1. YAZARLAR

  2. Zeki Savaş

  3. Trump Anlaşmayı Yırttı Biz de Yakalım
Zeki Savaş

Zeki Savaş

Yazarın Tüm Yazıları >

Trump Anlaşmayı Yırttı Biz de Yakalım

A+A-

 

 

            5+1’in İran ile yaptığı nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilen Trump, 8 Mayıs’taki açıklamasında anlaşmanın bozulmasına sıcak bakmayan ülkelere de aba altından ambargo sopasını gösterdi. İran’ın nükleer teknolojisine katkı sunabilecek ürünleri İran’a ihrac eden ülkeleri ve iran ile ticaret yapan şirketleri ambargo ile korkutmasının ilk muhatapları 5+1’den geriye kalan beş olsa gerek. Trump’ın açıklamalarında İran’a dönük sadece eski ambargolara dönüş tehdidi yoktu, eski ambargolara ek olarak zalimane yeni ambargolar da öngörülmüştü.

 

Trump’ın arkasından kameraların karşısına geçen Ruhani, “anlaşmanın tarafı olan Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya ile görüşeceklerini, İran’ın anlaşmadan kaynaklanan tüm haklarının bu ülkeler tarafından karşılanması halinde anlaşmaya bağlı kalacaklarını ifade ederek topu anlaşmaya taraf beş ülkenin sahasına attı. Diğer bir ifadeyle Amerika ile beş ülke arasındaki ayrılıktan yararlanarak aralarını haklı olarak daha bir açmak için iyi bir fırsat yakaladı. Şimdi anlaşmaya taraf olan beş ülke, küresel bir sorun hakkında karar vermek zorunda hissedecekler kendilerini. Bu, İran için bir başarı sayılır.

 

İran Dış İşleri Bakanı Zarif de “diğer beş ülkenin, çıkarlarımızı sağlayıp sağlayamayacağını öğrenmek için diplomatik çabalarımızı sürdüreceğiz” diyerek anlaşmanın tarafı  olan diğer ülkelerin de bir karar vermek durumunda olduğunu ima etti.

 

Beş ülke için zor bir karar. Çünkü Trump’ın yaptığını yapmak uluslar arası hukukun kadim ilkelerine aykırı. Trump’ın bu tavrı, Amerika’da hükümetlerin değişmesiyle Amerika’nın uluslar arası anlaşmalardaki sorumluluklarının da değişeceğini göstermiş oldu ki, uluslar arası hukuk açısından kabul edilemez bir durumdur. Geriye kalan beş ülke aynı hoyratlığa kolayından düşmek istemez. Zira yapacakları sonraki anlaşmalarına kimse güvenmez.

 

Örneğin görüşme ve anlaşmaya kendini hazırlayan Kuzey  Kore, İran ile yapılan 12 yıllık müzakere sonucu hazırlanan ve yedi ülke tarafından imzalanan, BM Güvenlik Kurulu’nun 2231 nolu bildirgesinden meşruiyetini alan, bu vesileyle iki ülke arasındaki bir anlaşmadan çıkıp uluslar arası anlaşma niteliğini kazanan ve uluslar arası uygulanma zorunluluğu bulunan bir anlaşmadan sorumsuzca çekilen Amerika ile yapacağı anlaşmaya nasıl ve niçin güvenecek?

 

Bu nedenle İngiltere, Fransa, Almanya ve Avrupa Birliği anlaşmanın devamından yana görüş belirttiler. Bu tür açıklamaların yapıldığı sürede yaşanan  ilginç gelişmelerden biri de Arabistan ile Bahreyn’in Siyonist rejimle birlikte Amerika’nın kararını desteklemeleri idi. İki Arap ülkesinin açıklamaları, eski tabirle müslmanın gavura, gavurun müslümana benzemesine örneklik oluşturduğu için düşündürücüydü. Bu iki gerici Arap rejiminin taahhüdsüzlüğe açık desteği, Trump’ın açıklamasındaki, “Ortadoğu’daki dostlarımızla da konuştuk ve birlik olduk” sözlerinin yansıması olsa gerek. Bu ‘dostlar’ arasında muhtemelen BEA, Mısır ve Ürdün de yer almaktadır.

