1. YAZARLAR

  2. Kutbeddin Nurlubaş

  3. Problemli İslam Dünyası ve IŞİD
Kutbeddin Nurlubaş

Kutbeddin Nurlubaş

Yazarın Tüm Yazıları >

Problemli İslam Dünyası ve IŞİD

A+A-

     İslam dünyasında kaosun sebebi...
     İran şiilik vasıtasıyla İslamiyeti millileştirmiştir... Araplar özellikle Suudiler Vehhabilikle (Çöl Arap aklı ile) İslamiyeti millileştirmiştir... Türkler Hanifilik ve Maturidilikile İslamiyeti millileştirmiştir...
     Her birisi İslamiyetten bahs ederken bu paradigma ile değerlendirdiklerini unutmamak lazım...

     İran ta Emevilerden beri, özellikle 1502 de kurulan Safevilerde devlet destekli bu milliliği oluşturmuştur... Bakınız Ali Şeriat’inin "Safevi Şiası Ali Şiası" kitabına...

     Suudlular Haricilikten beri, özellikle 18. yüzyılda Vehhabiliğin aynı coğrafyada(Necid/Riyad) nüks etmesiyle ve 1922 de iktidar olmasıyla kendisini göstermiştir... Bakınız Bediüzzamanın "28. Mektubun 6. Meselesi"ne... 

     Türkler değil şimdi, 1040 ta kurulan Selçuklular zamanında bile Maturidi ve Hanifi din adamı haricinde devlet görevlisi yapmamıştır. Mesela Maturidi, Eşariye karşı hiç kendi zamanında meşhur değilken, Selçuklular onu daha sonra tekrar keşfetmişlerdir... Bakınız Sönmez Kutlunun "İmam Mauridi ve Maturidilik" kitabına...
     Galiba bundan sonra denenmemiş ve güven kaybetmemiş Kürtler tarih sahnesine artık çıkıyor... Selahhadin/Eyyubiler ise herkeste zaten müspet bir etki bırakmıştı...

     Yoksa iyileşme ve bozulmayı sadece tarihte geçmişteki kavimlere mahsus mu görüyoruz?... 

     Cenabı Allah Kuranı Kerimde, Beni İsraile için :
     " Ve onları alemlere faziletli kıldık.”(Casiye:16)

     İmtihanı kaybetmelerinin sonucu olarak ta bu defa :
     "Zillet ve yoksulluk onları kapladı. Allahın gazabına uğradılar.…Bütün bunların sebebi ise, isyan etmek ve haddi aşmaları idi.”(Bakara: 61)

     Ben İsrail bir zamanlar insanların faziletlisi ve erdemlisi iken, aynı kavim daha sonra zillet ve meskenet cezasıyla Allahın gazabına uğruyorlar... 2500 sene bu hali yaşadılar. Şimdi yamalı İsrail’de, yine korku ve şiddet üzerine yaşıyorlar...

     Peki soruyorum: 
     Müslümanlar, Ortadoğu milletleri, isminiz hala Müslüman diye, siz kendinizi hala alemlerin faziletlisi mi sanıyorsunuz?...

     Ve cihatta, ümitsizlikte, yalanda, düşmanlıkta, Müslümanların arasındaki bağları hafif görüp düştüğünüz menfi milliyetçilikte, istibdat ve baskıda kendi çıkarlarınızı hedeflemek vs. gibi alanlarda, haddi aşıp isyankar oluşunuzdan dolayı, Allahın azabına uğrayacağınızı düşünmüyor musunuz?!...

     Yoksa iyileşme ve bozulmayı sadece tarihte geçmişteki kavimlere mahsus mu görüyorsunuz?... 


     Halê pir melalimiz...
     Hutbey-i Şamiyede belirtilen İslam dünyasının 6/altı hastalığı hakkında kısa yorumum...:
     1- Ümitsizlik; Bu hastalıklardan ümitsizlik var hala bizde... Biz adam olamayız diyoruz... Hele Kürtler kendi içinde filozof olsa, başka milletin ilk mektep mezununu bile başına reis yapıyor. Bunu müşahede ediyorum. Hatta bizde filozof mu olur diye inanamıyor...

