1. HABERLER

  2. DİRENİŞ GÜNLÜĞÜ

  3. Sakarya'da 160. başörtüsü eylemi
Sakarya'da 160. başörtüsü eylemi

Sakarya'da 160. başörtüsü eylemi

A+A-

Başörtüsü yasağına karşı oluşturulan ve her türlü haksızlığa karşı direnme çağrısı yapan Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, şehir merkezindeki eylemliliğine devam ediyor. Kalabalık bir grubun desteklediği 160'ıncı basın açıklamasını, platform adına Diriliş Saati dergisi yazarlarından Muhammed Emin Duman okudu. Küresel egemenlerin mali ve siyasi projelerinin çöküş sürecini yaşadığı, buna karşı direnişi tercih edenlerin mücadelelerini dünyanın her yerinde sürdürdüğü belirtilen açıklamada "Haklar dilenerek değil, direnerek kazanılır. Direnmeden verilen haklar yarın istendiğinde geri alınacaktır. Bizler, kimseden hak dilenmiyoruz. Bizden gasp edilen haklarımızı geri almak için direniyoruz. Haklarımızı kazanana kadar direnmeye devam edeceğiz, " ifadelerine yer verildi.

 

ABD ve Siyonist İsrail'in uyguladığı politikaların eleştirildiği açıklamada, işbirlikçi tutum takınan sistemlerin İslami Direniş hareketleri tarafından hezimete uğratılacağı ifade edilerek, Türkiye'deki sürecin ise başörtüsü yasağına karşı geliştirilen direnişle gerçekleşebileceği açıklandı. "Sivil ve askeri bürokrasinin, sermaye gruplarının, kartel medyasının; kısaca ülke egemenlerinin ısrarla dayattığı başörtüsü yasağı halkın tercihine rağmen devam etmektedir. İktidar partisi de egemenlerin istekleri doğrultusunda tüm politikalarını belirlemeye veya farklı politikalarını tashih etmeyi sürdürmektedir. Bu gidiş sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda Ak Parti politikalarının çöküşünü kaçınılmaz kılmaktadır. Bir kere daha haykırıyoruz ki; başörtüsü Allah'ın emridir. Tüm baskılara ve engellemeler rağmen, Allah'ın (c.c) yardımını umarak direnişimize devam edeceğiz."

 

Eyleme destek veren platform mensupları "Başörtüsüne özgürlük, hemen şimdi!", "Yasakçılar Yenilecek; Direnenler Kazanacak!", "Namazımız Orucumuz Başörtümüz Kimliğimizdir" ve "Yasak sürüyor,(D)uyuyor musunuz?!" yazılı dövizler taşırken, "Direne direne kazanacağız!, Zulme karşı direneceğiz!" ve "Zulüm Biter; Sabır, Savaş, Zafer" sloganları attılar.

 

 

 

 

 

Basın Açıklamasının Tam Metni

 

Selam Olsun Dilenmek Yerine Direnmeyi Seçenlere

 

Varlıklarını zulüm üstüne kuran egemenler zor günler yaşıyor. Emperyalizmin ve kapitalizmin öncüsü Amerika içine girdiği mali kriz nedeniyle çalkalanmakta ve acil kurtarma planları yapmaktadır. Afganistan ve Irak işgalinde aldığı destekleri bir bir kaybeden işgalci ABD, İslam topraklarında girdiği çıkmazdan geri dönememekte ve kendi başarısızlığının faturasını dünya milletlerine kesmektedir. Emperyalist zihniyet, varlığını koruyabilmek, çöküşünü geciktirebilmek ve dünya kamuoyundaki prestijini tekrar kazanmak için tahrik edici siyasi manevralarıyla savaş çığırtkanlığı yaptığını Rusya-Gürcistan savaşında bir kez daha ortaya koymuştur.

 

Öte yandan Siyonist İsrail'in işgal ettiği topraklardaki yalnızlığı giderek artmakta ve bu topraklardaki varlık sancısı derinleşmektedir. Filistin direnişinin, Lübnan İslami Hareketi Hizbullah'ın zaferinin ve İran İslam Devleti'nin Filistin direnişine olan desteğinin Siyonist devletin varlığı için oluşturduğu hayati tehlike artık görmezden gelinememektedir. Öyle ki, tarihinde ilk defa İsrail, Amerikan askerinin topraklarında konuşlanmasına izin verdi. İran'dan gelebilecek olası saldırıya karşı füze sistemleri kurmak için İsrail'e konuşlanan Amerika, bu hareketiyle, İran'a ve İran'a destek çıkan ülkelere gözdağı vermeyi hedeflemektedir. İsrail dolar zengini Arap liderlerin desteğini de alarak varlığını garanti altına almaya çalışmaktadır. Bu meyanda Mısır firavunu Hüsnü Mübarek'in Refah sınır kapısında uyguladığı insanlık dışı muamele, Filistin direnişi zayıflatma ve Siyonist rejime sadık oluşunu ispatlama çabasıdır.

