
Ramazan Ayı Uyanma Ayıdır
Zaman insana verilen en büyük hazinedir. Bu hazine doğru kullanıldığında insanın hayal ufkunu aşan nimetlere ulaştıracak, yanlış kullanıldığında da büyük bir hüsrana yol açacaktır. Tabiatı gereği zayıf yaradılışlı olan insanoğlu, fıtrat çizgisinden ayrılıp nefsani arzuların mahkûmu olduğunda kendisine verilen sermayeyi heba etmiş olur. Merhametlilerin en merhametlisi yanılgıya düşen kullarını uyandırmak için pek çok uyarıcı gönderir. Her gün minarelerden okunan ezan-ı şerif ve beş vakit namaz, her hafta bizleri bir araya getiren Cuma namazı birer hatırlatmadır aynı zamanda. Ancak insan, sürekli gördüğü mucizeleri bile görmezden gelmeye başladığı gibi, kulaklar ezanı işitmez, kalp namazı hissetmez olabilir. Dünya bütün cazibesi ile insanı pençesine almışken zamanın sultanı Ramazan gönül dünyamıza dâhil olur. İnsanı dünyanın zevku sefasından el çektirip onu tekrar fıtrat çizgine yerleştirir.
Ramazan ayı yoğun bir ibadet dönemidir. Farz olan oruç bu aydadır. Bu sebeple Ramazan ayı oruç ayıdır.
Kur’an-ı Kerim bu ayda nazil olmuştur. Resulullah (as)’a Ramazan ayında Cebrail (as)’ın geldiği ve ikisinin karşılıklı o güne kadar nazil olmuş ayetleri okuduğu[1] hadis kaynaklarımızda geçmektedir. Öyleyse Ramazan ayı, Kur’an ayıdır.
Aynı şekilde kaynaklarımızda Resulullah (as)’ın bu ayda her zamankinden çok daha fazla cömert olduğu geçmektedir. [2] Fıtır sadakasının verilme zamanı da bu aydır. Bu ay cömertlik ayıdır aynı zamanda. Nice ihtiyaç sahibi kardeşimiz onlara uzanacak bir yardım elini gözlediğini unutmamalıyız. Özellikle ülkemizde yaşanan deprem sonrası çok büyük mağduriyetlerin yaşandığı ortadadır. Hem bu kardeşlerimizi hem de deprem mağduru olmasa da diğer ihtiyaç sahiplerini gözeterek bu ayın faziletinden istifade etmeliyiz.
İtikâf ibadeti de bu ayın diğer bir özelliğidir. Kaynaklarımızda Resulullah (as)’ın Ramazanın son on gönünde itikâfa girdiği aktarılmaktadır.[3] İtikâf ibadeti kişinin kendini dünyevi arzu ve isteklerden izole ederek tefekkür, tezekkür ve tedebbürle iç dünyasına yönelmesi, maddi ilgilerden uzaklaşarak derin manevi ilgilere ulaşmasıdır. Bu itibarla kişiyi manevi olgunluğa ulaştıracak yegâne ibadetlerden biridir.
Ramazan isminin ‘ramad’, ‘ramda’ ya da ‘ramadi’ kelimelerinden türediği söylenmektedir. Bunlardan ‘ramadi’, “Yaz sonunda ve güz mevsiminin başlarında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur” anlamına gelir. Rahmet ve merhamet mevsimi olan Ramazan ayı, günahlarla kirlenen dünyamızı adeta bir rahmet yağmuru gibi temizler. Peygamber (as) “Ramazan ayına girdiği halde günahlarını affettirmeden bu ayı tamamlayan kimseyi”[4] kınamakta; bu ayı gereği gibi idrak edenleri ise mağfiretle müjdelemektedir.[5] Öyle ise öyle ise kalbimiz, zihnimizi, dünyamızı vs. bu yağmurun rahmet damlalarına bırakmalıyız ki bereketinden faydalanabilelim.
Ufkumuz Haber ailesi olarak, bu mübarek ayın tüm İslam ümmeti için bir arınma, bilinç, silkinme ve dirilme ayı olmasını dileriz.
UFKUMUZ HABER EDİTÖRYA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.