     2- Siyasette doğruluğun ölmesi; Doğruluk ölmüş hakikaten, bu son kaç aydır devletler arsında ne kadar faaliyetler cereyan ediyor. Bunlardan yalan, adeta her tarafından akıyor.. Hele Türkiye’nin rehine meselesinde ve İşid’le ilişkilerde hepimiz doğruluğun öldüğünü müşahede ediyoruz... 

     3- Düşmanlığa sevgi; İslam dünyası adeta düşmanlık arenası olmuş. Her bir İslam milleti özellikle Türk, Arap ve Farslar devletin hegemonik gücüyle ve sakat milliyetçiliğin saiki ile adavet ve düşmanlık tavan yapmış durumda... Bu karakter uygulamaya konulup kafalar kesiliyor esirler öldürülüyor. Kadim millet olan Kürtler yerinden göç ettiriliyor perişan ve sefil halde memleketler dolaştırılıyor..

     4- Müslümanları bağlayan bağların bilinmemesi; Müslümanları birbirine bağlayan o nurani ve parlak bağların kıymeti bilinseydi Müslümanlar ve bu coğrafyada yaşayan insanlar bir birinin bağını ve boğazını keser miydi?... Kabe saygınlığında ve Uhud dağı büyüklüğünde iman ve İslamiyet’in kıymeti bilinseydi, kirlenmiş ve pislenmiş çakıl taşları mesabesindeki menfi milliyetçilik esas yapılmaz, kendi 49 adamını el üstünde taşımaya, fakat yüz binlerce insanın katliamına ve göç ettirilmesine sebep olunmazdı... 

     5- Bulaşıcı İstibdat;Türkiye, İran ve Arap devletlerinin istibdat ve baskısı artarak bu güne gelmiş ve hala devam ediyor... Kafir dediğimiz İngiliz İskoçlara bağımsızlık için referandum imkanı tanıyor.. Bizim müstebit devletler, hala Kürtlerin millet olarak varlığını resmen kabul etmemiş ve dilleriyle eğitim ve öğretim yapılmayarak asimilasyon çarkından geçirip yutmaya çalışıyorlar... 

     6- Şahsi çıkarını düşünmek; Her şahıs kendi çıkar ve menfaatini hedef yaptığı gibi, her millet ve devlet de kendi çıkar ve menfaatini esas yapmış ve onun etrafında dönmekle İslam dünyası; memleketlerini cennet yapıp insanları cennete göndermesi lazım gelirken, cehennemi yaşatıyor ve insanları cehenneme gönderme fabrikasına dönüşmüştür...

     Ustad Said Nursi/Kurdi, 1911 yılında Şam Emevi Camiinde minberde hutbe verirken:
     " Buraya çıktım, sizde olan hakkımızı dava ediyoruz.
     Kürd gibi küçük taifelerin menfaati ve saadet-i dünyeviyeleri ve uhreviyeleri, sizin gibi büyük muazzam taife olan Arap ve Türk gibi hâkim olan üstadlara bağlıdır. Sizin tenbelliğiniz ve füturunuz( Ben ilave ediyorum; kötü niyyet ve davranışlarınız k.n.) ile biz biçare küçük kardeşleriniz olan İslâm taifeleri zarar görüyoruz."

     (İçtima-i Dersler/Hutbeyi Şamiye, s 59
     
http://www.nuralemi.com/sayfalar.php?id=36&sayfaNo=59&mode=b)

     Üstadım, Kürtlerin dünyevi ve uhrevi saadetlerini bağladığın, İslam’ın iki büyük milleti olan Arap ve Türklerin derin devletleri senin iyi niyetine karşılık senin kavmine, bu gün ne yapmaya çalışıyorlar!...

     Müslüman dünyanın paradoksu...
     "İyilik etmek ve kötülükten sakınmak hususunda birbirinize yardım edin... 
     günah/suç işlemek ve düşmanlık etmek için yardımlaşmayın..."

     " ... وَتَعَاوَنُواْ عَلَى الْبرِّ وَالتَّقْوَى ... وَلاَ تَعَاوَنُواْ عَلَى الإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ "(maide,2)

     Soru:
     Peki, Müslümanlar, Müslüman milletler, Müslüman devletler; 
     Kürt ve Kürdistan’ın en temel insani hukukları konusunda, 
     günah/suç işlemede ve düşmanlık yapmada bir birine yardımcı oluyor,
     fakat iyilik etmede ve kötülükten sakındırma-da birbirine yardımcı olmuyorsa, dünyadan, ABD ve AB gibi ülkelerden bunların kötülük ve düşmanlıklarından kurtulmak için yardım/destek alınabilir mi? Alınamaz mı?...

