Parlamentoyu mahkemeye bağlayalım
Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliğinin iptali veya yok hükmünde kabul edilmesi ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle açtığı davanın sonucunu nasıl bir yazılı açıklamayla duyurdu?
9 Şubat 2008 günü Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1inci ve 2nci maddeleri, Anayasanın 2, 4üncü ve 148inci maddeleri gözetilerek iptal edilmiştir. Ayrıca yürürlüğü de durdurulmuştur.
***
Ne demek? Anayasa Mahkemesi, iptal kararını, Anayasanın 2nci maddesiyle düzenlenen laiklik ve 4üncü maddesinde ilk 3 maddenin değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyeceğine yönelik maddelerine dayandırıyor. Anayasanın 2nci maddesi, Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir hükmünü içeriyor. Anayasanın Değiştirilemeyecek hükümler başlıklı 4üncü maddesi ise Anayasanın 1inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez hükmünü öngörüyor. Mahkeme böyle bir şey yapabilir mi?
***
Anayasa maddesine bakalım?
Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkilerini düzenleyen Anayasanın 148inci maddesi ise şöyle: Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz. Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı, Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz, defi yoluyla da ileri sürülemez.
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcı vekilini, Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcı vekili yapar. Yüce Divan kararları kesindir. Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine getirir. Bu maddede hayati cümle ne?
Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler. Çünkü tersi olursa, Parlamentonun işlevini Anayasa Mahkemesi üstlenmiş olur... Yasama ve yürütmeyi anayasaya göre denetleme ile yükümlü yargı, halk egemenliğini temsil eden Parlamentonun yerini alır... Neyi yapıp yapmayacağına karar vermeye başlar. O zaman da, şimdiki durum oluşur.
***
Sadece Anayasanın 148. maddesi mi?
Anayasayı delme sıradan hale geldiği için kimse umursamıyor ama Anayasa Mahkemesi dün Anayasanın 153. maddesini de göz göre göre ihlal etti... 153. madde ne diyor?
İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz diyor... Ama dün iptal kararı bal gibi gerekçe yazılmadan açıklandı...
Anayasa Mahkemesinin fiilen Anayasayı pas pas gibi çiğnediği ülkede ne hukuku?
Üstelik bir başka gariplik daha var.
Anayasa Mahkemesi bir başka yetki gaspı daha gerçekleştirdi. Yürütmeyi durdurdu.
Hálbuki mahkemenin böyle bir yetkisi de yok... Yürütmeyi durdurma yetkisi idare mahkemeleriyle, Danıştayın. Ama kabiliyetli bir Anayasa Mahkememiz var. Anayasa değişikliğini içerik itibariyle denetleyebiliyor...
Amir hükme rağmen kararı gerekçesiz açıklayabiliyor... Yürütmeyi durdurabiliyor.
***
AK Partinin yaptığı vahim hatalar nedeniyle hızlıca devreye sokulan senaryo işlemeye başladı. Belli ki bundan böyle AK Partinin kapatılması... Etkin siyasi aktörlerin saha dışına itilmesi... 28 Şubat türü bir düzenlemeye gidilmesi sürpriz olmayacak. Bu, yeni bir ara rejim görüntüsüdür.
***
Madem ara rejim istikametindeyiz...
Halkı kapatamadığı için partileri kapatan Ankara rejimi, pratik bir yöntem olarak Parlamentoyu kapatmayacak ise, o zaman Parlamentoyu doğrudan Anayasa Mahkemesine bağlayabilir.
Nasıl olsa Parlamentonun ne yapıp yapmayacağına Anayasa Mahkemesi anayasaya hiç aldırmadan rahatça karar veriyor.
Zaten bağlasalar da bağlamasalar da yeni dönemin özelliği bu:
Anayasaya hiç aldırmadan yasamayı yürüten yargı...
Artık halk değil yargıçlar karar verecek ülkenin nasıl yönetileceğine.
Nasıl yönetecekleri de anlaşıldı...
Anayasayı delerek.