Abraham paketi

Yusuf Ziya Cömert

İsrail üç gündür Gazze’yi bombalamıyor. Durdu.

Şu anda gözümüzün önünde katliam yapılmıyor. Bu kıymetli bir şey.

Türkiye ve Katar da Hamas’ın ateşkese ikna edilmesine yardımcı oldu.

Hamas, kendisinin tasfiyesiyle sonuçlanması muhtemel olan bir anlaşmayı kabul etti.

Gazze’nin masum insanları için buna razı oldu.

Görünüşe bakılırsa ABD Başkanı Trump da Netanyahu’yu ateşkese zorladı.

Gazze’yi yerle bir eden, 67 bin Filistinli’yi öldüren, daha fazlasını yaralayan ya da sakat bırakan silahları, bombaları İsrail’e Biden’la Trump vermişti.

Dolayısıyla Trump’a ya da başka birine teşekkür etmemiz gerekmiyor.

Trump Knesset’te yüzyılın katilini kahraman ilan etti.

Bir bakıma soykırımın altındaki imzasını itiraf etti.

Eğer İsrail bundan sonra bir bahane uydurup soykırıma yeniden başlamazsa bitti soykırım.

Bitince bitiyor mu?

Bitmiyor. Yaşandığı yerde duruyor.

Bunu nereden biliyoruz?

İnsanların acılarından.

Kimsenin oğlu kızı, kardeşi bacısı, kesilen kolu, bacağı geri gelmeyecek.

Bunun insanlığa da bir maliyeti var.

Yeryüzündeki bütün insanlar soykırıma tanık oldu.

İnsanın sokakta oynayan çocukları, evde uyuyan ya da mutfakta yemek hazırlayan anneleri, yani tamamen masum, tertemiz insanları öldürebildiğine tanık olmak farkında olalım olmayalım korkunç bir tanıklıktır.

Ruhunuzda ağır, onmaz bir yara açar, tedavisi yoktur.

En ağır yara da o yarayı hissetmeyenlerin yarasıdır.

İnsan şeklinde içi boş bir kalıp. Ölü bile değil.

Soykırıma tanık olmadan önceki insanlıkla tanık olduktan sonraki insanlık aynı insanlık değildir.

Artık hepimizin ruhunda soykırıma tanık olmanın lekesi var.

Orada, bir adım arkamızda duruyor soykırım.

Bir adım arkamızdaysa geçtik mi?

Hayır, geleceğimizde de duruyor.

Mücrimler ayakta. Birbirlerini övüyorlar, alkışlıyorlar.

Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.

Trump vaktinin çoğunu Netanyahu’yu övmek için kullandı.

Şarm el-Şeyh’te kendisini bekleyen devlet başkanlarını, delegasyonlarını fazladan üç saat bekletti.

Amerika’nın devlet başkanıdır, büyüğümüzdür… “Büyük birader”imizdir.

Beklenebilir.

20 Kadar devlet ve hükümet başkanı vardı Şarm el-Şeyh’te.

Avrupa’dan, Amerika’dan, Asya’dan, Afrika’dan Krallar, emirler, başkanlar, cumhurbaşkanları, başbakanlar.

Merkezde Trump vardı.

Zirvenin aile fotoğrafı bir ‘Trump cemaati” görüntüsü veriyordu.

Çin’in temsilcisi var mıydı zirvede?

Baktım, bulamadım.

Rusya’nın temsilcisi de yoktu.

Belki de bu yüzdendir Trump cemaati görüntüsü.

Dünyada yeni bir kutuplaşmanın peşrevi yapılıyor.

Trump eğer Putin’i kendi çizgisine ikna edemezse bir tarafta Çin ve Rusya, bir tarafta ABD.

Sanki herkes kendi ağabeyinin arkasına diziliyor.

Birlikte “Barış Zirvesi Niyet Beyanı”nı imzaladılar.

Bu beyanın içinde Filistin için herhangi bir istikbal garanti edilmiyor. Aslında temenni bile edilmiyor.

Ne Filistin Devleti ne iki devletli çözüm.

Liderler şifahi olarak söylüyorlar ama imzalayacakları kâğıda yazamıyorlar.

Hamas’ın ateşkesi ihlal etmesi durumunda İsrail’in soykırıma yeniden başlar mı?

Trump’ın verdiği işaretlere bakarsanız, başlar.

Hamas ateşkesi ihlal etmese de İsrail yeniden insan öldürmeye başlayabilir.

İsrail ateşkesi ihlal ederse bir müeyyide ihtimali var mı?

İki senedir bu ülkelerin hiçbiri İsrail’e yan bakamadı, şimdi mi müeyyide uygulayacaklar?

Trump’ın hayali biz dahil bütün Ortadoğu’yu Abraham Anlaşmaları’nın içine koyup paketleyip İsrail’e teslim etmek. Bunu benim söylediğimden daha nazik bir şekilde söylüyor da…

Bu kadar lider bir pakete girer mi?

Bazıları girdi bile.