     Dini kullanmak, dini inkar etmek kadar kötüdür...
     İşte:
     "Allah'a karşı yalan uydurandan... yahut O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir?..."
     "... فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللّهِ كَذِبًا ... أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ "(yunus,17)

     Birinci cümle, dini alet ederek kullanmayı, ikinci cümle dini inkarı ifade ederek, her iki kısmın da en büyük zalimlik olduğu ifade ediliyor...
     Ne yazık ki din kullanılarak kafa kesildiği gibi, din kullanılarak kafalar mankurtlaştırılıyor...

     İŞİD’in sosyolojik çok kısa tahlili...
     İslam’la ilgisi/ilgisizliği tarihinden beri Necid bölgesinde, daha Hz peygamber (asm) döneminde Müseylime-Kezzap ile iktidar muhalefeti yapan, daha sonra çoğunluğu yine Necid bölgesi halkı olan "Haricilerin" Sıffin ve Hakem olayı vasıtasıyla hemen muhalefetini Hz Ali’nin ordusundan ayrılmalarıyla göstermeleri, uzun süre Emevi ve Abbasiler döneminde hep mevzi muhalefetler içinde kalmakla tam devlet olmayı başaramayan bu çöl Arap aklının anlayışı, 18. Yüzyılda yine aynı Necit (Bu günkü Riyad ve civarı) bölgesi ve halkından olan Muhammed Bin Abdul Vehhab ile bu anlayış "Vehhabilik" olarak yeniden diriltilmiş ve sistematiğe bağlanmış olarak 1922 de Suudi devletinin kurulmasını sağladı... Bu anlayış kendileri gibi düşünmeyen diğer Müslümanları kafir ve müşrik kategorisine sokmakla büyük tahribatlar yapma istidadını zaten taşıyordu... Son zamanlarda batılı istihbarat güçlerinin bu anlayışın İslam dünyasının kaosa sürüklenmesini kendilerinin amacına uygun bulmalarıyla desteklemesi sonucu bu vahşeti iyice uygulama safhasına sokmasına sebep olmuştur... Yani çıktığı nokta itibariyle Kur'an ve İslam’ın ana damarına karşı hep bir muhalefet çizgisi içinde olunmuş bir damardır...
     28. Mektubun 6. Meselesinin referansıyla..

     İŞİD: İslam dünyası için kurdun gövdenin içine girmesidir... 
     Arap kültürüne ait olan imgeleri İslami sembol olarak kullanıp İslamın hakikatini bombalamaktır...Batı/Yerli istihbarat güçleri tarafından mankurtlaşan Müslüman’ın İslam’ın kalbine saldırmasıdır... Kurdistan’ı hedef seçilmesi ise, saf ve temiz olarak istikbal vad eden ve anne karına bir cenin şekilde tezahür eden Kürdistan embiryosunun kürtajını hedeflemektir... 
     Not: Güney Kürdistan şeklen de dünya karnında anne karnındaki bir cenin gibi gözükmektedir...

     İşid benzeri örgütlerin faaliyet ve icraatları, laik ve din dışı ahlak arayışında olanların eline büyük bir gerekçe vermeye çalışıyor... 
     Halbuki Tolstoy'un "Din Nedir" kitabının 86-87 sayfasında belirttiği gibi;
     Din dışı ve laik ahlak, köksüz bir bitkinin tekrar toprağa dikmeye çalışan çocuğun durumuna benzer.. Veya orkestra şefi yapıldığı halde müzikten anlamayan birinin mesleklerinde mahir müzisyenlerin karşısında ellerini sallamasına benzer... Din ise insan-evren ve insan Allah arasında kurduğu ilişkidir. Ahlaksa bu ilişkiden doğan sürekli bir yaşam ilkesidir...

     Bölge devletleri sorumlu değil mi!?...
     İran, Türkiye, Arabistan, Suriye ve Irak arsında/ortasında faaliyet gösteren ve Musul gibi büyük ve tarihi şehri ele geçirerek Müslümanlara karşı cihad! ilan eden İŞİD, bu bahsettğim ülkelerin silah ve lojistik desteği almadan bu katliamları gerçekleştiremez... Hadi, Suriye ve Iraktan toprak aldığı ve onlarla mücadele ettiği için bunların stratejisi ve müdahalesi olmadığını düşünelim.. Peki diğerlerinin yardım ve lojistik desteği olmadan bu etkinliğe ulaşabilir mi?

