1. YAZARLAR

  2. Ziyaeddîn Embarî

  3. Uyuşturucuya ÊDÎ BESE! (Artık Yeter!) Diyebilmek
Ziyaeddîn Embarî

Ziyaeddîn Embarî

Yazarın Tüm Yazıları >

Uyuşturucuya ÊDÎ BESE! (Artık Yeter!) Diyebilmek

A+A-

Doğrusu özellikle son günlerin her haber bülteninin vazgeçilmez uyuşturucuyla ilgili haberleri nazar-ı dikkatimi celp edince, ben de az da olsa biraz siyasete ara vererek, toplumsal sorun, pardon toplumsal yara olan uyuşturucu mevzusuna meylettim. Baktım ki söz konusu yara kangrene dönüşmüş, virüs tüm vücudu sarmış, içinden çıkılmaz bir vaziyet almıştır.

Özellikle 15.12.2012 tarihinde Lice’nin 3-4 köyünde yakalanan 21 tonlukesrarın yedi kamyon eşliğinde basına gösterimi, artık her ehl-i vicdanının vicdanını sızlattı. Artık, vicdan ehlinin de “êdî bese” (artık yeter!) hamlelerini başlatma zamanının geldiğini; hatta geçmek üzere olduğunun kanısına vardım. Anladım ki birileri çocuklarımızı uyuştururken bizleri de oyalamakta ve uyutmaktadır.

Anladım ki meğer devletin buğday, arpa vs. gibi ürünlerin ekimi için verilen mazot, gübre ve doğrudan gelir destekleri, bazıları tarafından yanlış algılanmış, alınan destekle buğday ve arpa yerine esrar-eroin ekimi için harcanmaktadır.

Baktım ki, Türkiye ve dünyadaki uyuşturucu piyasasından kazanılan rant, tüyler ürperticidir. Daha 2005'te uyuşturucu kaçakçılığının yarattığı rant, 429 milyar dolar.Bu rakam, 163 ülkeninmilli gelirinden fazladır.

İslam dünyası ile Avrupa ülkeleri arasında bu konuda ciddi bir ithalat ve ihracat mekanizmasının varlığını fark ettim.

Son araştırmalar, Afganistan'ın dünyanın en büyük toz esrar üreticisi olarak Fas'ın yerini aldığını işaret etmektedir. Afganistan'da üretilen toz esrarın bir kısmı Avrupa'da satılmakla birlikte, Fas bu uyuşturucu için Avrupa'nın ana tedarik ülkesidir.  ( Kaynak: 2012 Avrupa Uyuşturucu Raporu)

Avrupa, İslam ülkelerine silah bilim ve teknoloji ihraç ederken bizimkiler de Avrupa’nın minneti altında kalmadan bunun karşılığında onlara bol bol uyuşturucu ihraç etmektedir. Bu alış veriş neticesinde, kazanan yine bizimkiler olmuştur. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi’nin (EMCDDA) hazırladığı 2012 Yıllık Raporu'nda, Avrupa'daki uyuşturucu sorununun yıllık değerlendirmesi yapıldı. Raporda, Avrupalı yetişkinlerin madde kullanım alışkanlıklarına da yer verildi. Buna göre son bir yılda yetişkin Avrupalıların 23 milyonu, esrar (yüzde 23,7); 4 milyonu kokain(yüzde 1.2); 4 milyonu ecstasy ve amfetamin (yüzde 1.2); ve 1,4 milyonu ise problemli opiyat (afyon ve türevleri-özellikle eroin) kullandı. Buna göre her dört Avrupalıdan biri uyuşuktur; yani keştir.  Yine EMCDDA’ya göre son on yıldır Avrupa’da her saatte bir, aşırı dozdan ölümmeydana gelmektedir. EMCDDA’nın 2011 raporuna göre 2010 yılında Avrupa genelinde yakalanan 106 ton kubar esrarın yaklaşık yarısı (44 ton), Türkiye tarafından ele geçirildi. Bu demektir ki esrarın ana vatanı Türkiye olmasa da ana karargâhlardan birisi de Türkiye’dir.

Türkiye demişken Türkiye’nin uyuşturucu konumuna bir göz atmak yerinde olur diye düşünüyorum. Sizce Türkiye bu kadar malı dışarıya ihraç ederken sattığı malının kalite kontrolünü yapmadan sattığını mı sanıyorsunuz. Hayır, asla öyle düşünmeyin! Türkiye’de “Uyuşturucu Kullanımı 11 Yaşın Altına İndi” (ÖZGÜR AKBAŞ - Yeni Şafak Gazetesi - 09 /11/2004) manşetini 8 yıl önce okumuştuk.

