1. YAZARLAR

  2. Abdullah -Kıran

  3. Referandum hukuken meşru, siyaseten yanlıştı
Abdullah -Kıran

Abdullah -Kıran

serbestiyet
Yazarın Tüm Yazıları >

Referandum hukuken meşru, siyaseten yanlıştı

A+A-

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi, 25 Eylül 2017 tarihinde bir bağımsızlık referandumu yapma kararını 7 Haziran 2017’de aldı. Gerek komşu ülkeler, gerekse ABD ve Batılı ülkelerin tamamı, Kürt yönetimini uyardı; referandum kararını iptal etmesi ve şimdilik böyle bir uygulamaya gitmemesini istedi. Ancak Kürt yönetimi, referanduma gitmenin meşru hakları olduğunu; referandumun derhal bağımsızlık ilânı anlamına gelmediğini; amaçlarının Irak merkezi hükümetiyle müzakere ederek, her iki tarafın rızasına dayalı bir “boşanmayı” sağlamak olduğunu belirtti. İçeriden ve dış dünyadan gelen kimi itirazlara rağmen, İsrail hariç tüm ülkelerin karşı olduğu referandum planlandığı şekilde 25 Eylül 2017’de yapıldı ve Kürt halkı yüzde 93 gibi oldukça yüksek bir oranla bağımsızlık talebini sandıkta onayladı.

 

Hukuken meşru olan, siyasi bakımdan doğru olmayabilir

Referandum üzerine yazdığım birkaç yazıda ben de bağımsızlık referandumunun bir hak olduğu tezini savundum. Bugün Kerkük’ün 16 Ekim’de KYB eliyle bir gecede İran’a teslim edilmesinin ardından,  geriye dönüp soğukkanlı biçimde olup bitenleri gözden geçirdiğimde kısaca şu sonuca vardım: Referandum hukuki açıdan doğru ve meşruydu; ancak siyasi açıdan, özellikle uluslararası siyasi konjonktür açısından yanlış bir karardı.

 

Öncelikle meselenin meşruiyet boyutuyla başlayalım.  Meşruiyet siyasi kültürün esasını teşkil eder. Türkçe deki “meşruiyet” sözcüğü Arapçadaki “şeriat” kavramından gelir. Bu ilişki, işin hukuka, kanunlara ve cemaatin kanaatine uygunluk boyutuna işaret eder. Bu kavram daha önceleri, daha doğrusu modern devletin ortaya çıkışından önce, hak sahibi bir padişahın tahta oturması anlamına gelmekteydi. Yani tahtın gaspçı (veya düzmece) değil o zamanın ölçüleri içinde hak sahibi kabul edilen bir hükümdarın elinde olması gerekiyordu.Günümüzün meşruiyet anlayışında ise halkın kanaati esastır. Halk, egemenliği elinde tutan yönetime zorla değil, gönül rızasıyla itaat ediyorsa, yönetim meşru sayılır. Yönetim halkın, diğer bir deyimle yurttaşların rıza ve saygısıyla oluşmuşsa, meşruiyet var demektir. Batı demokrasilerinde meşruiyetin meşruluğunu ölçmenin bir yolu, ülkenin sahip olduğu polis gücünün boyutlarıdır. Meşruiyetin yüksek olduğu durumlarda az sayıda polise ihtiyaç vardır, zira halk, iktidarın dayatmalarına ihtiyaç duyulmaksızın gönüllü olarak itaat eder.  Kürdistan Bölge Yönertimi’nin düzenlemiş olduğu referandumun, halkın rızasına dayalı bir süreç olduğu için, hukuki açıdan meşru olduğunu söylemek durumundayım.

 

Yazının devamı için tıklayın

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.