AK Partili belediyelerin sınırları içerisinde yaşayan 2 milyon genç….

Elif Çakır

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2028 seçimlerinde ilk kez oy kullanacak gençlerle ilgili AK Partili ve CHP’li belediyeler üzerinden il sınırları çizerek yaptığı seçim hesabı enteresandı. Dün partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında AK Parti Genel Başkanı şapkasıyla konuşan Erdoğan, şu sözlerle partisinin önüne bir hedef koydu:

“Biliyorsunuz 2028 seçimlerinde 5,6 milyon gencimiz ilk kez oy kullanacak. Bu genç kardeşlerimizin 2 milyonu hali hazırda bizim belediyelerimizin sınırları içerisinde yaşıyor. 2025 yılı yaz aylarında gençlere yönelik 750 bin gencimize ulaşmayı hedefliyoruz.”

Seçim vaktinde olursa iki buçuk yıl, biraz öne alınırsa 2 yıl sonra sandıklar kurulacak. Öyle uzun göründüğüne bakmayın göz açıp kapayıncaya kadar geçer süre. Hakkını teslim edelim ki Erdoğan’ın seçim kazanma başarısını sağlayan stratejisi de bu. Seçimler biter bitmez yeni seçimler için çalışmaları başlatması ve gündeminden hiç düşürmemesidir.

Nitekim 2028 seçimlerinde ilk kez oy kullanacak gençlerle ilgili olarak daha şimdiden çıkarttırdığı harita da bunu gösteriyor.

Fakat soru şu:

2028 seçimlerinde ilk kez oy kullanacak 5,6 milyon gencin 2 milyonunun AK Partili belediyelerin sınırları içerisinde yaşıyor olması AK Parti için bir avantaj mıdır? AK Partili belediyelerin sınırları içerisinde yaşıyor olmak kendilerini AK Partiye daha yakın hissettirir mi?

Diyelim ki AK Partili belediyelerinin sınırları içerisinde yaşayan bu 2 milyon genç AK Partiye oy veren anne babaların çocukları olsun. AK Parti bu iki milyon gencin ne kadarını ikna edebilirler?

 Çünkü 2017 Referandumuyla ortaya çıkan bir gerçek var: AK Partili ailelerin çocuklarının önemli bir kısmının AK Partiye oy vermemişlerdi. Oy vermiyorlar çünkü dindar, mütedeyyin ailelerin çocukları hayata, siyasete anne babalarının baktıkları yerden bakmıyorlar.

2017 CB sistemi referandumunda 4 milyon 800 bin genç ilk kez oy kullanmıştı. 2017 yılı önemliydi. Çünkü bu gençler AK Parti iktidarında yetişen gençlerdi. Kamuoyu araştırmaları bu gençlerin yüzde 61’nin referandumda ‘hayır’, yüzde 31’nin ‘evet’ dediğini ortaya koymuştu.

 AK Parti 2017 yılından bu yana seçimleri kazansa bile şehirlerdeki oy erimesini durduramıyor, özellikle de eğitimli gençlerin oyunu alamıyor.

AK Partili ailelerin çocuklarının AK Partiye oy vermediği yorum değil, bilgi. Hatırlarsanız Abdulkadir Selvi köşesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019 yerel seçimlerinde İstanbul’u 9,5 puan farkıyla kaybedilmesinin nedenleri üzerine kurmaylarıyla yaptığı toplantıda AK Parti Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam’ın “Kampanyamız kadınlarda ve gençlerde karşılık bulmuyor. AK Partililerin çocukları bile AK Partiye artık oy vermiyor” dediğini aktarmıştı. (1 Temmuz 2019)

 Örneğin 28 Şubat söylemi anne babalarda karşılık buluyordu ama çocuklarında karşılık bulmuyor. Ki artık son dönemde 28 Şubat mağduriyetini yaşayanlar iktidarın adalet, hukuk alanlarında zulme varan uygulamalarının 28 Şubat dönemini arattığı yorumlarını yapıyor. İktidar adalet, hukuk, demokrasi, insan hakları alanlarında toplumu 28 Şubat’ı mumla aratır hale getirdi.

