1. HABERLER

  2. MAKALELER

  3. Yaseminler Gülümsüyordu ..
Yaseminler Gülümsüyordu ..

Yaseminler Gülümsüyordu ..

“Aşk iki rekâttır... Abdesti de ancak kanla alınır.”

A+A-

     Yaseminler Gülümsüyordu Ellerimiz Kavuştuğunda – 46

           İbrahim Sediyani

“Aşk iki rekâttır... Abdesti de ancak kanla alınır.”

“Biz aşk ehliyiz, kuru akıl ehli değil. Akıl ehli bir tehlikeyle karşılaştığı zaman, ‘kendimi nasıl kurtarabilirim?’ diye hesap yapar. Aşk ehli ise bir tehlikeyle karşılaştığı zaman, ‘kendimi nasıl fedâ edebilirim?’ diye hesap yapar.”

Ayetullâh Seyyîd Dr. Muhammed Hûseynî Beheştî (rh. a.)

     20. yy’da İslam dünyasının yetiştirdiği en büyük âlim ve mücadele adamlarından, aynı zamanda 1979 İran İslam Devrimi’nin en önemli öncü şahsiyetlerinden biri, hiç kuşkusuzAyetullâh Seyyîd Dr. Mûhâmmed Hûseynî Beheştî (ﺁﻴﺖﷲ ﺴﻴﺪ ﺪﻜﺘﺭ ﻤﺤﻤﺪ ﺤﺴﻴﻨﻰ ﺒﻬﺸﺘﻰ)’dir.

     Şehâdetinden sonra âzîz İslam İnqılâbı’nın lideri Ayetullâh-i Uzmâ İmam Seyyîd Rûhullâh Mustafawî Musewî Xomeynî (ﺁﻴﺖﷲ ﺍﻠﻌﻇﻤﺎ ﺍﻤﺎﻡ ﺴﻴﺪ ﺮﻮﺡﷲ ﻤﺼﻄﻔﻮﻯ ﻤﻮﺴﻮﻯ ﺨﻤﻴﻨﻰ)’nin kendisi için “O, tek başına bir ümmetti” dediği Şehîd Dr. Beheştî, ne ilginç ve güzel bir tevafuktur ki, şu anda kendisiyle aynı ismi taşıyan şehîdler mezarlığında, Beheşt-i Zehrâ (ﺒﻬﺸﺖ ﺯﻫﺮﺍ) kabristanında yatmaktadır.

     Seyahatname’nin bir önceki bölümünde siz sevgili gönüldaşlarımıza anlattığımızAyetullâh Seyyîd Mahmud Ellayî Taleganî (ﺁﻴﺖﷲ ﺴﻴﺪ ﻤﺤﻤﻮﺪ ﻋﻼﻴﻰ ﻄﺎﻠﻘﺎﻨﻰ)’nin sevenleri tarafından “Zamanın Ebû Zerr’i” olarak anılması örneğinde olduğu gibi, Şehîd Muhammed Hûseynî Beheştî de sevenleri tarafından “Zamanın Hûseyn’i” olarak anılmaktadır.

     Doğduğunda, ailesinin Hz. Hüseyin (as) Efendimiz’e duydukları sevgi ve muhabbetten dolayı ve“Hz. Hüseyin’in yolundan gitsin”dileğiyle “Hüseynî”adını koyduklarıBeheştî, kaderin cilvesine bakın ki, tıpkı Kerbelâ’daki Hz. Hüseyin gibi 72 yareniyle birlikte şehîd edildi.

     Allâh Tebareke we Teâlâ’nın rızasını kazanma, İslamî değerlerin ve manevî umdelerin yücelmesi uğruna harcadığı ilim ve mücadele dolu bereketli bir yaşamı geride bırakan Ayetullâh Seyyîd Dr. Mûhâmmed Hûseynî Beheştî (ﺁﻴﺖﷲ ﺴﻴﺪ ﺪﻜﺘﺭ ﻤﺤﻤﺪ ﺤﺴﻴﻨﻰ ﺒﻬﺸﺘﻰ), İran takvimine göre 2 Âbân 1307 (= miladî 24 Ekim 1928) tarihinde, İran’ın “şiir ve edebiyâtın başkenti”kabul edilen İsfahan (ﺍﺼﻔﻬﺎﻦ) şehrinin Lunban (ﻠﻨﺑﺎﻦ) mahallesinde, “Şâhpur Caddesi”üzerindeki mütevazi bir evde doğdu. (NOT: Beheştî’nin doğduğu evin bulunduğu“Şâhpur Caddesi”nin adı, 1979 İslam Devrimi’nden sonra “Musaddıq Caddesi” olarak değiştirildi. 1981 yılında Beheştî şehîd olunca ismi “Beheştî Caddesi” olarak değiştirildi ve halen öyledir... İran’ın en güzel şehirlerinden biri ve adetâ bir çiçek ve tabiât cenneti olan, sokak ve bahçeleri şiir ve edebiyât kokan İsfahan şehrine doğru bu geceyarısı yola vereceğiz ve yarın da siz sevgili kardeşlerimizle birlikte İsfahan’ı gezeceğiz.)

