Zeki Savaş

Zeki Savaş

Yazarın Tüm Yazıları >

A+A-

Tarık suresinin 9. ve 10. ayetlerinde Allah u Tebareke ve Teala, "Gizlenenlerin (sırların) ortaya döküldüğü günde insan için ne bir güç ne de bir yardımcı vardır." buyuruyor.


Sırların ortaya döküldüğü gün:
یوم تبلی  السراءر

 یومkelimesi, gün, gündüz ve zahir anlamına gelmektedir. Geceleyin gizlenen bir çok varlık ve gerçekler, gündüz olunca zahir olur, açığa çıkar. Kur'an-ı Kerim'de, rivayetlerde ve ariflerin ıstılahında dünya, kıyamet gününe nisbetle gece hükmündedir. Kıyamet günü de dünyaya nisbetle gündüz gibidir. Yani dünyada gizli kalan, karanlıkta kalan bir çok hakikat, kıyamet günü açığa çıkacaktır.(1)

تبلی fiili البلوی kökünden gelmekte olup kelime anlamı itibariyle imtihan manasına gelmektedir. Buradaki anlamı ise açığa çıkmak, zahir olmak manasındadır. Çünkü imthan, eşyanın hakikatini açığa çıkarır. سراءر kelimesi de kök itibariyle sır anlamında olup burada insanın niyet ve sıfatları anlamına gelmektedir.(2)

Bütün amellerin gizli bir yanı vardır. Kişi yapmadığı bir fiili iddia, yaptığı bir fiili de inkar edebilir bu dünyada. Ayrıca her amelin bir niyeti vardır ve bu niyet kişi ile Allah arasındadır. Bütün bu sırlar, ruz-i mahşerde açığa çıkacaktır.

Mevlana bu hakikati şu veciz beytinde dile getiriyor:

روز محشر هر نهان پیدا شود    هم زخود هر مجرم ی رسوا شود

Kıyamet günü bütün sırlar açığa çıkacak ve her mücrim kendiliğinden o gün rüsva olacaktır.

İnsan doğası gereği sosyal ve medeni bir varlık olarak yaratılmıştır. Onun için Allah insanların sırlarını, batınlarında gizlediklerini mestur/kapalı tutmaktadır. Zira insanların batınındakiler açığa çıksa/mekşuf olsa, insanlar arasında muaşeret imkansız, birlikte ve yardımlaşma içinde yaşamak muhal olurdu. Ama kıyamette kimsenin kimseye bir faydası yoktur. O gün hesap günüdür ve sırların açığa çıkmasının dünyadaki gibi bir zararı söz konusu değildir.(3)


Dünya imtihan alanıdır. Dünyanın tabiatı gereği hayır ile şer iç içe geçmiştir. İyi ile kötüyü, hayır ile şerri birbirinden ayırmak çoğu zaman güçleşir. Oysaki ahiret, mükafat günüdür.(4) Mükafat ve ecir günü, her şeyin gerçeğinin ortaya çıkmasını iktiza eder. Kimin neyi hangi maksatla yaptığı ve hangi niyetle söylediği aşikar olacaktır.


İnsanın sırları, gizli bir define gibidir. Kıyamet gününde herkesin herkesten sakladığı o gizli definesi açığa çıkacak, beşeriyetin kamuoyuna sunulacak. O gün mahcup olmak çok kötü bir şeydir. İman, küfür, nifak, iyi niyet, kötü niyet, ihlas, riya ne varsa gerçek haliyle ortaya çıkacak. Herkesin gerçek kimliği, deruni kişiliği, manevi şahsiyeti açığa çıkacak. O gün hiç kimsenin gerçekleri gizleme gücü olmayacaktır. Kimse kimseden yardım da alamayacaktır.


Mevlana, dünya hayatını bir mühendisin zihnindeki muhayyel esere benzetiyor. Bizler, mühendisin zihninde tasavvur ettiği eserin nasıl bir şey olduğunu bilmiyoruz. Mühendis, zihnindeki muhayyel eseri hayata geçirdiği zaman o muhayyileyi somut olarak müşahede edebiliyoruz.


İnsanın dünya hayatında yapıp ettikleri, fiilleri, deruni dünyası, sırları kıyamet günü müşahhas hale gelecektir, açığa çıkacaktır, suret kazanacaktır. Cennet veya cehenneme dönüşecektir.


Bizler bu hayatta başkalarının ne düşündüğünü, niyetlerinin ne olduğunu, hangi fiili ne maksatla yaptıklarını bilemiyoruz. Bu hayatta başkaları için sır olan bu hakikatler, kıyamet günü herkes için görünür hale gelecektir:
یوم تبلی  السراء


Deruni alemimiz, niyetlerimiz ve amellerimiz kıyamet günü muşahhas hale gelecek, cennet veya cehenneme dönüşecek. Ya azap melekleri veya rahmet melekleri şeklinde tecelli edecek. Öyleyse cenneti, cennetlik inanç, düşünce, niyetler ve ameller; cehennemi de cehennemlik inanç, düşünce, niyetler ve ameller vücuda getirecek.


