1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Türkiye'de yer altında, 1 milyon 101 bin 389 mayın var!
Türkiye'de yer altında, 1 milyon 101 bin 389 mayın var!

Türkiye'de yer altında, 1 milyon 101 bin 389 mayın var!

Uluslararası Ottowa sözleşmesi yükümlülüğü gereği, 1 Mart 2014 yılında ülkesinde bulunan bütün mayınlı alanları temizleme vaadinde bulunan Türkiye depolarında bulunan mayınların imhası dışında hiçbir yükümlülüğü yerine getirmedi

A+A-

Uluslararası Ottowa sözleşmesi yükümlülüğü gereği, 1 Mart 2014 yılında ülkesinde bulunan bütün mayınlı alanları temizleme vaadinde bulunan Türkiye depolarında bulunan mayınların imhası dışında hiçbir yükümlülüğü yerine getirmedi. TBMM kararı ile süresi 5 yıl daha uzatılan sözleşmenin yükümlülüklerine göre Türkiye, 2019 yılında özellikle sınır bölgelerinde, askeri üs ve karakolların etrafına döşediği 1 milyon 101 bin 389 adet anti-personel ve anti-tank mayınlarını temizlemesi gerekiyor. 
 
4 Aralık 1997 tarihinde Ottawa'da (Kanada) imzaya açılan ve 1 Mart 1999 yılında yürürlüğe giren Ottowa Sözleşmesi, anti-personel mayınların kullanımını, depolanmasını, üretimini ve devredilmesini yasaklayan ve bunların imhasını gerçekleştirmeyi amaçlayan uluslar arası bir sözleşme. 131 devlet tarafından onaylanmış 146 devlet tarafından da imzanlanmış olan Ottowa Sözleşmesi, kendisine taraf olan ülkelerden stoklarında bulunan mayınları 4 yıl içersinde, sınırları içersinde bulunan mayınlı arazileri ise 10 yıl içersinde tamamen temizleyerek gündeminden çıkarmasını istiyor. Mayın kurbanlarının, ailelerinin ve topluluklarının kapsamlı bir destek alması gerektiğini ve anlaşmanın hükümlerinin güncel kalması içinde taraf devletlerden yasal düzenlemeler yaparak, önleyici uygulamalarda bulunmasını bir yükümlülük olarak yerine getirmesini istiyor. 
 
Mayın temizliği TBMM kararı ile 2019 yılına kadar uzatıldı
 
Ottowa Sözleşmesi'ne katılmasına ilişkin yasa 12 Mart 2003 tarihinde TBMM'de kabul edilen Türkiye'de, 2004 yılında imzalaması ile birlikte sözleşme yürürlüğe girdi. Sözleşmeye taraf olmasının ardından bu gün 10. yılını tamamlayan Türkiye, sözleşmenin yükümlülüklerinin bir kısmını yerine getirmekle yetindi. Sadece stoklarındaki mayınların imhasını 2011 yılında gerçekleştirebilen Türkiye, mayınlı arazilerin temizlenmesi ile ilgili yükümlülüğü yerine getirmedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kararı ile Süresi 5 yıl daha uzatılan sözleşme yükümlülüğüne göre, ağırlıklı olarak sınır bölgelerinde bulunan ve askeri üslerin ile birimlerin etrafına döşediği mayınları 2019 yılına kadar temizlemesi gerekiyor. 
 
839 bin adet Anti-Personel, 164 bin 797 Anti-Tank mayını var
 
Ottowa sözleşmesinin 15. ve Türkiye'nin taraf olmasının 10. yıldönümünde, mayınların temizlenmesi ile ilgili Türkiye'ye yükümlülüklerini ve sorumluluklarını hatırlatan açıklamalarında bulunan ve birçok sivil toplum örgütünün bileşeni olduğu Mayınsız bir Türkiye Girişimi, uzun bir süredir bu alanda çalışmalar yürütüyor. Girişimin yapmış olduğu istatistik ve analiz çalışmalarına ve bu çalışmalar kapsamında sağladığı verilere göre, Türkiye'de arazilere döşenmiş ve temizlenmeyi bekleyen 839 bin adet anti-personel kara mayını ve 164 bin 797 adet anti-tank mayını bulunuyor. Girişim, mayınların yanı sıra savaş artığı çok sayıda patlayıcı maddenin bulunduğunu ancak sayısının bilinmemekte olduğunu ifade ederken, mayınlı arazilerin çoğunlukta yer aldığı iller Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Antep, Hakkari, Hatay, Iğdır, Kars, Mardin, Siirt, Urfa, Şırnak, Dersim ve Van olarak belirtildi.
 
