ALÇAKLARIN ALÇALTTIĞI DÜNYA
Bugün Gazze’nin altını üstünü getiren işgalci alçak Siyonist İsrail’i her açıdan destekleyen ABD ve Avrupa da bu alçaklık payesinin sahibidir. Teknolojik gelişmişliğe paralel olarak, atalarının yaptıklarından daha beter bir cürme imza atıyorlar.
Hiç kimsenin artık Batı zihniyetini örnek vererek hak, hukuk, adalet ve insan haklarından söz etmek gibi bir gaflet içinde olmaması gerekir. Küfrün tek millet olduğunu artık görerek, yaşayarak tanıklık ediyoruz.
Hiçbir kimsenin Gazze’de yaşananları görmezden gelerek, dünyanın şurasında burasında çocuk, kadın ve sivillerle ilgili yapılan haksızlıkları önümüze getirme ikiyüzlülüğünü gösterme cesaretine sahip olmamalıdır.
Bugün Gazze’de yapılan soykırımın baş mimarı ABD’dir. Avrupa ülkeleri ise ABD’nin peşinden kuyruk sallayarak giden uydularıdır. Alçak Siyonist İsrail ise mitleri aracılığıyla sahneye sürülmüş katil bir tetikçi durumundadır.
Paylaşım savaşlarından sonra insanlığın kalbi mesabesindeki Filistin’e saplanmış bir hançer gibi, yetmiş beş yıldır kan akıtan alçak işgalci Siyonist İsrail’e karşı, hiçbir varlık gösteremeyen Müslümanların üstünde sanki ölü toprağı vardır.
Bütün dünya sanki bir tiyatro izliyor. Alçak Siyonist İsrail hiçbir sınır tanımıyor. Hastaneleri bombalıyor. Mescitleri, kiliseleri ve okulları bombalıyor. Ambulans konvoyunu bombalıyor.
Hiçbir sınır tanımıyor. Çocuklar ölüyor. Kadınlar ölüyor. Sağlık personeli ve gazeteciler ölüyor. Evler yerle bir ediliyor. Su yok. Elektrik yok. Gıda yok. Yok, yok, yok…
Var olan ise bombalar, füzeler ve adını bilmediğimiz enva-i çeşit patlayıcılarla yapılan katliamlar. Her taraf enkaz ve enkazların altından çıkarılamayan insan cesetleri…
Yolların sağında solunda toplanmayı bekleyen ölü canlar… Söz kifayet etmiyor. Söyler misiniz oturduğumuz yerden vahşetin neyini anlatabiliriz?
Tam manasıyla alçakların alçalttığı bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlık bu alçaklığa ortak olmamalıdır. İnsanlık ölmüş olamaz. Bu kötülüğün önü alınmalıdır. Bu kötülüğün önünün alınmaması bütün bir insanlığın da felaketi olur.
Biz Müslümanların hali ne olacak? Hani Müslümanların kardeşliği? Hani Müslümanların birlik ve beraberliği? Hani Müslümanlar bir vücudun azaları, bir duvarın tuğlaları gibiydi! O azalardan birisi sancılansa, bütün azalar da sancılanırdı! Bunların hepsi birer hikâye miydi? Bu çelişkiyle daha nasıl ve ne zamana kadar yaşayacağız?
Lütfen kendimize karşı dürüst olalım! Belki bu çelişkiyle hayat sürüp kendimizi aldatabiliriz. Fakat haşa Allah’ı da aldatabileceğimizi herhalde düşünmüyoruz değil mi? Haddimi aşarsam bağışlayın lütfen; biz Müslümanların durumunun biraz da Gazze’ye benzediğini siz de fark etmiyor musunuz?
Bizim, öncelikle Müslümanca bir varoluşla bir ilgimizin olmadığını kabul etmemiz gerekir. Kişi olarak, şahıs olarak bir bütünlüğün ifadesi olamıyoruz. Paramparça bir haldeyiz. Tutarsız ve şizofren bir yapımız var. Bu halimizle samimiyetten de nasibimiz olmuyor. Etken değil edilgen, özne değil nesne halimizle çok kullanışlı bir yapımız var. İktidarlar, cemaatler, partiler, tarikatlar ve daha bilmem kimler ve kimler tarafından kullanılıyoruz.
İslam her türlü alçaklık ve zillete karşı cephe alan bir dindir. Bugün Filistin’de yaşananlar da bizi uyandırmayacaksa artık kıyamete kadar hiçbir şey bizi uyandıramayacaktır. Bundan emin olabilirsiniz.
Değişim zarureti ayan beyan orta yerde duruyor. Kur’an’ın ilgili ayetlerini çoğumuz biliyoruz. Olması gerekeni sloganlardan arındırarak yeniden ele almalıyız. Her türlü grupsal kaygılardan arınmalıyız. İmanı, tevhidi, adaleti, hakkaniyeti ve meşvereti yeniden gündemimize almalıyız. Sağlam temeller üzerine bina edeceğimiz yeni bir birliktelikle, en başta uydu yönetimleri ve daha sonra da dünyanın mutlak kötülerini ortadan kaldırmak mümkün olabilir. Bunun bir hayal değil, bir gerçeklik olduğuna ikna olduğumuz gün, yepyeni bir dünyaya uyanma imkânına da sahip olacağız.
Rabbim! Yepyeni bir dünya için ellerimizi birleştir! Razı olduğun şekilde kenetlenmeyi nasip et! Cehaletle başımıza örülen fitne ve fesatlardan kurtar! Kurban olduğum, Sana layık kullar değiliz. Hem tembeliz ve hem de bedavacıyız. Cürmümüzün haddi hesabı da yoktur. Fakat Senin sonsuz rahmetin yine de bizi ümitvar kılıyor. Ne olursun Rabbim! Ölmeden önce özgür Filistin’i görmeyi nasip et! Ve Siyonist İsrail ve ABD’nin yerle yeksan olduğu zamanları da! Âmin.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.