin peşinde. Tek bir kare fotoğrafı siyaseti iki kutuptan birine zorlamak için kullanıyorlar. Bu model kavga üretir, çoğulculuğu yok eder. Ülkemiz, iktidar bloku ile ana muhalefetin arasındaki kayıkçı kavgasına mecbur değildir. Biz bu yüzden ‘Yeni Yol’u kurduk. Bu yol, sağ veya solun kalıplarına sıkışmadan makulün yoludur. Bu yol, kürsüde de tenhada da aynı sözü konuşanların yoludur.”
“BİZİM YERİMİZ 86 MİLYONUN YANIDIR”
Konuşmasının son bölümünde Babacan, DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin oluşturduğu “Yeni Yol” grubunun toplumdaki konumunu şu sözlerle tarif etti:
“Bazen soruyorlar, ‘Siz nerede duruyorsunuz?’ diyorlar. Gelin, biz de tarif edelim. Biz; çocuğuna harçlık veremeyen annelerin, torununa hediye alamayan dedelerin, geçinemeyen emeklilerin, çiftçinin, işçinin, sanayicinin, esnafın yanındayız. Bizim konumumuz budur, koordinatlarımız budur. Bizim yerimiz 86 milyonun yanıdır.”
Babacan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Ekmeği adilce paylaşmak, umudu büyütmek için bir aradayız. Mazlumun hakkını savunmak, yetimin gözyaşını silmek için omuz omuzayız. Allah’ın izniyle bu iradeyi kimse durduramayacak. Biz bu yoldan dönmeyeceğiz. Çünkü biliyoruz; bu ülke düze çıkacaksa, makul insanlar sayesinde çıkacak.”