2000 yılında madde kullanımından dolayı ölen insan sayısı 12iken bu sayı 2005’te 26ya yükseldi. İstanbul ve Diyarbakır, uyuşturucu nedeniyle yaşanan ölüm olaylarında birinci sırada yer aldı. 2009 yılında 153 Kişi öldü, (Kaynak–2010 Türkiye Uyuşturucu raporu.) ve son olarak Türkiye’de 2011 yılında 105’i doğrudan, 260’ı dolaylı olmak üzere toplam 365 madde bağlantılı ölüm olayı meydana geldi.( 2012 Türkiye Uyuşturucu Raporu) Gördüğünüz gibi ölümlerdeki artış oranı madde kullanımındaki artış oranıyla doğru orantılıdır. Veriler ışığında konuyu anlatmaya devam ediyorum.

 2003 yılında Adana, Ankara, Diyarbakır, İzmir, İstanbul ve Samsun’u kapsayan bir araştırmada, Diyarbakır;esrar, eroin, afyon, babibituratlar ve uçucu maddelerin kullanımı bakımından en üstteyer almıştır. Diyarbakır’ı, İstanbul izlemiştir. (Kaynak–2006 Türkiye uyuşturucu raporu) yine aynı ankette bu şehirlerde bulunan 88 okul ziyaret edilmiş, yapılan anket neticesinde öğrencilerin son 12 aydaki alkol kullanım oranı tüm öğrencilerde  % 35 civarındadır. Son 12 ayda öğrencilerin esrar kullanım oranı %3’ten fazla, eroin kullanma oranı ise % 2’den fazladır. Son 12 ayda öğrencilerin %58’inin bir şekilde sigarayı içtikleri tespit edilmiştir. (Kaynak:2006 Türkiye uyuşturucu raporu)

2005 yılında, Türkiye’de yakalanan kubar ve toz esrar miktarı, 1.3719,92kg iken toplam captagon ve ecstasy tablet miktarı ise 8.153.722’tir. Ectasy, Avrupa’dan Türkiye’ye getirilmekte, eroin ve kokainin de, İran üzerinden Türkiye’ye girişi yapılmaktadır. (Kaynak:2006 Türkiye uyuşturucu raporu)

2008 yılında Batı ve Orta Avrupa’da 45 ülke tarafından yakalanan toplam eroin miktarı 7,6 tondur ve bu rakam Türkiye ve İran İslam Cumhuriyeti’nde yakalanan toplam eroinin sadece 1/5’ine tekabül etmektedir. (UNODC World Drug Report, 2010:57).

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, 2008 Yılı Eylül Ayı verilerine göre uyuşturucuya bağlı suçlardan ceza infaz kurumlarında, 1999’da 4249 kişi bulunurken bu sayı 2008’de 15.447’ yi bulmuştur.

2011 yılı itibariyle ise madde bağlantılı suçlardan ceza infaz kurumlarında 23.638 kişi bulunmaktadır. Uyuşturucu suçlarından dolayı cezaevlerinde bulunanlar, cezaevlerinde bulunan tüm şahısların %18,38’i ile ilk sırada yer almaktadır. ( Kaynak:2012 Türkiye Uyuşturucu Raporu.)

2011 yılında Türkiye genelinde toplam 67.099 uyuşturucu olayı meydana gelmiş, bu olaylarda 105.665 şüpheli yakalanmıştır. Bu olayların % 87’si uyuşturucu madde kullanma/ bulundurma, %13’ü ise satma-kaçakçılık-imal suçlarından oluşmuştur. (2012 Türkiye Uyuşturucu Raporu)

Türkiye’de, en fazla eroin yakalanan on ilden %31,6 ile İstanbul Birinci; %15,6 ile Van 2. sırada iken ve yine Türkiye’de en fazla esrar yakalanan on ilden Diyarbakır, % 36,2 ile birinci; Van %10,6 ile ikinci. ( kaynak: 2011 Türkiye Uyuşturucu Raporu)

Konuyla ilgili olarak Kürtlüğün iki ana merkezi olan Diyarbakır ve Van’ın birinci veya ikinciliği başka şehirlere kaptırmaması dikkat çekicidir.

2011 yılında Afganistan’daki afyon üretiminde görülen %61 oranındaki artışın ardından, 2012 yılının ilk altı aylık döneminde Türkiye’deki eroin yakalamalarında da bir artış olduğu TUBİM’e bildirilmiştir.(Kaynak: 2012 Türkiye Uyuşturucu Raporu)

2010 yılında dünya genelinde ele geçirilen 81 ton eroinin 40 tonu, İran ve Türkiye tarafından yakalanmıştır. (Kaynak: 2012 Türkiye Uyuşturucu Raporu) İslam ülkelerinin en Laik ve en Şeriatçı olan ülkelerinin bu hallerini değerlendirmek ise, o kadar kolay görünmemektedir.