 

Trump, John Bolton’un kendisine hazırladığı tahmin edilen metin üzerinden İran ile ilgili bir dizi tehditte bulunduktan sonra, “sonunda kalıcı bir anlaşmaya yanaşacaklar” diyerek yeni ve çetin bir pazarlık sürecini başlatmış oldu. Trump’ın yanıldığı bir konu var.  Bir önceki anlaşma 12 yıllık müzakere sürecinin sonucuydu. Trump’ın başlattığı süreç belki 24 yıl sürecek ki, Trump’ın sadece görev süresi değil, ömrü bile buna yetmez. Yeni sürecin çetin olacağı, İran’ın tavrının da eskisi gibi olmayacağının işaretleri İran tarafından verildi.

 

İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaneyi, 9 Mayıs’ta yaptığı bir konuşmada, “defalarca Amerika’ya güvenmeyin dedim. Avrupa’daki üç ülkeyle yapılan müzakerelerde onlara da güvenmemek gerekiyor... Ben bu üç ülkeye de güvenmiyorum ve bunlara da güvenmeyin diyorum. Eğer bir anlaşma yapmak istiyorsanız gerçekçi ve uygulanabilir garantiler alın, aksi halde yarın bunlar da Amerika’nın yaptığını farklı bir tarzda yaparlar” şeklinde açıklamalarda bulundu.

 

İran’da Amerika’ya karşı olmayan güvensizlik daha bir pekişirken Avrupa da bu güvensizlikten nasibini alıyor. Avrupa, anlaşmaya bağlı kalacağını farklı kanallardan açıklasa da İran’da, Avrupaya güvenmenin Amerika’ya güvenmenin tekrarı olacağını düşünenlerin sayısı artıyor ve argümanları güçleniyor.

 

İran Milli Güvenlik Kurulu Başkanı Şemhani de konuya ilişkin Hemşehri gazetesine verdiği röportajda, “Amerika artık nükleer anlaşma öncesi koşullara dönme imkanını bulamayacak. Amerika yeni bir süreci başlattı ve bu şartlarda bizim elimiz daha güçlü olacak” diyerek olabilecek yeni müzakere sürecinde İran’ın çok daha farklı davranacağının işaretlerini verdi.

 

Bu sürecin içinde savaş da olabilir mi?

Ruhani, Trump’ın bu adımını, “psikolojik ve ekonomik savaş” olarak niteledi ve Trump’ın başarılı olmasına izin vermeyeceklerini söyledi.

Obama ise, “nükleer anlaşma olmazsa, Amerika atom bombasına ulaşmış İran ile Ortadoğu’da yeni bir savaş seçenekleri arasında sıkışıp kalacak” dedi.

İran Genel Kurmay Başkanı Bakıri’ye göre, Amerika savaşı göze alamadığı için ekonomik savaşı tercih etti.

 

İran Genel Kurmay Başkanı Bakıri, Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Caferi ve İran Ordusu genel Komutanı Musevi Amerika’nın nükleer anlaşmadan çekilmesini  tebrik ederek memnunuyetlerini ifade ettiler ama savaş ihtimalinden söz etmediler. İranlı yetkililerin açıklamalarında ve İran medyasında savaş ihtimali hiç konuşulmadı.

Devrimci kesimler, Trump’ın anlaşmadan çıkmasına karşılık İran’ın da anlaşmayı yakmasını istiyor ve sembolik olarak bu tür eylemler meclis dahil birçok yerde yapıldı.

İran’daki baskın yaklaşım, Trump anlaşmayı yırttı, biz de yakalım şeklinde özetlenebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.