     Dış güçler/Avrupa, ABD vs. yardım etse bile bu bahs ettiğimiz İslam ülkelerinin haberi, desteği ve aracılığı olmadan mümkün olamaz... O halde bu destekleri yapmakla beraber sivil, esir ve masum insanların iğrenç katliamını durduramıyor ve yardımları kesmiyorlar sa veya tarihi kurumlar olan türbe, cami ve minarelerin yıkımını engellemiyorlarsa, o zaman suçluyu yalnız İŞİD görmek bir yanıltmaca olduğu açık olur... Bu nedenle bu kadar masumun kanına giren bu örgüte yardım eden hangi medeni ve sakin görünümlü ülke olursa olsun, kendi dahilinde İlahi kadere, Suriye ve Irak gibi taş üstüne taşın kalmadığı kaos ortamına sürükleme fetvasını verdirmiş demektir...

     Konsolosluk personeli…

     Tahminime göre işidin Türkiye konsolosluk personeli ve şöförlerini alıkoyması uluslararası arenada Türkiyenin İŞİD ile ilgisi yoktur mesajı verilmesi içindir... İŞİD Rojava kurdistanı ile komşu... Üstelik üç kantonu birbirinden koparan İŞİD’dir ve konton haricindeki Türkiye sınırları dahil bu alanlar işdin kontrolündedir... Artık İrakta Güney Kürdistanla da komşu oldu zaten... İŞİD, Türkiyden ve Suudiden habersiz hareket edemez... Türkiyenin işidle ilgisi Kürt ve bölgeleridir. Suudinin ise İranın ve şiiliğin etkisine karşı Vahhabilik ve Selefiliğin alanını genişletmedir... Aynı zamanda Türk Hanifiliğine de bir meydan okumadır... Bu durum ABD ve AB nin işine geldiği gibi, Ortadoğu’yu kolay şekillendirme amaçlı onların dizaynı gibi gözükmektedir...

     Bu işid dahili cihad ve harici cihadı karşırtdı...

     Hayır cihadın ne olduğunu da karıştırdı... Daha doğrusu İslam’ı karıştırdı... Kürtlere var olan ümmet!, dinimizi bu hale getirenlere ne yaptınız!? Yoksa Kürdler ayrılmasın diye siz de mi onları besleyip karıştırdınız !?...

     Rudaw'a Konuşan İŞİD Komutanı:
     Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğunda rehin alınanlar için;
     "Güvenliklerini sağlıyoruz, onları ülkelerine iade edeceğiz. Korkulacak bir şeyleri yok çünkü onlar Sünni ve Hanefi inancından" dedi.

     Peki, Hz Peygamber(asm) Bedir savaşı esirlerini salı verdi... Onlar Sunni ve Hanifi inancından mıydı!?...

     Müslamlardan ümit ediyorken…

     Biz diyorduk ki İslam dünyasındaki laik ve baasçı rejimler gidip yerine İslami rejimler gelince, Allahın yaratığı millet ve mekan olan biz Kürt ve Kürdistan’ın fıtri hakları serbest bırakılır... Bilmiyorduk, en büyük düşmanlık, vahşet ve saldırıyı "lailaheilllah" bayrağı altında bize yapacaklar... Bu bayrak ile, Sıffin harbinde iktidarına alet etmek için Kuran yapraklarını mızraklarının ucuna takanlardan daha ileri olarak yerli kabalık ile ecnebi kurnazlığın iç içe geçtiği karmaşık araçsallaştırma ile karşı karşıyayız...
 

     İşid devleti ümmeti bölmüyor mu?

     "Kundakçı hikayeleriyle" Kürtlerin ayrı bir devlet olmasını, ümmeti bölmek olarak fıkıh fetvaları verenler, gözünüz aydın, yeni bir devlet daha doğdu.. Hatta daha örgüt seviyesinde iken İslam devleti ismini alan İŞİD için bu fıkıhçılar ümmet bölündü diye yine bir fetvaları var mı!?... Üstelik bir devleti değil, iki devlet olan Irak ve Suriye bölerek resmi olmasa da fiili devlet oldu... Kürt ve Kürdistan’a haşin olanlar, acaba aynı mantıkla bu fiili devlete ne diyorlar!?... Yoksa bunlar ümmeti, Türkiye’den ibaret sayıp fıkıhlarını sadece onun üzerine mi kurmuşlar!?..

