1. YAZARLAR

  2. Ergun BABAHAN

  3. Yalıda viskisini içen şerefsizler!
Ergun BABAHAN

Ergun BABAHAN

Ergun BABAHAN
Yazarın Tüm Yazıları >

Yalıda viskisini içen şerefsizler!

A+A-

Türk siyasetinin en klişe, en bayağı laflarından biridir bu. İstanbul’u görmemiş Anadolu insanı bu kentte herkesin yalıda oturup viski içeceğini sanır. Fikrin sahneden çekildiği dönemde küfürün boşluğu doldurmasının en çarpıcı örneği bu sözdür. Viskinin ulaşılması güç bir tüketim maddesi olduğu bir dönemde ortaya atılmış, siyaseten tükenmişlerin sarıldığı bir can simidi olma görevini başarıyla sürdürmüştür.
 
Türkiye çapında siyaset yapan bir liderin HDP’ye oy vermiş milyonları ‘şerefsiz’ ilan etmesi gibi arıza bir durumu bir kenara bırakırsak, demokratikleşme meselesini hiç anlayamamış, siyasetin çözücü işlevini kavrayamamış bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu görürüz.
 
Erdoğan ve AKP’nin ‘Kürt Meselesi’nde dilinin gittikçe faşizan bir hal alması, kendini milliyetçi oyların sahibi olarak gören MHP’de rahatsızlık yaratmışa benziyor belli ki. Şimdi kim daha sivri bir dil kullanacak yarışı başlamış görünüyor. Seçim döneminde zirveye çıkması muhtemel bir yarış.

DEVLETİN AYARI BOZULDU...
 
Kürtlerin ülke nüfusunun önemli bir kesimini oluşturduğunu, bireysel değil grup statüsü talep ettiklerini görmezden, anlamazdan gelirsen, bu amaçla sivil siyaset yapmalarının önünü kesmeye çalışırsan sadece şiddetin ateşini körüklemiş olursun.
 
Devlet, dağda silah tutacaklarına, ovada siyaset yapmalarını yeğliyordu bir ara ama bu kadar güçlü bir varlık göstermelerini beklemiyordu. HDP’nin yüzde 13 oy alması, bölgedeki gelişmelerle birlikte ele alınınca sadece Erdoğan’ın değil, devletin de ayarını bozdu. Kürtler bölgede hakim nüfus ve çevreleri akrabalarıyla kuşatılmış durumda.
 
Böyle bir tabloda sağduyulu karar, bu insanları daha fazla bu devlete bağlayacak, başka arayışlara yönelmelerini engelleyecek bir dil ve politika olması gerekirken tam tersinin yapılıyor olması, Türkiye’de devlet aklının 1915’in ilerisine geçemediğinin açık göstergesi.
Şu anda uygulanan politika, bölgede askeri önlemlerin tek hakim uygulama olması, devletin kendi toprağını bombalamak zorunda kalması ve halka her türlü şiddet politikasının görülmesi anlamına geliyor. 
 
GÖSTERMELİK SAVAŞ İLANI
 
Kobane’de IŞİD’e karşı savaşırken ölen gençlerin cenazelerini sıcakta TIR içinde bekletip çürüten bir anlayıştan bahsediyoruz. Ölenler senin yurttaşın, bu toprakların insanlarının evladı. Onlara çektirdiğin bu acı, bu insanları senden daha da uzaklaştırıyor.
 
Darbeler ve insan haklarıyla tanınan Türkiye, AKP sayesinde buna radikal dinci gruplarla flörtünü de ekledi. IŞİD’e göstermelik savaş ilanının Batı medyası tarafından satın alınmadığı açıkça görülüyor. 32 gencimizin ölümünden sorumlu tuttukları bir örgüte sadece üç sorti yapmaları bu ikiyüzlü politikanın açık göstergesi.
 
Uluslararası arenada itibar ve saygınlığı kalmamış bir ülke kendi iç meselelerini şiddet yoluyla çözmeye kalkarsa işin sonunun nereye varacağı çok açıktır. Kürt meselesi artık bölgesel bir sorundur ve sadece Türkiye’nin iradesiyle çözülebileceğini sananlar ciddi olarak yanılmaktadır.

Türkiye bu alanda belirleyici olmak istiyorsa, sivil siyaseti güçlendirmek zorundadır yoksa başkalarının senaryolarına oyuncu olur.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.