Bir hadis-i şerifte, "Dünya ahiretin mezrasıdır" deniyor. Dünyada ektiğimizi ahirette biçeceğiz. Bu sebeple insan tarlaya benzetilmiştir; ameller de tohuma. İnsanın ameli olan tohum, insanın varlığında ekilir ve kıyamet gününde meyvesini verir. Bu dünya ekin yeridir. Her ekin, ahirette mahsula dönüşecektir. Mahsula dönüşmesi, sırların açığa çıkması demektir. Kimin ne ektiğini herkes görecektir. Bu hayatta kimin ne ektiği gerçek anlamda bilinmemektedir. Kimin ne ektiği sırdır ama bu sırlar bir gün zuhur edecektir. Öyleyse kötü tohum ekmemek gerekiyor. Çünkü insanın ektiği tohumları Alemlerin Rabbi kıyamette mahsula çevirecektir.(5)


   Mevlana bu hakikati şu güzel beytiyle ifade ediyor:

رازها را مي كند حق آشكار   چون بخواهد رست تخم بد مكار

 

Mevlana, dünya hayatı ile ahiret arasındaki ilişkiyi, rüya ile dünya hayatı arasındaki alakaya benzetir. Dünya hayatı ahirete nisbetle gece ve rüya hükmünde olduğu için, kişinin rüyada, yani dünya hayatında işlediği fiiller, kıyamet günü tabir edilecektir.

     هر چه تو در خواب بيني نيك و بد     روز محشر يك به يك پيدا شود

     آنچه كردي اندر اين خواب جهان       گرددت هنگام بيداري عيان

 

Rüyada görülen ölüm, hüzün ve gam, dünya hayatındaki uzun ömür ve mutluluğa yorumlanır. Rüyada mutluluk ve şenlik görülmesi de hüzne yorumlanmaktadır. Dolayısıyla bu hayatta gafletten kaynaklanan keyif içinde yaşayanlar, öteki hayatta gam içinde olacaklardır.

هر كه شيرين زيد او تلخ مرد   هر كه او تن را پرستد  جان نبرد

Hakeza dünya hayatında Allah korkusuyla yaşayan, Allah için gözyaşı döken ve hüzünlenenler de ahiret hayatında huzur ve mutluluk içinde olacaklardır. Buradaki hüzünlerini, gamlarını, dertlerini uyanış günündeki mutluluğa yorabilirler.

گريه و درد و غم و زاري خود   شادماني دان به بيداري خود

Bu hayatta endişe, sorumluluk, cehd ve salih amel üzer olanlar, mutlu bir sonun kendilerini beklediğini bilirler. Çünkü onlar, uzak görüşlü insanlardır ve mübarek insanlardırlar.

آخر هر گريه تو خنده ايست  مرد آخر بين مبارك بنده ایست

 

Kur'an, insanları me'ad'a, kıyamet günündeki yeniden dirilişe inanmaya davet ederken kışın kuruyup baharın yeniden hayat bulan bitkileri delil olarak gösterir. Herkesin her yıl yaşadığı, gözlemlediği tabiat gerçeğini herkesin idrak edebileceği deliller babından zikreder. Said-i Nursi de Haşir Risalesi'ni bu ayetler temelinde kaleme almış ve ateist düşünceye karşı haşrin varlığını müdellel hale getirmiştir inanmayanlar için. Mevlana da yaprakların dökülmesinden sonra gelen bu bahar, kıyametin varlığına burhandır diyor:

این بهار نو زبعد برگ ریز     هست برهان وجود رستخیز

Dünya hayatı da kış ve güz, kıyamet de bahar gibidir. Ahiret hayatı, dünya hayatında ekilen tohumları yeşertir, baharın toprağa düşmüş tohumları yeşerttiği gibi. Bahar gelince, toprakta gizlenmiş tüm tohumlar, özlerine uygun bir şekilde yeşerirler. Kıyamet de alemin bağrında gizli kalan tüm iyi ve kötü amelleri yeşertecek ve herkes en ayrıntısına kadar ektiği tohumların yeşermesini görecektir.


"Kim zerre miktarınca hayır yapmışsa onu görür ve kim de zerre miktarınca şer işlemişse onu görür."(6)


Bu hayatta başkalarından sakladığımız, görmezlikten geldiğimiz, önemsemediğimiz veya umursamadığımız tüm amel ve niyetlerimizi öteki hayatta göreceğiz, başkaları da görecek. Hakeza iyi amel ve niyetlerimiz de öyle.


Kıyamet günü sırlarımız açığa çıktığında, sevinenlerden olmayı rahim olan Allah cümle müminlere nasip eylesin.

--------

Dip notlar

1- Amoli, Hasanzade, Armağan-ı Asıman sh:249

2-Mekarim-e Şirazi, Nasır, el-Emselü fi Tefsir'i Kitabi'llahi el-Münezzel c: 20 sh: 110

3-Tayyıb, Seyyid Abd'ul Hüseyn, Etyeb'ül Beyan fi Tefsir'il Kur'an c:14 sh: 78

4-Tefsir-i Hidayet c:18 sh:31

5-Allame Hasanzade Amoli, Armağan-ı Asıman sh:256

6-Zilzal:7-8

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.