     İslam ülkelerinden medet beklenemez...

      Çünkü bunları üst organizasyonu olan İslam Konferansı Teşkilat, şimdi İslam İşbirliği Teşkilatı(İİT), bir kaç yıldır Suriye’de, bir kaç aydır Işid ile kaosa dönüşen İslam dünyası için bir bildiri de olsa yayınladı mı?.. Neden sesi sadası çıkmıyor?... Çünkü bu kaosun müsebbibi İslam dünyasının güçlü ülkeleridir... Yani, tuz kokmuştur... Çaresiziz... Bu çözümsüzlük ortada iken ve İslam dünyası kendi başına çözüm üretmezken, ABD nin müdahalesine ses çıkartılmasının mantığı yoktur..! 

     Kürtlerin devlete zorlanması…

     IŞİD (IRAK ŞAM İSLAM DEVLETİ) nin, bir örgüt halinde iken, ismini "devlet" koyup nefes alma arefesinde ve çabasındaki iki Kürdistan bölgesi olan Başur ve Rojavaya saldırması, devletsiz ve devletsizlik felsefesine maruz Kürtlere, zorunlu olarak "devlet" olmalısınız uygulamalı/fiili bir çağrısıdır...

     İşidi destekleyenler
     Türk ve Farslardan önce güneyde tam Araplardan kurtulduk derken, Araplar İşid formatında hem Irak ve Suriye merkezi hükümetinden hem Fars ve Türklerden daha haşin olarak tekrar bize geri döndüler. Hem de "Irak Şam İslam devleti" diye tek merkezden... Yoksa bu konuda çömez Arapları, sıranın kendilerine gelmemesi için derin Türkiye ve İran mı planladı?!... Not: İran Cumhurbaşkanı Ruhaninin Türkiye ziyareti sabahında İŞİD Musul’a girmişti...
     İşidin saldırısında acaba amaç bu mu?... 
     Kürdistan Rojava’sında nispeten kimliklerini ve dillerini koruyan Kürtleri yerinden göç ettirip, Türkiye’de asimilasyon çarkına sokmaya çalışarak eritmek... Ve zaten dar şeride sahip Rojavanın bu mıntıkasında Kürt boşluğunu oluşturarak, Rojava’nın uzun ve dar kemerini zayıflatarak koparmak...

     İşide karşı Türkiyenin tavrı…

     Kürtler hukukunu aradığında, Kürtleri ümmeti bölmekle suçlarsın. ümmetin bir milleti olan Kürtlerin arasına ise tel örgüleri kendin ürersin... 
     Ateşten yalnız kendi milletdas ve vatandaşını kurtarmakla iftihar edersin. Fakat, Kürtleri katliam ve göç ettirmeye maruz kaldığında sessiz kalıp sadece mecbur kaldığından tel örgüleri acarsın... 
     Bari uymadığın ümmet mefkuresini suyi istimal etme..

     Her şey ya bizzat güzeldir veya neticeleri itibariyle güzeldir...

     Görünürde haşin olayların perdesi arkasında yine rahmetin bir tecellisi ve güzelliği vardır... 

     Uykuda olan birçok istidat ve kabiliyetler bu dehşetli hadiselerle sünbüllenip ağaç olup hakikatini ortaya koyuyor... Bahar fırtınası ve yağmuru bahar çiçeklerini netice vermesi içindir... Atmaca Kuşu, serçe kuşuna musallat olup saldırması, serçenin kendini koruma refleks ve kabiliyetini artırması içindir...

     İşte kainatın neticeleri itibariyle güzel hadiselere, sosyal hayattan bir örnek te İşid gibi yapıların tohumlar gibi neşvünemasız kalan Kürt ve Kürdistan’a musallat olup saldırması görünürde haşin ve dehşetlidir. Ama sonuçta Kürtlerin hamiyet ve gayretlerinin istidat ve kabiliyetlerini harekete geçirip çekirdeklerinin sünbüllenmesini netice verecektir...

     Not: 18. Söz 2. Nokta'nın referansıyla...


 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum