TSK’da ilk kez iki farklı Atatürkçü blok
15 Temmuz’daki kanlı darbe girişiminin gecesinde darbecilere karşı direnenler arasında Ergenekon-Balyoz davalarından yargılanan askerlerin de bulunması, basınımızın sık sık dile getirmekten hoşlandığı bir konu... Buradan hareket ederek, a) Atatürkçü-ulusalcı askerlerin artık darbeci olmadıkları, onlardan meşru hükümete karşı herhangi bir müdahalenin beklenmemesi gerektiği, b) 15 Temmuz darbesine katılan askerlerin tamamının Gülenci askerler olduğu hususları “ispatlanıyor.” Bir taşla iki kuş...
Ne var ki bu argümantasyon ve kurgu, ancak varsayımını delil sayan bir akılla mümkün... Oysa olgu, 15 Temmuz’a hatırı sayılır sayıda Atatürkçü subayın da katıldığını gösterip varsayımı çürütüyor, bu da meseleyi içinden çıkılmaz bir çelişki yumağı haline getiriyor: Çünkü 15 Temmuz’da Atatürkçüler hem darbeye karşı direndiler hem de darbeye katıldılar; bunların ikisi de gerçek.
Bu mantıksal çelişki ancak şu hükümle giderilebilir: Orduda kendilerini “Atatürkçü” olarak tanımlayan iki öbek vardır, bunlardan biri hükümetin yanında darbeye direnmiş, öbürü ise hükümeti devirmek için Cemaat’le birlikte hareket etmiştir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.