1. YAZARLAR

  2. Altan TAN

  3. Suriye ve Baas Partisi (1)
Altan TAN

Altan TAN

Altan TAN
Yazarın Tüm Yazıları >

Suriye ve Baas Partisi (1)

A+A-

 

Baas Partisi, Irak'ta 1968'den 2003' kadar 35 yıl, Suriye'de ise 1963'ten bu yana, 2020 yılı itibarı ile 57 yıldır iktidarda olan ve yirminci yüzyılın ikinci yarısı ile yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinde Ortadoğu'yu derinden etkileyen bir parti.

Suriye ve Irak'ta iktidara geliş süreçleri de, iktidarda kaldıkları süredeki uygulamaları da hep kan ve zulümle dolu.

Bu kan ve zulümle dolu tarih, Suriye'de halen de devam etmekte ve ne zaman biteceği de belli değil.

"Geçmiş geleceğin aynasıdır" diyenler çok doğru söylemişler.

Baas Partisi'nin ideolojisini ve icraatlarını bilmeden Ortadoğu'nun bugün içinde olduğu perişan durumu anlayabilmek ve bundan sonrası için de sağlıklı bir öngörüde bulunabilmek mümkün değil.

Baas Partisi'nin ilk temellerini atanlar, Paris'teki öğrencilik yıllarından itibaren birlikte hareket eden Şamlı Hıristiyan Rum Ortodoks Mişel Eflak ile yine Şamlı Sünni Müslüman Selahaddin Bitar'dır.

İki arkadaş öğrencilik yıllarında Fransız Komünist Partisi’ne ilgi duydular ve Paris'ten Suriye'ye dönüşlerinde Suriye-Lübnan Komünist Partisi'nde aktif görev aldılar.

Fransız Komünist Partisi'nin desteği ile 1936 yılında Fransa'da iktidara gelen Leon Blum başkanlığındaki hükümetin, beklenilenin aksine Fransa Devleti'nin sömürge ülkelerdeki siyasetini desteklemesi ve Suriye Lübnan Komünist Partsi'nin de bu politiya karşı çıkmayarak, onaylaması üzerine tavır koyarak partiden ayrıldılar.  

1940 yılının sonlarında adını, 'bir şeyi eski durumuna getirme, canlandırma'; kısaca 'diriltme' anlamına gelen 'ihya' adını kullanarak, 'Arap İhya Hareketini' kurdular.

31 Mart 1940'da, Irak'ta; Reşid Ali Geylani (Bağdat 1892- Beyrut 1965) önderliğinde İngilizlere ve İngiliz yanlısı yönetime karşı yapılan darbeyi desteklemek üzere 'Irak'a Yardım Komitesi'ni kurdular.

Alman yanlısı Reşid Ali Geylani, İngilizlerin Irak'a asker çıkarması üzerine 29 Mayıs 1941'de Berline kaçmak zorunda kalınca kurdukları komite de işlevini yirdi.

Aynı dönemde aslen İskenderun Arsuzlu bir Nusayri (Alevi) olan sosyalist Zeki Arsuzi de 'İhya' ile çok yakın anlam taşıyan 'Baas' (Diriliş) adını seçerek  'Arap Baas Partisi'ni kurdu ve sosyalist fikirleri nedeniyle Hitler’e yakın duran Reşid Ali Geylani'yi desteklemeye karşı çıktı.

Mişel Eflak ile Selahaddin Bitar, partilerinin adını 1942'de 'İhya'dan 'Baas'a çevirdiler.

Böylece aynı dönemde adları aynı olan iki ‘Baas’ partisi olmuş oldu.

Fikirleri de birbirine çok yakın olan bu iki parti, biri Hıristiyan (Mişel Eflak), biri Sünni (Selahaddin Bitar) ve diğeri Nusayri (Zeki Arsuzi); 3 liderin anlaşması ile 1947'de birleşerek 'Baas Partisi' adını aldı ve aynı yıl Şam'da yapılan ilk kongrede parti başkanlığına Mişel Eflak seçildi. 

Parti'nin Marksist öğretilere daha fazla yer vermesini isteyen Arsuzi'nin arkadaşları Vahib El Ğanim ve Celal Seyid'in ısrarlı çabalarına rağmen Eflak, kendi anlayışındaki sosyalizm ve Arap ulusçuluğu fikirlerinde ısrar ederek parti içi dengeyi korumaya çalıştı.

