1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. “Türkiye, PKK, YPG arasında arabulucu olmaya hazırız”
“Türkiye, PKK, YPG arasında arabulucu olmaya hazırız”

“Türkiye, PKK, YPG arasında arabulucu olmaya hazırız”

Kürdistan Bölgesi, Türkiye’nin yeni çözüm sürecinde ve YPG ile olan ilişkilerinde barışçıl bir rol oynama yönünde ısrarlı ve yeni bir diyalog sürecinin başlamasını talep ediyor.

A+A-

 

 

Mesrur Barzani, diyalogun kurulmaması halinde Türkiye’nin PKK’ye karşı yürüteceği savaşta Kürdistan Bölgesi’nin taraf olmayacağını ve ne PKK’ye ne de herhangi bir Kürt örgütüne saldırı alanı da olmayacağını da vurguladı.

Kürdistan Güvenlik Konseyi Müsteşarı Mesrur Barzani, son ABD ziyaretinde Türkiye devletinin, PKK ile yeni bir çözüm süreci ve YPG ile olası bir diyalogda Kürdistan Bölgesi olarak arabulucu olmaya hazır olduklarını söyledi. Resmi temaslarda bulunmak için 14 Mayıs’ta ABD'nin başkenti Washington'a giden Kürdistan Güvenlik Konseyi Müsteşarı Mesrur Barzani ve beraberindeki heyet, ABD Başkanı Donald Trump’ın Başdanışmanı Jared Kushner başkanlığındaki ABD Ulusal Güvenlik Konseyi üyeleriyle bir dizi görüşme gerçekleştirmişti. Beyaz Saray’da gerçekleşen görüşmede Erbil-Washington ilişkilerinin yanı sıra, Türkiye’deki çözüm süreci ve Türkiye’nin YPG ile olan sorunları da gündeme geldi. Bas Gazetesi’nin Kürdistan Hükümeti’ni kaynaklarından aldığı bilgiye göre; Kürdistan Güvenlik Konseyi Müsteşarı Mesrur Barzani’nin ABD ziyaretinde Türkiye’nin PKK ile başlatacağı yeni çözüm sürecini destekleyeceğini söylediğini belirtti. Türkiye’de başlama ihtimali olan yeni sürecin YPG’yi etkilediğini belirten kaynak, Mesrur Barzani, Türkiye ile YPG arasında diyalog için arabulucu olabileceğini ilettiğini söyledi. Türkiye ise, son dönemlerde yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak, diyalog için YPG’nin  PKK ile olan ilişkisine son verme şartı koşuyor. Türk yetkililer, ABD’deki temaslarında da “Eğer YPG, PKK ile olan ilişkisine son verir ve bize bu güveni verirse YPG ile diyalog kanalları açarız” mesajını iletmişti. Kürdistan Bölgesi, Türkiye’nin yeni çözüm sürecinde ve YPG ile olan ilişkilerinde barışçıl bir rol oynama yönünde ısrarlı ve yeni bir diyalog sürecinin başlamasını talep ediyor. Mesrur Barzani, diyalogun kurulmaması halinde Türkiye’nin PKK’ye karşı yürüteceği savaşta Kürdistan Bölgesi’nin taraf olmayacağını ve ne PKK’ye ne de herhangi bir Kürt örgütüne saldırı alanı da olmayacağını da vurguladı.

“Kürtler merkezi yönetimle diyalog kurmalı”

Ayrıca, Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani de her fırsatta Türkiye’de çözüm sürecinin yeniden başlaması ve sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini belirterek ‘Arabulucu’ olabileceğini söylüyor. Başkan Barzani, Barzani, "Kürtleri inkar etme zamanı geçti ve bu hiçbir ülkeye fayda sağlamayacak. Ancak Kürtlerin de, haklarını elde etmek ve kendi kimliklerini korumak amacıyla merkezi yönetimle barışçıl bir diyalog için bir yol bulmaları gerekiyor" demişti. 

“Barzani’nin söyledikleri desteklenmeli”

“Türkiye ile YPG arasında diyalogun kurulması ve Türkiye’de çözüm sürecinin yeniden başlaması için rol almaya hazırız” diyen Mesrur Barzani’nin bu teklifinin dikkate alınması gerektiğini söyleyen Siyaset Bilimci Fatih Çiçek, “Türkiye’deki çözüm sürecinin yeniden başlatılmasına dair bütün gayret ve temenniler desteklenmelidir” diyor.  Çiçek, Kürtlerin kendi içinde de çözüm süreçlerine ihtiyaç duyduğunu söyleyerek, “Kürtlerin birbirini suçlayıcı politikalardan vazgeçip kendi içinde uzlaşmaya gitmesi gerekiyor” diyor.