Mayınlardan dolayı 10 yılda 979 kişi yaşamına yitirdi
 
İfade edilen verilere göre, söz konusu illerde toplam mayınlı alan sayısı 3 bin 174 iken, mayınların 214 milyon 732 bin 307 metrekarelik alanda döşenmiş olduğu belirtiliyor. Girişimin çalışmalarında ki bir diğer tespit ise ağılıklı olarak sınır hatlarında ve sınır hatlarından iç bölgelere doğru bulunan mayınlı alanlar ile etrafına mayın döşenmiş karakolların taşınması ardından yapılmayan mayın temizliği ve hiçbir uyarıcı levhanın bulunmaması sivil yurttaşların yaşamını yitirmesine neden oluyor. Bu alanda yapılan çalışmalarda sağlanan verilere göre 2004 yılında 168 kişi, 2005 yılında 220 kişi, 2006 yılında 73 kişi, 2007 yılında 101 kişi, 2008 yılında 100 kişi, 2009 yılında 95 kişi, 2010 yılında 94 kişi, 2011 yılında 59 kişi ve 2012 yılında 69 kişi yaşamını yitirdi.
 
'Kamuoyunu sürekli bilgilendirerek sivil bir baskı oluşturacağız'
 
Mayınsız Bir Türkiye Girişimi bileşenlerinden olan TMMOB'un İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Necati Pirinçcioğlu, Türkiye'nin kendi deposundaki mayınların imhası dışında sözleşmenin yükümlülüğü olan hiçbir gerekliliği yerine getirmediğini belirterek, önceki yıl TBMM görüşülerek bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi süresinin uzatıldığını söyledi. Karara göre, 2015 yılından başlanarak 2019 yılında sözleşme yükümlülüklerin yerine getirileceğini ilişkin TBMM'nin karar aldığını ifade eden Pirinçcioğlu, sivil toplum örgütleri olarak bu kararın ardından yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlamak amacıyla faaliyetlerde bulunarak, uygulayıcı mekanizmalara üzerinde sivil bir baskı oluşturacaklarını söyledi. Daha öncesinde bu konu ile ilgili siyasi parti grupları, yasa yapıcı ve uygulayıcı mekanizmalarla görüşmelerde bulunduklarını hatırlatan Pirinçcioğlu, "Sivil toplum örgütleri olarak kamuoyunu bu konuda sürekli bilgilendireceğiz ve hükümete üzerinde bir baskı oluşturacağız. Hem uluslar arası kamuoyunu, hem de Türkiye kamuoyunu baskı oluşturması için, bu konuda duyarlılğımızı çeşitli etkinlikler sağlayacağız ve hükümeti uyaracağız. En azından hükümetin bu konuda adım atması, çalışmaların başlatılması için" dedi.
 
'Taahütler yerine getirilmezse sınırlara, mayınlı alanlara yürüyeceğiz'
 
Başlatılacak çalışmalar arasında aciliyet bildiren konular olduğuna işaret eden Pirinçcioğlu, "Mesela en acili sivillerin zarar görmemesi için mayın alanların haritalarının çıkarılması, işaretlenmesi gerekiyor. Çatışmasızlık gibi bir dönemde bunu yapmak çok kolay olacaktır diye düşünüyorum. Hükümetin en hızlı biçimde en acil olan bu durumla çalışmaları başlatabilir" dedi. 2014 yılına kadar Türkiye'nin mayınlı alanları temizlememiş olması ile ilgili öne sürdürdüğü gerekçeler ne olursa olsun, kendileri açısından hiç bir şekilde kabul edilebilir olmadığının altını çizen Pirinçcioğlu, "Ekonomik durumlar, çatışma ortamı gerekçe gösterildi. Bunlar kabul edilebilir bir şey değildir. 99'da daha fazla çatışma ortamı vardı ve bunları taahhüd etmişti. İşin açıkçası da hükümet bunu yapmak istemedi. Bahsedilen gerekçelerin ortadan kalktığını düşünüyoruz, bu nedenle bu çalışmaları hemen başlatmalı. " diye konuştu. Hükümetin mayın temizleme çalışmalarını başlatmaması durumunda sivil toplum örgütleri olarak çeşitli çalışmalarda bulunacaklarını ve çeşitli eylemsellikler gerçekleştireceklerini belirten Pirinçcioğlu " 90'lı yıllarda ki sivil örgütler gibi değiliz, biz artık gerekirse sivil bir baskı oluşturmak için halkla beraber sınırlara, mayınlı alanlara yürüyeceğiz. Sivil itiatsizlik eylemlerinde bulunarak, bu baskıyı hükümet üzerinde kuracağız. Mecliste bulunan diğer partilerle da diyaloğa geçerek, bu konuda hükümeti sıkıştırmalarını isteyeceğiz" dedi. 
 
'Mağdurlara kaybettiklerini yeniden vermek kolay bir şey değil!'
 
Mayın mağduru sivil insanların rehabilitasyonun sözleşmenin bir diğer yükümlülüklerinden biri olduğunu hatırlatan Pirinçcioğlu, "Herhangi bir gerekçe olmaksızın bununla ilgili çalışmaların çoktan başlatılması gerekirdi. Her geçen gün yeni mağdurlar ekleniyor. Ve yaşadıkları sürece, yaşadıklarını hissedecekler. Bu acıdan kolay ve kısa sürede olacak bir şey değil. Mayınları temizlemek kolay bir iş ama mayın mağdurlarının kaybettiklerini yeniden vermek kolay bir şey değil. Onlara için alanlar yaratılmalı. Bizce bu sözleşmenin en önemli yükümlülüklerinden biridir. Bu konuda taleblerimiz olacak ve sürekli gündeme getireceğiz" diye konuştu.


diha

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.