1. YAZARLAR

  2. Zeki Savaş

  3. Silahsız Siyaset Yakın, Çözüm Zorlu
Zeki Savaş

Zeki Savaş

Yazarın Tüm Yazıları >

Silahsız Siyaset Yakın, Çözüm Zorlu

A+A-

 

2012 yılının sonlarında hükümet ile Öcalan arasında başlayan görüşmeler, 21 Mart 2013 Newruz'unda önemli ve olumlu bir netice verdi. Kürdlerin neredeyse tamamına yakını sürece destek verirken toplumun diğer kesimlerinden de 'ama'lı da olsa çok ciddi  destek buluyor barış süreci.

Öcalan'ın Newruz mesajıyla birlikte PKK ve devlet için de Kürd sorununa ilişkin silahsız siyaset döneminin çok yakınlaştığını veya sürecin bir şekilde başladığını söylemek mümkün. Silahların yerine siyasetin ve fikirlerin konuşması, bizim de evvelden beri savunduğumuz bir yöntemdi ve matlubumuz idi.

Kürd ulusunun haklarını te'mine matuf olarak silahlı mücadele yürüten PKK'nin silahlı mücadeleden siyasi mücadeleye geçişi, siyaset alanının genişlemesine, güçlenmesine, çeşitlenmesine, katılımcı nitelik kazanmasına katkı sunacak, uygun zemin oluşturacaktır. Çünkü silahların gölgesinde siyasi rüşde ulaşılamaz. Savaş ortamı, militan ve komutan yetiştirir; siyaset ortamı ise siyasetçi, siyasi mübariz, mütefekkir, düşünür yetiştirir. Hayatın doğası, ikincisini gerektirdiği için, silahlı mücadeleler mahdut ve muvakkat olmak zorundadır.

Silahlı mücadelenin miadını doldurması, siyasi mücadelenin güçleneceği anlamına gelir. 21 Mart 2013 Newruz'u, siyasi baharın ve siyasi rüşdün başlangıcı olmaya aday bir gün oldu ve belki de tarihe yeni bir dönemin başlangıç günü olarak geçecektir.

Silahların bırakılması ve siyasete geçilmesi konusunda bir çözüme ulaşma imkanı çok yakın ve güçlü gözükmektedir. Ne var ki, bu olumlu merhalenin gerçekleşmesi, Kürd sorununun da tamamen çözüleceği anlamına gelmemektedir. Silahların susması ile sorunun temelden çözümü birbiriyle ilintili ama birbirinden aynı zamanda çok farklı iki sorundur. PKK'nin yürüttüğü silahlı mücadele, asırları bulan bir sorunun tezahür eden sonuçlarından sadece bir tanesi idi. Nice ayaklanmalar, nice isyanlar nice kıyamlar yaşandı Kürd sorunu bağlamında. Savaş hali daim olamayacağı için ya anlaşarak veya bastırılarak sona erer ama temel sorun çözülmez ise, bir zaman sonra yeniden alevlenir. Kürd sorunu asırlardır temelden çözülemediği için bir yanar dağ gibi belirli aralıklarla feveran ediyor, etrafı yakıp kül ediyor ve bir daha patlamak üzere sönüyor. Şimdi yaşadığımız şey, feveranın sönmesi sürecidir. Aslında her patlamanın ve feveranın sönmesi, sorunu temelden çözmeye imkan sunuyor ama maalesef bugüne kadar alevlerin söndüğü dönemde kimse konuyu esastan ele almadı. Bugün toplumun idrak ettiği sevinç, yanar dağın sönme emarelerini göstermesindendir. Bu sevinç haklı ve yerindedir ama gelecek nesillerimizin, çocuklarımızın da aynen bizim akıbetimizi paylaşmaması için ne yapmalıyız? Bu bir mukadderat mı olmalı? Her asırda Kürd sorununun bir yanar dağ gibi patlamasına, etrafı viran etmesine seyirci mi kalmalıyız? Bugün ateşin sönmesine sevinelim ama yarın çocuklarımızın da yandıktan sonra ateşin sönmesine sevinmeleri yerine ateşin bir daha yanmamasına sevinmeleri için çözüm bulalım. Feveran biteceği için bugün sevinebiliriz ama gelecek nesillerimiz için de aynı sevinci garanti edebilir miyiz?

Silahlı mücadeleden siyasi mücadeleye geçmek, feveranın bitmesi anlamına geldiği için çok olumlu ve yakın bir süreç. Ama sorunun temelden çözümü zorlu ve uzun bir süreçtir. Bu zorlu ve uzun süreci başarıyla bitirmenin temel şartı, hem devletin hem de bütün unsurlarıyla Müslüman Kürd halkının silahların susmasıyla sorunun çözülmediği gerçeğini görmesi, oluşacak uygun ortamda sorunu barışçıl yollardan ama temelden çözme yönünde bir irade göstermesi ve siyaset yollarını sonuna kadar kullanmasıdır.

Öcalan'ın mesajındaki, "Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu, mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır" cümlesine binaen Öcalan'ın ve PKK'nin silahları bırakmak ile sorunun çözümü arasındaki farkın farkında oldukları anlaşılmaktadır. Bu farkı, herkesin fark etmesi gerekir. Bu farkı fark edenlerin başında devletin ve hükümetin olması daha da önemlidir. Umarım onlar da bu ayrımın üzerinde düşünüyorlardır. Eğer hükümet, silahların susmasından, toprağa gömülmesinden sonra 'sorun bitti' yanılgısına kapılırsa, tarihi bir fırsatı kaçırmanın ötesinde gelecek nesillere karşı da büyük bir vebal altına girer. Hükümeti bu yanılgıya düşmekten kurtaracak en önemli etkenlerden biri, Kürdlerin siyasi mücadele zeminini iyi değerlendirmesi olacaktır.

Müslüman Kürd milletinin  dini, siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik alanların tümünde yeniden inşa sürecini başlatması, barışı kalıcı hale getirecek bir seferberlik başlatması, hükümetin de aynı minvalde  hareket etmesine imkan sunabilir ve uzun da olsa, zorlu da olsa yanardağın bir daha feveran etmemesinin yolları bulunabilir. Feveranı besleyen nedenler ve bu nedenlerin izalesi üzerinde mutabakata varmak ve çözüm iradesi göstermek önem arz etmektedir.

Meselenin esasına ilişkin kaygılarımızı korumakla beraber barış sürecini destekliyoruz. Silahlı dönemden siyaset dönemine geçişin başarıyla sona ermesi için AKP-BDP ittifakının önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, siyasi sürece geçildikten sonra da aynı ittifakın daha güçlü ve tabana yayılmış haline olan ihtiyacı şimdiden anımsatıyoruz. Zira sorunun temel çözümü, hakların anayasal garantiler altına alınmasını ve hukuk temelinde çözülmesini gerektiriyor. Bu da, büyük bir konsensüse ihtiyaç duyuyor.

Sorunun temelden çözüleceği yeni günleri, yeni newruzları yaşamak ve yaşatmak umuduyla. 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.