1952 yılında Baas Partisi, Hamalı Sünni Müslüman Ekrem Havrani'nin  Arap Sosyalist Hareketi ile de birleşerek "Arap Sosyalist Baas Partisi" oldu. Eflak, 1954'te partinin başkanlığına getirildi.

Baas Partisi'nin ideolojisi özetle, Arap ulusunu tek bir sosyalist devlet altında birleştirmektir.

Sloganı 'Birlik, Özgürlük ve Sosyalizm' anlamına gelen Arapça 'Vahdet- Hurriyyet ve İştirakiyye'dir.

Parti ideoloğu olarak Eflak'ın öne çıktığı Baas Partisi'nin sosyalizm anlayışı, Araplara özgü bir sosyalizm iddiası ile Marks ve Engels'in bilinen öğretileri ile çoğu yerde ters düşen eklektik bir anlayıştır.

Kapitalist sistemi birçok yönden eleştirirken, Karl Marks'ı da diyalektik materyalizmi tek doğru olarak kabul etmesi nedeniyle eleştirir.

Arap ulusçuluğu ile kendi anlayışı doğrultusunda harmanladığı sosyalizm yorumu sebebiyle uluslararası sosyalist hareketin bir parçası değildir.

Laikliğin güçlü bir savunucusu olarak din ve devlet işlerinin mutlaka ayrılmasını savunur, ancak ateizme karşıdır. 

Baas Partisi, İslamiyet'i ilahi bir din olarak değil; Arap kültürünün tarihi ve kültürel bir mirası olarak kabul eder ve Arap zekasının örnek bir kanıtı olarak görür.

Hz. Muhammed'i de 'büyük bir Arap bilgesi' olarak kabul eder.

İktidarını, uzun yıllardır askeri bir diktatörlük sayesinde sürdürmekte olan Baas Partisi'nin en büyük dayanağı, 'El Muhabberat' adlı çok güçlü ve acımasız istihbarat teşkilatıdır.

Baas Partsi'nin kuruluşundan bugüne takip ettiği siyaseti daha iyi anlayabilmek için kurucu kadrolarını da tanımak gerekir.

Partinin en önemli fikir babası, ideoloğu Mişel Eflak'tır.


Mişel Eflak

Orta halli tüccar, Rum Ortodoks bir ailenin çocuğu olarak 9 Ocak 1910'da Şam'da doğdu.

Orta ve lise eğitimini Suriye'deki Fransız okullarında tamamladıktan sonra yükseköğrenim için 1929'da Fransa'ya gitti.

1929-1932 yılları arasında Paris'te Sorbon Üniversitesi Felsefe Bölümünde okudu.

Fransa'da kaldığı dönemde filozof Henri-Louis Bergson'un fikirlerinden etkilendi, aynı dönemde komünizme ilgi duydu.

Sonraki yıllarda Baas Partisi'ni birlikte kuracakları yakın arkadaşı Selahaddin Bitar'la da Paris'te tanıştı.

Suriye'ye döndükten sonra  arkadaşı Salahaddin Bitar’la aynı okulda öğretmenlik yapmaya başladı.

Fransız Manda Yönetimi parti kurmasına izin vermeyince Selahaddin Bitar'la birlikte 1940 yılında Arap İhya Hareketi'ni kurdu.

Hareketin adı 1943'de Arap Baas Hareketi olarak değiştirildi.

1947 yılında Zeki Arsuzi'nin, kendi partileri ile aynı adı taşıyan Arap Baas Partisi ile birleşmelerinden sonra yapılan kongrede Mişel Eflak, partinin manevi lideri ve ideoloğu; Selahaddin Bitar ise partinin genel sekreteri seçildi.

İki partinin birleşmesinden önce Zeki Arsuzi'nin arkadaşlarının büyük bir çoğunluğu Mişel Eflak'ın partisine katılmıştı. Zeki Arsuzi'ye aktif bir görev verilmedi.

Zeki Arsuzi, bu birleşmeden sonra uzun yıllar; 1966'ya kadar aktif siyasetin dışında kaldı.

Partinin yayın organı 'El Baas' gazetesi 1948 yılında kuruldu.