İran İslam Cumhuriyeti, Asya pazarında hem üretim hem de kaçakçılık bağlamında ana aktördür. (Kaynak: 2012 Türkiye Uyuşturucu Raporu)

Esrar, Türkiye’de en çok yakalanan uyuşturucudur. Esrar yakalamaları son 5 yılda % 140 artmıştır. (Kaynak: 2011 Türkiye Uyuşturucu Raporu)

Son üç yılda Türkiye’de yakalanan kokain miktarında % 572 oranında bir artış görülmüştür. (Kaynak: 2012 Türkiye Uyuşturucu Raporu)

2011 yılında Türkiye’de yakalanan ecstasy miktarı, 2010 yılına göre % 45,7 oranında bir artış göstermiştir.(Kaynak: 2012 Türkiye Uyuşturucu Raporu)

Metamfetamin,son yıllarda küresel popülaritesi artan bir uyuşturucu olarak ön plana çıkmaktadır.

Türkiye’de ilk defa 2009 yılında görülen metamfetamin, her yıl giderek artan miktarlarda yakalanmaya devam etmektedir. (Kaynak:2012 Türkiye Uyuşturucu Raporu.)

Uyuşturucuya bağlı suçlar nedeniyle, ceza infaz kurumlarında bulunanlarla ilgili betimsel bir anket çalışması yapılmıştır.

Uyuşturucu Suçu Nedeniyle Ceza İnfaz Kurumlarında Bulunan ve bu Araştırmaya Katılan Kişi Sayısı 3528.

İlgili soruya cevap veren katılımcıların doğum yerleri sorulduğunda 3133 kişi cevap vermiştir. Bunlardan 420 kişiyle Diyarbakır birinci; 382 kişiyle İstanbul ikinci; 249 kişiyle Van, üçüncü sırada yer almaktadır.

            Ankete göre; uyuşturucu kullanan öğrencilerin % 60 ila % 80’inin uyuşturucu maddeyi ilk kez bir arkadaşından aldıkları görülmüştür.

Uyuşturucu ticareti nedenleri arasında arkadaş etkisi % 28, uyuşturucuya başlama nedenleri arasında arkadaş etkisi ve arkadaş çevresine uyum sağlamak % 23 oranla, ilk sırada yer almıştır.

Söz konusu ankette, katılımcıların % 59’unun ilçede, % 7’sinin İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde doğdukları, hayatlarının çoğunu ise -% 42 oranla- metropollerde geçirdikleri göz önünde bulundurulduğunda, uyuşturucu nedeniyle ceza infaz kurumlarında bulunanların büyük çoğunluğunun göç ettiği düşünülmektedir.

Madde Kullanmaya Başlama Nedeni % 40,5 merak; % 23,6 arkadaş etkisi; % 15,2 aile sorunları. ( Kaynak: 2010 Türkiye Uyuşturucu Raporu)

Maddeyi Temin Yolları; % 36,4 arkadaştan, %46,4 yabancıdan temin edilmektedir. (Kaynak: 2010 Türkiye Uyuşturucu Raporu)

Eğitim - öğretim ve iş / meslek,yaş ve kardeş sayıları gibi unsurların da uyuşturucu kullanımında büyük rol oynadığı görülmüştür. (Kaynak: Ceza İnfaz Kurumları Ve Tutukevleri Araştırma Merkezi 2008 Raporu)

Son olarak şunu da belirtmekte fayda vardır. Askeri intiharlarda da uyuşturucunun birinci derecede rol oynadığı söylenmektedir. Çünkü son 3 yılda 230 asker intihar etmiştir.(Kaynak:http://www.savaskarsitlari.org/arsiv.asp?ArsivTipID=5&ArsivAnaID=70298

 Şimdiye kadar hiçbir sivil toplum örgütünün bu melaneti gündemine almaması ve tepki göstermemesi son derece enteresandır.

Son olarak şunu diyorum: “Tüm bu anlatılanlardan sonra uyuşturucuya da “êdî bese” (artık yeter!) diyebilecek miyiz?”

               Yazımızın II. bölümünde ise bireysel ve toplumsal bir hastalık olan uyuşturucunun ana nedenlerini ve çözüm yollarını yani kurtuluş reçetesini farklı bir perspektifte kaleme almaya ve değerlendirmeye çalışacağız. Hülasayı kelam, vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.