Ateşkes İsrail’in insafına mı bırakıldı?

Esasen gömleğin ilk düğmesi en başından yanlış iliklenmişti. Ondan sonraki düğmeler de yanlış iliklendi. Yani işin Türkçesi Trump, Netanyahu’yu erken seçim için ikna edip yerine geniş tabanlı tüm İsrail siyasetini temsil eden geçici bir hükümet getirip at

Barış Adıbelli - CGTN TÜRK

10 ekimde büyük umutlarla ve heyecanla ateşkes anlaşması imzalandı. Bu anlaşma açıkça Gazze ve Hamas için bir baldıran zehrinden ibaretti ama yine de Gazze’deki çocukların ve masum sivillerin yaşaması için gerekliydi. Bundan dolayıdır ki ateşkes imzalanır imzalanmaz ilk şart olarak bir an önce yardım kamyonlarının geçişine izin verilmesi istendi. İlk günlerde yardım kamyonları Gazze’de görülmeye başladı lakin birkaç gün sonra İsrail, bir askerinin öldüğü bir saldırıyı bahane ederek yardımları askıya aldı.

Şarm el Şeyh’te imzalanan anlaşmadan bugüne Trump’ın diplomatik şovu ve rehineler nedeniyle Netanyahu’nun üzerindeki İsrail kamuoyu baskısının kalkmasının dışında hiçbir getirisi olmadı. Gazze halkı bu anlaşmadan hak ettiğini alamadı. Üstüne üstlük her gün İsrail tarafından çeşitli bahanelerle katledilmeye devam ediyorlar.

En son geçtiğimiz salı günü İsrail bir kez daha Hamas’ın sözde eylemlerini bahane göstererek Gazze’ye saldırı düzenledi. Savunma Bakanı Katz’ın açıklamaları adeta Gazze’ye yeniden savaş ilan eder nitelikteydi. İsrail yine birçok masumun kanına girerken, ABD, ateşkesin sürdüğünü duyurdu. Hatta ABD Başkan yardımcısına göre bir ateşkeste böyle ara sıra ufak tefek çatışmaların olması doğaldı. Hamas da ateşkese sadık olduklarını bildirdi. Fakat Netanyahu ateşkese uyacaklarını hiç zikretmedi?

Esasen gömleğin ilk düğmesi en başından yanlış iliklenmişti. Ondan sonraki düğmeler de yanlış iliklendi. Yani işin Türkçesi Trump, Netanyahu’yu erken seçim için ikna edip yerine geniş tabanlı tüm İsrail siyasetini temsil eden geçici bir hükümet getirip ateşkesi ve barışı o hükümetle müzakere etmeliydi. Fakat bunu yapmadı. Bunun yerine elinden Filistin halkının kanlarının oluk oluk aktığı soykırım ve savaş suçlusu Netanyahu’yu Şarm el Şeyh’te barış masasına dahi oturtmaya kalktı. Sonuç da ortada…

Eğmeden bükmeden konuşmak gerekirse bugün ateşkes sahada geçerliğini yitirmiştir. Zira Netanyahu’nun tek bir amacı vardı o da İsrail iç siyasetinde yaşamış olduğu yoğun baskı ve protestoların sona erdirilmesi. Rehineler meselesinden şimdilik kurtulmuş gibi ama yolsuzluk nedeniyle halen yargılanıyor ve bu davalar sürdüğü sürece de İsrail Gazze’de katliam yapmaya devam edecek.

İstikrar gücü veya barış gücü gibi bir mekanizma olmadan ateşkesin sürmesi mümkün görünmüyor. Özellikle tarafların pozisyonunu takip edecek bu güç barış için temel anahtar. Ateşkesin İsrail tarafından sürekli olarak tek taraflı bozulacağı anlaşılıyor. ABD’nin dünyası ise çok farklı. Bu ateşkes sürecinin tek garantörü ABD, Gazze’ye tamamen İsrail penceresinden bakıyor. İkinci aşamadan bahsedilirken Trump’ın bahsettiği hiçbir mekanizma hayata geçirilmedi. İsrail Dışişleri Bakanı birkaç gün önce bir kez daha Türkiye’yi Gazze’de görmek istemediklerini, konuyu da Amerikalı dostlarıyla paylaştıklarını açıkladı.

İsrail tarafı Türkiye’yi Hamas’ı desteklediği için taraf olmakla suçluyor. Oysa Şarm el Şeyh’te Trump’ın arkasına dizilen liderlerden kaçı Hamas’ı terör örgütü olarak görüyor? Örneğin başta ABD, Yunanistan, Fransa, Hindistan, Japonya ve Almanya Hamas’ı terör örgütü olarak görürken İsrail’in görüşlerine yakın duruyorlar ama bu ülkeler İsrail tarafından veya başkaları tarafından taraf olarak suçlanmıyor! Eğer bir taraf aranacaksa İsrail’e sınırsız destek veren ABD’ye bakılmalıdır.

Artık şu gerçek kabul edilmelidir: Şarm el Şeyh’te ateşkes anlaşması Gazze hayatta kalsın diye imzalanmıştır. ABD- İsrail, sahada askeri yollarla mağlup edemedikleri Hamas’ı diplomasi oyunlarıyla masada mağlup etmek için bu anlaşmaya razı olmuştur! Bu geçici ateşkes anlaşması Netanyahu iktidarda olduğu sürece barış getirmez. Bu böyle bilinmelidir!

MAKALELER Haberleri

Kayyımistan…
Gazze Yeniden Hayal Kurmaya Cesaret Edebilir mi?
Fransa Trajedisi
Amerikan Trajedisi: ABD’de Sivil-Asker İlişkileri Yol Ayrımında!
İki din, iki tanrı tasavvuru