***

Erdoğan’ın gözden kaçırdığı bir gerçek daha var: 5.6 milyon gençlerin sadece 2 milyonu AK Partili belediyelerin il ve ilçelerinde. Çünkü nüfusun ve özellikle gençlerin büyük çoğunluğu artık kırsal kesimde, kasaba ve ilçelerde değil, şehir merkezlerinde ve büyükşehirlerde yaşıyor.

Seçim sonuçlarında da AK Parti en büyük yenilgileri büyükşehirlerde almadı mı? Üniversiteli gençlerin çoğunluğu şehir ve büyük şehirlerde değil mi?

Şehirleşme ve eğitim faktörü AK Partiden uzaklaşma eğilimini güçlendiriyor. Erdoğan’ın göz koyduğu 2 milyon gençten oy alması eskisinden daha zor olacak.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan da kendisine sınır çiziyor, 5, 6 milyon gencin oyunu hedefleyemiyor… AK Partili belediyelerinin sınırları içerisinde yaşayan 2 milyon genci ikna etmeyi hedefliyor.

Bu durumda İstanbul ve Ankara’nın AK Partili ilçe belediyeleri var ama 2024 seçimlerinde AK Parti kalesi olan ilçeleri CHP’ye kaptırdı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının tutuklanmasını protesto için çıkanların büyük çoğunluğu gençlerdi. Türkiye’nin bütün büyükşehirlerindeki gençler Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto için sokaklara çıktı. Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nden Yağmur Uzunırmak, Ankara’daki gösterici gençler hakkında “Kim Bu Gençler” konulu bir araştırma yapmıştı hatırlarsanız. 208 öğrenciyle yüz yüze görüşerek yapılan araştırmaya göre, 18-24 yaşları arasında bulunanlar Türkiye ortalamasında yüzde 10.3 olduğu halde protesto eylemi yapanların yüzde 70.2’si 18-24 yaş arasındaydı.

 Bu veri de AK Parti’nin gençleri, özellikle şehirli ve üniversiteli gençleri kaybetmekte olduğunu doğruluyor.

19 Mart operasyonun üzerinden 100 gün geçti, iktidar medyasının manşetlerinden Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının “nasıl yolsuzluk” yaptığı haberleri düşmüyor. İtirafçılar sayfa sayfa haber oluyor, iktidara yakın televizyon kanallarında CHP’li belediyelerin yolsuzluklarından başka bir şey konuşulmuyor ama iktidar, kamuoyunu CHP’li belediyelere yaptığı operasyonun siyasi değil hukuki olduğuna inandıramıyor.

***

Temmuz Odak Araştırmasında Türkiye Şeffaflık Örgütünün Türkiye temsilcisi Oya Özarslan ile “yolsuzluk” dosyasını ele alan Panorama TR’nin araştırmasına göre yüzde 72’isi kamuda yolsuzluğun ‘çok yaygın’ veya ‘son derece yaygın’ olduğuna inanıyor. Yine katılımcıların yüzde 59’u iktidarın yolsuzlukla mücadele politikasını başarısız buluyor.

Aynı araştırmaya göre Türkiye’de her üç kişiden ikisi ülkenin kötüye doğru gittiğini ifade ediyor, dört kişiden biri iyi gittiği görüşünde. Yine her dört kişiden üçü Türkiye’nin ekonomik olarak kötüye gittiğini düşünüyor, iyi gittiğini düşünenlerin oranı yüzde 18’den ibaret! Bu yüzde 18 iktidar zaten iktidar seçmeni.

 Katılımcıların yüzde 39’u ‘gıda, barınma, ulaşım’ gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirtmiş.

Ülkemizdeki tablo bu, bu aynı zamanda iktidarın da performansının tablosudur.

Yani bu durumda AK Partili belediyelerinin sınırları içerisinde yaşayan 2 milyon genç, kapılarını çalmak açısından AK Parti için bir avantaj gibi olabilir.

Ama asıl mesele şu: Sınavı kazanıp mülakatta kaybeden, mezun olup iş bulamayan, iş bulsa hak ettiği ücreti alamayan, dünyaya açık milyonlarca genç her gün biraz daha iktidardan uzaklaşıyor. Erdoğan’ın belediye sınırlarına dayandırdığı hesapla bir çare araması da bu kaybın bir itirafı aslında.