     24 Ekim 1928 (2 Âban 1307) tarihinde İsfahan şehrinde dünyaya gelen Beheştî’nin aile kökeni,Peygamber Efendimiz (saw)’in Kerbelâ’da şehîd olan torunu Hz. İmam Hüseyin (as)’in oğlu ve “12 İmam’ın dördüncüsü” kabul edilen Hz. İmam Zeyn’el- Âbidîn (as)’e uzanıyor.

     Babası, İsfahan şehrinin önde gelen İslam âlimlerinden biriydi. Dîn üzerinde derin araştırmalar yapmış, sonrasında İslamî tebliğ çalışmalarında bulunmaktaydı.

     Lunban mahallesinde cami imamlığı yapıyordu, babası.

     Annesi ise döneminin en önemli İslam âlimlerinden ve büyük taklit mercilerinden olan merhumMuhammed Sadıq Hatunâbâdî’nin kızıydı.

     Helâl ve harama çok dikkat eden, ibadetlerini aksatmayan mü’mine bir hânımdı, annesi.

     Böylesine maneviyat dolu bir ailede hayata gözlerini açan Beheştî’ye, ailesi,Peygamber Efendimiz (saw)’den dolayı “Muhammed” ve torunu Hz. Hüseyin (as)’den dolayı “Hüseynî” adlarını verdi. Babası, yeni doğan Muhammed Hüseynî’yi kucağına alarak sağ kulağına ezan ve sol kulağına da ikame okudu.

     İlkokul ve ortaokulu memleketi İsfahan (ﺍﺼﻔﻬﺎﻦ)’da okuyan Muhammed Hûseynî Beheştî’nin üstün zekâsına hayran kalan öğretmenleri, O’nun liseden sonra üniversiteyi de bitirerek iyi bir kariyer yapması için ısrar ediyorlardı. Ancak O, Qum (ﻘﻡ)’a gidip İslamî ilimler havzâsında okumayı ve Ehl-i Beyt mektebinin bir talebesi olmayı çoktan kafasına koymuştu. Ortaokulu bitirdikten hemen sonra, 15 yaşında İslamî eğitim almaya başlar, 1943.

     Fransızca’yı ortaokul döneminde, İngilizce’yi de Qum kentinde dînî ilimler öğrenimi görürken öğrenen Seyyîd Muhammed Huseynî Beheşti, 18 yaşında Qum Dînî İlimler Medresesi’nde öğrenime başlar, 1946.

     Hüccetiye Medresesi’nde küçük bir odada arkadaşları – devrimden üç ay sonra şehîd olan –Ayetullâh Murteza Mutahharî (ﺁﻴﺖﷲ ﻤﺮﺘﻀﻰ ﻤﻄﻬﺮﻯ), - şimdiki dînî lider – Ayetullâh Seyyîd Ali Hüseynî Hamaneî (ﺁﻴﺖﷲ ﺴﻴﺪ ﻋﻠﻰ ﺤﺴﻴﻨﻰ ﺨﺎﻤﻨﻪﺍﻯ) ve – Lübnanlı “kayıp imam” – İmam Musa Sadr (ﺍﻤﺎﻡ ﻤﻮﺴﻰ ﺍﻠﺼﺪﺮ) ile birlikte ilim ve tezkiye için büyük gayret gösterirler.

     1948 yılında “Haric” derslerine başlar.“Haric” derslerinin yanısıra “Felsefe”ye olan büyük ilgisi ve o zamanın toplumsal ihtiyacı gereği, sonraları Ehl-i Beyt mektebinin önde gelen âlimlerinden olacak olan ders arkadaşlarıyla birlikte, Allame Seyyîd Muhammed Hûseyn Tabatabaî (ﻋﻼﻤﻪ ﺴﻴﺪ ﻤﺤﻤﺪ ﺤﺴﻴﻦ ﻄﺒﺎﻄﺒﺎﻴﻰ)’den“Felsefe” dersleri almaya başlarlar. (NOT: Bu dersler daha sonra Üstâd Murtezâ Mutahharîtarafından “Felsefenin Temelleri ve Realizm Metodu” adı altında kitap haline getirilmiştir...Qum şehrinde defnedilmiş olan Şehîd Mutahharî’yi siz sevgili kardeşlerimizle birlikte yarın Qum’u gezerken anlatacağız.)

     Qum (ﻘﻡ)’daki derslerini ilerlettikten sonra, başkent Tahran (ﺗﻬﺮﺍﻦ)’a yerleşir, Beheştî.Tahran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne kayıt yaptırarak yüksek öğrenimini burada tamamlar. Sonrasında 1951 yılında Qum’a geri döner ve lisede “İngilizce öğretmenliği” yapmaya başlar. (Tarih, sosyal yaşam, kültür, ekoloji, sanat, edebiyat, doğal güzellikler, şehircilik, mimarî, bütün yönleriyle Tahran şehrini tanımak için bkz.Yaseminler Gülümsüyordu Ellerimiz Kavuştuğunda – 22)

DEVAMI İÇİN..

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.