1. YAZARLAR

  2. Hatice Kübra BAYTAP

  3. ZULAMDAKİ HÜCRE
Hatice Kübra BAYTAP

Hatice Kübra BAYTAP

Yazarın Tüm Yazıları >

ZULAMDAKİ HÜCRE

A+A-

                                                     

Caydırıcı adaleti mi yoksa körükleştirip ar perdesinin yırtılmasına sebeb olacak adaleti mi?


 

İlkokul 3.sınıfta Suç ve Ceza Ahlak ve Kural dışı yaşamın sonuç ve bedelini görsel ve fiilsel tanımla anlamamız için Adliye ve Karakol'u dolaşmak üzere bir gezi düzenlemişti Öğretminimiz.

Sevgi ve ilgiyle karşılanmamızın ardından dolaşmamıza izin verilerek bize rehberlik etmesi için de bir memur görevlendirilmişti.

Öğretmenimizin ricası üzerine nezarethaneye doğru ilerlemeye başladık.

Az çok filmlerden nasıl boş bir odayla karşılaşacağımızı tahmin ederken; aydınlıktan yavaş yavaş karanlığa doğru adımlarımızın ürpertisini adeta sindire sindire hissederek nezarethanenin kapısında bulduk kendimizi.Belinden çıkardığı anahtarla nezarethanenin kapısı açılırken içeriye grup grup dalıp gözlem yaparak bu durumdan ders çıkarmamız istenmişti.Ki,ilk giren grup arasında yer alırken hemen karşımda duran yatağın üzerinde başı iki eli arasında gömük ve oturmuş mahkumun bir anda başını kaldırıp ''neler oluyor'' der gibi şaşkın bir ifadeyle gün ışığı almayan karanlık,sadece bir yatak ve bir mahkumdan ibaret olan tek kişilik hücrede göz göze gelmek devrim niteliğinde duygular yeşerterek büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım.

Boş beklediğim nezarethane,içinde bir mahkumun da bulunduğu zindandan farksız karanlık bir hücre idi.

Dört duvar,bir yatak ve tek mahkum dışında görülen hiç bir şey olmadığı gibi,''hangi birini gözlemleyelim'' dedirten bir hava hakimdi aynı zamanda.

Hangi birini!!!

Doğru.O kadar çok şey vardı ki aslında;

Mahkumu mu gözlemleseydim yoksa insanı mı?

Göz göze geldiğimiz an ki hislerimi mi yoksa karşımdaki gözlerden yansıyan utanç ve kırdırılan onuru mu?

Hırsızı mı gözlemleseydim yoksa bu suça iten nedenleri mi?

Caydırıcı adaleti mi yoksa körükleştirip ar perdesinin yırtılmasına sebeb olacak adaleti mi?

Mahkum da olsa,bir babanın küçüklerce küçük düşürülmesini mi yoksa yanlışları doğrulara dönüştürmeyi mi?

Vs. vs. vs. Daha bir çok sayamadığım hangi birini...

Mahkum da bir insan dı sonuçta,ki,kendisini utandıranlar arasında yer almaktan utanç duyarak hücreden ayrılırken böyle bir resmi zulama yerleştirdiği için içten içe öğretmenime kızgınlık duymuştum.

Yasaların uyguladığı cezalardan çok daha ağır bir ceza olmuştu zannımca.
Mezara götüremeyeceği tahtıyla övünen kralın cariyesini köle pazarında satmak gibi bir şeymiş gibi gelmişti bana.İlmiyle amil olamayan alim gibi.

Makam koltuklarını taht gibi yüceltip kendilerini Ülke'nin sahibiymiş gibi görerek Kral zannedip,şeref ve namus üzerine içtikleri and'ı (cariyelerini köle pazarında satar gibi) çıkar ve menfaat uğruna heba etmeleri,yasa'ları gözardı ederek ahlak ve kural dışı davranışlar nasıl ve ne kadar yasal sayılabilir?

Hakaret davaları ne için ve kimlere yönelik işlev görür?Hakaret davaları sadece sözlü hakaretlere yönelik midir?

Ya da;forma,kimlik,ünvan,bunlar yasalardan muaf tutmak için yeterli sebepler midir?

İlmiyle amil olamayan alim derken; Hayatını üzerine inşa ettiği mesleği (ilmi) doğruya kullanmayıp (amil olamayan) görevli (alim) ne denli adalet sağlayıp dağıtabilir?

Geçmişe takılmadan geleceği inşa etmek - Geçmişe takılarak geleceğe yön vermek...

Hakikatte pişman olmuş bir mahkumun temiz ve özgür bir yaşam sürdürmesine engel olan silinmeyen kirli sicili...

Toplum güvenliğini tehdit edebilecek problemli insanların halk arasında özgürce dolaşmaları ne kadar yanlış (tehlikeli) ise; Hayata sıfırdan başlamak isteyen kimsenin siciliyle fişlenmesi aynı derece riskli...

Ne demek istediğimi daha iyi ifade edebilmek için şu şekilde örneklendirmeye çalışayım; Kanserli bir hastanın gördüğü Kemoterapi tedavisinin ardından hasta hücrelerin öldüğünü farzedelim.Artık tedaviye ihtiyacı kalmadığı bir dönemde yeniden Kemoterapi verilmesi ileşen hastanın ölmesine yol açacaktır...

Aşağılanan (dışlanan) topluluklar,azınlıklar veya her hangi bir yapıya mensup üyelerin hor görülmesinde de sonuç olarak aynı neticeler doğabiliyor...

Şayet bir hareketin,bir yapının,siyasi olsun olmasın belli toplulukların temel ilkelerinden biri çoğunluk elde edip,sayılarını arttırarak taraf ve yandaş kazanmaları iken kendinden olmayanı dışlayarak duygusal,zihinsel (fikirsel) cinayetler işleyerek aynı zamanda kendi intiharlarını da gerçekleştirmiş oluyorlar.

Örneğin; Sınıf dolusu öğrencileri küçümseyerek aşağılayıcı yöntemlerle eğitim adı altında yönetmeye çalışan Memur'un sürgüne sürülmesi veya ihraç edilmesi yüzeysel olarak öğrenci ve ebeveynlerin şikayetleri öne çıksa da,bu,Memur'un rencide ettiği öğrencilerin duygularını,hislerini,geliştirebilecekleri ılımlı ve olumlu düşüncelerini öldürerek cinayet işleyip kendine cephe alarak aslen kendi intiharına yol açmıştır.

Kendince doğruları yanlış yöntem ve destekçileriyle kural dışı yaşamın sonucunu ahlak dışı muamele sergileyerek ahlaklılığı nereye oturtabiliriz?

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.