1. YAZARLAR

  2. Mithat Sancar

  3. Sürecin tasarımı ve akışı
Mithat Sancar

Mithat Sancar

Basnews
Yazarın Tüm Yazıları >

Sürecin tasarımı ve akışı

A+A-

 Barış süreçlerinin akışında dört önemli boyut vardır: Temas, diyalog, müzakere, çözüm. 


İdeal olan, bu boyutların mümkünse eş zamanlı gerçekleşmeleri, en azından iç içe geçmeleridir. Lakin somut bir süreçte bu boyutlar, farklı aşamalar olarak, yani birbirini takip edecek şekilde yaşanabilir. Aslında bu durum, pek atipik sayılmaz. Dünya deneyimleri içinde aşamalı şemaya uygun işleyen örneklerin sayısı hayli fazladır. Bu şemaya göre, taraflar, önce bir “süreç”in imkanlarını ve şartlarını görebilmek için birbirlerini yoklarlar. Bu temaslar, bazen doğrudan, kimi zaman da aracılar üzerinden yapılır ve büyük çoğunlukla gizli tutulur. 

Bir sürecin mümkün olduğu kanaati iki tarafta da oluşursa, diyalog boyutu devreye girer. Bu aşamada, her bir taraf diğerinin sürece ilişkin planlarını ve beklentilerini anlamaya çalışır. Sürecin nasıl bir çerçevede yürütüleceğine dair “pazarlıklar” da bu boyuta dahildir. 

Diyalog aşamasını, “sürecin tasarımı”na dönük bir müzakere, bir bakıma “müzakerenin müzakeresi” olarak niteleyebiliriz. İdeal olan, bu aşamayı olabildiğince hızlı geçmek, en azından fazla uzatmamaktır. Hele de süreç kamuoyuna duyurulmuşsa, bu aşamayı uzatmak, krizlere açık davetiye çıkarmak anlamına gelir. Zira uzadıkça uzayan ve bir türlü “esas”a gelmeyen görüşmeler, hem iki taraf arasındaki güveni aşındırır, hem kamuoyundaki “çözüm” beklentilerinin hayalkırıklığına dönüşmesine yol açar, hem de değişen iç ve dış şartların süreci başka mecralara çekmesine zemin sunar. 

Türkiye’de iki yıldır devam eden süreç bakımından olan şey, aşağı yukarı budur. Geldiğimiz son nokta ise, diyalogtan müzakereye geçiş arayışıdır. 

Diyalogtan müzakereye geçebilmek için, sürecin teknik açıdan yapılandırılması gerekir. Görüşmelerin yasal çerçevesini ve kurumlarını oluşturmak bu yapılandırmanın en önemli ayaklarıdır. 

Bu tür adımların derindeki anlamı ise, tarafların birbirilerini resmen tanımaları ve sürecin eşit ortakları olarak görmeleridir. Müzakerenin, Avishai Margalit’in deyişiyle “sihhatli bir uzlaşma”ya doğru ilerleyebilmesi için, bu tanıma hayati önemdedir. Yine Margalit’in sözlerinden hareketle söyleyecek olursak, müzakeredeki esas “mesele düşmanın nasıl dostaçevrileceği değil, düşmanın nasıl rakibe dönüştürüleceğidir”. Zira müzakere “anlaşmazlığın nedenine odaklanır, oysa şiddet içeren düşmanlık çatışması, düşmanın belkemiğini kırmaya odaklanır”. (Bu tür süreçlerin diyalektiğini daha iyi anlayabilmek için Avishai Margalit’in alıntıları yaptığım şu eserini öneririm: Uzlaşma ve Kokuşmuş Uzlaşmalar, Çev. Nedim Çatlı, İthaki Yay., İstanbul 2013). 

Buna göre, müzakereden uzlaşmaya (çözüme) gidebilmek için, bir yandan kurumsallaşmaya, diğer yandan tarafların üslup ve tutumlarının bu aşamanın ruhuna göre yeniden ayarlamalarına ihtiyaç vardır. 

Kurumsallaşmanın ana amacı, süreci taraflardan birinin tek yanlı tasarruflarına karşı koruma altına almak, dolayısıyla iki tarafın eşitliğini sağlamaktır. Süreci tek yanlı sürdürme çabası, Türkiye’deki süreçte de gördüğümüz üzere, esas olarak hükümetten gelir. 

Hükümetin kurumsallaşma taleplerini uzun süre göz ardı etmesinin ardında, süreci olabildiğince kendi kontrolü altında tutma ve istediği şekilde yönlendirme niyeti yatıyor. Bu niyette ısrar etmek, süreci çıkmazlara sürükler. Kobané meselesinin, hem IŞİD kuşatması hem de eylemler boyutuyla, süreci tıkanma noktasına getirmesinin nedenini burada aramak gerekir.

Yaklaşık bir ay süren tıkanıklık, gerek İmralı’da yürütülen görüşmeler, gerek hükümet ile HDP heyeti arasındaki temaslar sayesinde aşılmış görünüyor. Yapılan açıklamalar, hükümetin süreci kurumsallaştırmayı kabul ettiği mesajını içeriyor. Ancak kurumsallaşmanın nasıl olacağına dair henüz somut bilgiler yok. Öyle anlaşılıyor ki, bu konuda daha fazla netlik, genişletilmiş HDP heyetinin bu hafta sonu (30 Kasım’da) Öcalan’la yapacağı görüşmenin ardından ortaya çıkacaktır. Sürecin bundan sonra nasıl seyredeceği de, büyük ölçüde buradan çıkacak sonuçlara bağlı olacak gibi görünüyor… (BasHaber Gazetesi)

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.