1. YAZARLAR

  2. Ferhat KENTEL

  3. Post-devrimci retorik: “Yeni Türkiye”
Ferhat KENTEL

Ferhat KENTEL

Serbestiyet
Yazarın Tüm Yazıları >

Post-devrimci retorik: “Yeni Türkiye”

A+A-

Soma katliamı vesilesiyle "vahşi kapitalizm ve devletle ilişkisi nedir?" dersinin örneklerle canlı anlatıldığı, kapitalizmin ne olduğunu satır satır tane tane anlatan günlerden geçtik. Sermaye ve devlet arasındaki ilişki bu kadar apaçık biçimde kendini gösterdikten sonra, bu dersten çakmak için aptal olmak lazımdı.

Şimdi Gezi'nin yıldönümüne doğru gidiyoruz. Siz bu yazıyı okuduğunuz zaman o "yıldönümü" başlamış olacak. O gün neler olacağını önceden kestirmem mümkün değil ama geçen sene Gezi'de bütün karmaşıklığıyla gerçekten neler olduğunu görmemek için ya sabit fikirli ya da ne olursa olsun, taraftar olduğu cemaatin / kimliğin haklı çıkması fikrine sıkışmış olmak lazım.

Kalkınmacı dilin dibine batmış ve insaf, izan, merhamet, adalet diye mefhumlarla arasındaki bütün köprüleri atmış olan bir hükümet; "ölmek bu mesleğin fıtratında var" diyen bir başbakan; ona "İngiltere'de de 1900'lerin başında kaza oldu başbakanım!" diye akıl veren danışmanlar; kaza falan değil, böylesine cinayet karşısında bile kibirlerini bir kenara bırakmayan, bir kerecik özür dilemeyen, bir kerecik "hata ettik" demeyen bir iktidar zihniyeti; "devrim yapan halkı" anlamayan Somalı genci yattığı yerde tekmeleyen ve "halkımızı" temsilen "devrim" gerçekleştirmiş takım elbise-kravatlı jön danışmanlar; ahlak ve vicdanlarını kaybetmiş ve de ne pahasına olursa olsun, sadece kendilerini ve efendilerini haklı çıkarmaya çalışan medya ve "yeni Türkiye'nin" (!) aydınları, köşe yazarları, manşet atıcıları...

Evet, bunların hepsi ve daha fazlasıyla birlikte, ibretlik bir ders izledik.

Bu yeni efendilere göre, her şey mükemmeldi... Tabii ufak tefek hatalar olabilirdi ama bunlar aşılmaz değildi. Çünkü "devrim" gerçekleşmiş ve artık her şey düzelme aşamasına gelmişti...

Devrimci ya da devrim sonrası muhteşem retorik! Yeni "düzenin" retoriği...

Tabii ki bunun öncesi var... Yeni yükselen sınıflarla içiçe geçmiş bir halk hareketi, bir toplumsal hareket var ve bu hareketin getirdiği bir devrimci durum var. Jakobenlerin, Bolşeviklerin, Kemalistlerin, Ayetullah'ların yaptığı gibi AKP'nin yaptığı ya da AKP'yi taşıyan İslami hareketin yaptığı da devrimdi. Diğerleri gibi kanlı olmadı bu devrim; zamana yayıldı ve çok şey değiştirdi; bir yandan bir burjuva devrimi olarak kapitalizmin bütün ülkeye yayılmasını sağladı. Geleneksel sermaye yapısı değişti; yeni aktörler devreye girdi. Bu arada tabii ki bütün toplum için de iyi şeyler oldu; mesela askeri vesayet en azından hiç görülmediği kadar geriledi. Kürt hareketinin verdiği mücadele karşılığını buldu; hiç olmadığı kadarıyla barış bir alternatif olarak "gerçekleşebilir" bir umut oldu.

Ancak bütün devrimler gibi bu devrim de esas olarak, "oluncaya" kadar "iyi"ydi.

"Olduktan" sonra devrim bitti; bütün devrimler gibi düzene dönüştü. Bu konuda henüz bir istisna çıkmadı; bütün devrimleri, devrimlerin en güçlü kardeşleri ele geçirdi ve bunlar diğer kardeşlerini yedi. Her bir devrim bir Termidor yaşadı; her devrimin sonunda birileri devrimin bittiğini ilan etti ve kendi "düzenlerini" kurarak, "artık başka özgürlüğe gerek kalmadı" dediler. Evet, onların iktidarları her türlü özgürlüğe sahip olduğu için başkalarının yeni özgürlükler için uğraşmasına da gerek görmediler.

Her devrim gibi, "AKP devrimi"nin arkasından gelen AKP düzeni de bir "eski rejim" ("ancien régime") - "yeni rejim" karşıtlığı yarattı; "yeni Türkiye'ye karşı eski Türkiye"... Kızıl Ordu'ya karşı Beyaz Ordu... Kuvayı Milli'ye karşı Anzavur birlikleri... Devrim karşısında karşı-devrim...

Bu yüzden, iç düşman bulmak ve inşa etmek açısından Erdoğancılık vasıtasıyla duygu dilini kuran AKP rejimi de, daha önceki Fransız, Sovyetik ya da laik Türk devrimlerinden çok farklı değil.

Ama nasıl Kemalist devrimin içinden başka bir devrim –ya da islamcı bir toplumsal hareket - çıktıysa; AKP devriminin içinden de ipuçlarını Taksim Gezi'de veren başka bir hareket çıkacak. "Yeni" Türkiye sırası ona gelecek.

MARKSİST ORG

Önceki ve Sonraki Yazılar