Eflak, 1948 Arap-İsrail Savaşı sonrası Cumhurbaşkanı Şükrü Kuvvetli ve yönetimini şiddetle eleştiren toplantılar düzenlemeye başlayınca Başbakan Cemil Merdam'ın talimatıyla kısa bir süreliğine tutuklandı.

1949'da Şükrü Kuvvetli'yi bir darbe ile deviren Hüsnü Zaim'de Eflak'ı tutuklatarak Mezze Cezaevi'ne koydu.

4 ay sonra Hınnavi tarafından yapılan bir darbe ile Hüsnü Zaim devrilerek idam edildi ve ardından yapılan 1949'daki seçimleri Haşim El Attasi kazanınca Mişel Eflak, aynı yıl 1949 Aralık ayına kadar Eğitim Bakanlığı görevine getirildi.

Baas Partisi, 1951 yılında Albay Edip Çiçekli'nin yaptığı darbeyi destekledi, ancak Çiçekli'nin bir müddet sonra Baas Partisi de dahil tüm siyasi partileri kapatması üzerine, Selahaddin Bitar'la birlikte Lübnan'a kaçarak muhalefetini Lübnan'dan sürdürmeye başladı.

Bu tarihten sonraki gelişmeler sadece Eflak'ın değil, aynı zamanda arkadaşları ile birlikte tüm Baas Partisi ve Suriye'nin de ortak tarihi olduğundan; süreci birlikte anlatmaya çalışacağım.


Salahaddin Bitar

Şamlı, aralarında vaizler ve alimlerin olduğu, ticaretle uğraşan dindar, Sünni bir ailenin çocuğu olarak 1 Ocak 1912'de, Şam'ın Midan bögesinde doğdu.İlk eğitimini dini okullardan birinde gördü.

1929'da eğitim için Fransa'ya gitti ve orada kendisi gibi eğitim için Paris'te bulunan Mişel Eflak'la tanıştı.

Fransız Komünist Partisi ile ilişki kurdu. Seküler laik Arap milliyetçiliği yanında sosyalist fikirleri de benimsedi. 

Sorbon Üniversitesi'ni bitirdikten sonra 1934'te Suriye'ye dönerek, fizik ve matematik öğretmenliği yapmaya başladı.

24 Ekim 1942'de  Mişel Eflak'la birlikte öğretmenlikten istifa ederek tamamen siyasi alana yöneldi.

Zeki Arsuzi 

Aslen İskenderun Arsuzlu Nusayri (Alevi) bir ailenin çocuğu olan Zeki Arsuzi 1899'da Lazkiye'de doğdu.

Arsuzi'nin avukat olan babası Necib Bey, 1904 yılında Antakya'ya taşındı.

Osmanlı yönetimince 1915 yılında tutuklandı. Kısa bir müddet hapiste kaldıktan sonra Konya'ya sürgün edildi.

Bir yıl Konya'da kaldıktan sonra sürgün kararı kaldırılarak memleketine dönmesine izin verildi ve Antakya'da Arap milliyetçilerinin önde gelenlerinden biri oldu.

Zeki Arsuzi, ilk olarak Kuran öğrendikten sonra, orta eğitimini Osmanlı Rüştiye Mektebinde tamamladı ve öğrenimine Lübanan'daki 'İnstitut laik'te devam etti. Burada felsefe ve ateizme ilgi duydu.

Lübnan'dan döndükten sonra Antakya'da matematik öğretmenliğine başladı.

1924-1926 yılları arasında baba memleketi İskenderun Arsuz'da öğretmenlik yapan Arsuzi, 1927'de Fransa'dan aldığı bir bursla Paris'e Sorbon Üniversitesi'ne gitti.

1930 yılında Fransa'dan dönerek tekrar Antakya'da öğretmenlik yapmaya başladı. 

Ağustos 1933'te, çoğunluğu Batı'da eğitim görmüş  50 arkadaşı ile birlikte Milliyetçi Hareket Birliği'ni (LNA- League of National Action) kurdu ve Antakya Şubesi'nin başkanı oldu.

1939 yılında Hatay'ın Türkiye'ye katılmasından kısa bir müddet önce 1938'de, Antakya'dan ayrılarak Şam'a taşındı ve bir yıl sonra LNA'yı bırakarak Arap Milliyetçi Partisi'ni kurdu. 