Kürt siyasetçi Rizgar Kêsteyî de, Batı Kürdistan’da PKK’ye bağlı güçlerin tüm Kürdistan ve Kürt halkının çıkarlarını esas alması gerektiğini söylüyor. Bu güçlerin ENKS ile masaya oturması ve Roj Peşmergeleri’nin kendi topraklarına dönmesinin sağlanması gerektiğini söyleyen Kêsteyî “PYD İran ve rejimin çıkarlarına dayalı politikasından vazgeçerse Türkiye, PDY ile ilişkilerini geliştirir, Kürdistan Hükümeti de bu konuda üzerine düşeni yerine getirmeye hazır” diyor.

“Türkiye, diyalog kurması gerektiğinin farkında”

Kürdistan Bölgesi’nden Siyasi Gözlemci Polla Ömer, Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim’in devamlı “Biz Türkiye devletine karşı değiliz” söylemine dikkat çekerek, “Eskiden olduğu gibi, bugün de Salih Müslim, Ankara ile diyalog başlatılabilir” diyor.  Müslim’in Türkiye ile diyalog kurmasının Rojava’nın geleceği için olumlu olacağını söyleyen Omar, sözlerini şöyle sürdürüyor:  “Rojava -Türkiye sınır uzunluğu 900 kilometre. Siyasi ve ekonomi çerçeveye baktığımızda bu sınır gelecekte çok etkili olacak. Diğer yandan kültürel ve akrabalık ilişkileri de göz önünde bulundurulmalı. Çünkü aynı köyün çocukları sınır hattında Türkiye ve Rojava da bölünmüşler. Müslim ‘Biz PKK değiliz.  Türkiye ile iş birliği yapmak istiyoruz, Türkiye Dışişleri Bakanı ile görüşmek istiyorum belki kendimizi daha iyi ifade ederiz’ diyor.  Hiçbir şey bitmiş değil, PYD Eş Başkanı da biliyor Türkiye ile eninde sonunda diyalog kurması gerektiğinin farkında. IŞİD sonrası haritada birbirine yakın iki güç Rojava ve Türkiye’dir.”

PKK, sıkıntılı bir dönemden mi geçiyor?

16 Mayıs’ta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ve ABD Başkanı Trump arasında görüşmeler gerçekleşti. ABD, PKK konusunda Türkiye’ye olan askeri, lojistik ve istihbarat desteğini arttıracak. Son dönemde iki ülke tarafından bu konuda yapılan açıklamalar PKK’ye karşı sadece Şengal’de değil, Kandil’e ve diğer alanlarda da büyük bir operasyonun habercisi şeklinde iddia ediliyor. PKK, güçlerinin büyük bir kısmını Batı Kürdistan’a, Şengal’e ve diğer bölgelere kaydırmış durumda. Kandil’de az sayıda PKK gerillasının kaldığı iddia ediliyor. PKK’nin bu nedenle zor bir dönemden geçtiği iddia ediliyor.

PYD, vazgeçerse, Kürdistan diyalog için hazır

Kürt siyasetçi Rizgar Kêsteyî: “Kürdistan bölgesi Ortadoğu’da artık önemli bir aktör. Dolayısıyla Kürdistan Bölgesi geçmişten beri Türkiye - PKK ve Türkiye - YPG arasında rolünü oynamak istiyor. Kürdistan Bölgesi Erbil ve Duhok’ta PYD ile ENKS taraflarını bir araya getirdi. Ancak ne yazık ki PYD bunları uygulamadı. Eğer o zaman PKK/PYD tarafı bu anlaşmalara sadık kalmış ve yerine getirmiş olsaydı, Batı Kürdistan’da da Kürdistan Bölgesi’ne benzer bir Kürt statüsünden söz edebilirdik. Dünya da tanıyor olacak ve meşru görülecekti.  Şuan Batı Kürdistan bir parçalanma yaşıyor. Fırat’ın batısı Rusya, İran ve Suriye’nin bulunduğu bloğunun kontrolüne, Fırat’ın doğusu da ABD kontrolüne girmiş durumda. Ancak çok geç değil, eğer Batı Kürdistan’daki PKK’ye bağlı güçler, Kürdistan ve Kürt milletinin çıkarlarını esas alırsa, ENKS ile masaya oturursa ve Roj Peşmergeleri’nin eve dönmesine izin verirse bir diyalog kanalı kurulur.  PYD İran ve rejimin çıkarlarına dayalı politikasından vazgeçerse Türkiye, PDY ile ilişkilerini geliştirir, Kürdistan Hükümeti de bu konuda üzerine düşeni yerine getirmeye hazır.”

 

BASNEWS

Etiketler : , , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.