 

Amerika ve İsrail'in yaşadığı bu çöküş İslam ümmetinin umudunu yeşertmektedir. Yarattığı korku imparatorluğuyla milletleri pasifleştiren güçlerin nasıl korktuğunu, yenilmez denen süper güçlerin nasıl hezimete uğradığını artık öğrenmiş bulunmaktayız. Üstelik bu yenilgi ve hezimetler, yıllardır aşağılık psikolojisinden kurtulamamış, açlık, yoksulluk ve iç çatışmalarla boğuşan İslam âleminin direnen gençleri eliyle gerçekleştirilmektedir. Kazanılan bu zaferler dünyayı fesada boğanların zulüm tahtlarının yıkılmak üzere olduğunun ve Allah'ın (c.c) yardımının sabah kadar yakın olduğunun habercisidir.

 

Siyasi çalkantılarla sarsılan bir coğrafyada stratejik bir konuma sahip olan Türkiye'nin emperyalist Amerika ve Siyonist İsrail'in iğrenç oyunlarının neresinde olduğu ve olacağı merak edilmektedir. Cumhuriyet tarihi boyunca Amerika ve İsrail'in güdümünde şekillenen Türkiye siyaseti tarihten tevarüs eden bağımlılık anlayışıyla sürdürülmektedir. Bu bağımlı siyaset, hem İslami anlamda hem de ülke siyasetinde çelişkileri beraberinde getirmektedir. Yeryüzünün halifesi tayin edilen bizler, kardeş kılındığımız Müslümanlarla birlikte hakkı müdafaa etmekle yükümlü iken, İslam düşmanlarının egemenliği altında siyaset gütmemiz gayri İslami'dir. Bu gayri İslami siyasetten dolayı, bizler, Irak'ta, Afganistan'da ve Filistin'de mazlumlara reva görülen gayri insani muamelelerin ortağı olmaktayız. Her dem lanet yağdırılan PKK terörünü besleyen ve fiziksel olarak da desteklediği bilinen Amerika ile müttefik olduğumuzu söylemek ve bu konudaki samimiyetimizi yapılan askeri ihalelerle kanıtlamak nedense önemli siyasi manevralar olarak görülmektedir.

 

Kendi heva ve heveslerini ilah edinen ve kurdukları düzende büyüklük taslayan zümreler kendi sistemleri için her türlü hukuksuzluğu sergileyebilmektedirler. Öğretim kurumlarında ve kamusal alanda başörtüsü zulmü devam etmektedir. Sivil ve askeri bürokrasinin, sermaye gruplarının, kartel medyasının; kısaca ülke egemenlerinin ısrarla dayattığı bu yasak halkın tercihine rağmen devam etmektedir. İktidar partisi de egemenlerin istekleri doğrultusunda tüm politikalarını belirlemeye veya farklı politikalarını tashih etmeyi sürdürmektedir. Bu gidiş sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda Ak Parti politikalarının çöküşünü kaçınılmaz kılmaktadır.

 

Bir kere daha haykırıyoruz ki; başörtüsü Allah'ın emridir. Başörtüsü Kur'an ayetleriyle sabit olan bir farzdır. Başörtüsü en temel hakkımızdır. Biz iman iddiasında bulunan Müslümanlar, tüm baskılara ve engellemeler rağmen, Allah'ın (c.c) yardımını umarak direnişimize devam edeceğiz.

 

Haklar dilenerek değil, direnerek kazanılır. Direnmeden verilen haklar yarın istendiğinde geri alınacaktır. Bizler, kimseden hak dilenmiyoruz. Bizden gasp edilen haklarımızı geri almak için direniyoruz. Haklarımızı kazanana kadar direnmeye devam edeceğiz. Bizler inanıyoruz ki; direnişimizi kararlı bir şekilde sürdürürsek, diğer bölgelerdeki direnişler sayesinde Büyük Şeytan Amerika ve Siyonist İsrail'in çöküşüne şahit olduğumuz gibi kendi ülkemizde de onların temsilcileri olup başörtüsü nezdinde İslam'a düşmanlık yapanların çöküşüne Allah'ın izniyle şahitlik edeceğiz. O zaman, Şuara Suresi 227. ayette de bildirildiği üzere "Zalimler nasıl bir inkılâpla devrileceklerini bileceklerdir."

 

Selam olsun dilenmek yerine direnmeyi seçenlere. Selam olsun dünya menfaatlerine sırtını dönüp, izzet ve şerefi için direnişi kuşananlara.

 

SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU ADINA DİRİLİŞ SAATİ DERGİSİ

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.