Parti'nin başarılı olamaması üzerine Bağdat'a gitti. Bağdat'ta da istediği zemini bulamayan Arsuzi, 1940'da tekrar Şam'a dönerek 29 Ekim 1940'da Arap Baas Partisi'ni kurdu.

1941 yılında Şam'dan sürgün edildi, 3 arkadaşı tutuklandı ve diğer parti üyeleri soruşturmaya tabi tutuldu.

1944 yılından itibaren Arsuzi'nin yakın arkadaşlarının önemli bir bölümü, Arsuzi'yi terk ederek, Mişel Eflak'ın Baas Partisi'ne katılmaya başlayınca Arsuzi, Eflak'ı partisinin ismini ve arkadaşlarını çalmakla suçladı.

Çaresiz kalan Arsuzi'nin de rızasıyla iki parti 1947'de birleşti. Birleşme kongresine katılmayan ve partide bir görev de almayan Arsuzi, araştırma ve yazın hayatına yöneldi. 

Bu dönem boyunca politikanın dışında kaldı ve bir öğretmen olarak hayatını sürdürerek önceleri Lazkiye'de, sonrasında ise Tartus'ta annesiyle birlikte yaşamaya başladı.

1952'yılına kadar aralıklarla Hama ve Halep'te öğretmenlik yaptı. 

Zeki Arsuzi'nin Baasçı düşüncesinin büyük bölümünü oluşturan teorileri; dil, toplum ve milliyetçilik üzerinedir.

Arsuzi'ye göre Araplar geçmişteki bin yıllık süreçte kaybettikleri Arap kimliği bilincini yeniden kazanmalı ve yeniden inşa etmelidir. 

Arapların birleşmesinde en önemli faktör dildir. Birçok kitabı olan Arsuzi'nin en ünlü eseri 1943'te yayımladığı 'Genius of Arabic in its Tongue' adlı kitabıdır.

Mişel Eflak ile Zeki Arsuzi'nin aynı adları taşıyan Baas Partilerinin birleşmesinden sonra ikinci bir önemli birleşme de; Baas Partsi ile Ekrem Havrani'nin Arap Sosyalist Hareketinin birleşerek 'Arap Sosyalist Baas Partisi' adını almaları oldu.


Ekrem Havrani

Ailesi, aslen Şam'ın güneyindeki Havran Bölgesi'nin Casım beldesinden Hama'ya giderek yertiğinden dolayı; Havrani soyadını kullanan Zeki Havrani, 1912 yılında Hama'da doğdu.

Hama müzesinde bulunan 1519 tarihli aile şecerelerine göre soyları Hz. Muhammed'e dayanmaktadır.

Orta eğitimini Hama'da tamamlayan Havrani, 1936 yılında Şam Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu ve 1932'de Lüban'da Antun Sadi başkanlığında kurulan Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi'ne üye oldu.

1938'de partiden ayrılarak, Hama'ya yerleşti ve avukatlık yapmaya başladı, Hama'da, Gençlik Partisi'ne (Hizb-ül Şebab) girdi.

Büyük toprak sahibi ailelerin kontrolünde bulunan kırsal kesimde yaşayan yoksul ve topraksız köylüleri örgütleyerek, köylüleri toprak sahiplerine karşı ayaklanmaya çağırdı. 

İkinci Dünya Savaşı yıllarında Irak'taki İngiliz karşıtı, Alman yanlısı Raşid Ali Geylani darbesini destekledi. 

1943 seçimlerinde Hama'dan milletvekili seçildi. 1947, 1949, 1954 ve 1962 seçimlerinde tekrar seçilerek  milletvekili oldu.

1948'de Filistin'deki Yahudi yerleşimlerine karşı girişilen gerilla saldırılarına komuta etti.

1950'de partisinin adını Arap Sosyalist Partisi olarak değiştirdi.

Nisan 1952'de Suriye Cumhurbaşkanı Edib Çiçekli partisini kapatınca Ekrem Havrani, Mişel Eflak’la birlikte Lübnan'a kaçtı ve Kasım 1952'de Mişel Eflak ve Selahaddin Bitar'ın Baas Partisi ile birleşme kararı alarak anlaşma imzaladı.

Arap Sosyalist Partisi ile Baas Partisi'nin birleşmesinden sonra yeni partinin adı 'Arap Sosyalist Baas Partisi' oldu.


Devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.