1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. Münih’te görüş ayrılığı çok uzlaşma yok
Münih’te görüş ayrılığı çok uzlaşma yok

Münih’te görüş ayrılığı çok uzlaşma yok

Münih Güvenlik Konferansı’nın son gününe, Ortadoğu konularında görüş ayrılıkları ve söz düelloları damgasını vurdu.

A+A-

 

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Staffan de Mistura'nın Suriye için ‘Balkanlaşma' uyarısı, eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun gerçekleri söylemediği yönündeki sözleri, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Arap Ligi Genel Sekreteri Ahmed Ebul Geyt arasındaki Suriye atışması, günün en dikkat çekici gelişmeleri oldu.

 

Konferansın en tartışmalı oturumuna Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Lübnan Savunma Bakanı Yakup Riyad Sarraf, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebul Geyt, eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi'nin Enformasyon Politikası Komisyonu Başkanı Aleksey Puşkov ve BM Genel Sekreteri'nin Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura katıldı.

Kerry: Netenyahu doğru söylemiyor

Oturumu yöneten BBC muhabiri Lyse Doucet, İran ile nükleer anlaşmanın mimarlarından eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'ye, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun "Dünyadaki en büyük tehdit İran” sözleriyle ilgili görüşlerini sordu.

John Kerry, Netenyahu'nun ülkesini savunma ve korumak için gerekli tedbirleri almasını anlayışla karşıladığını söylemekle birlikte, "Kendisi bugün size 10 yıl içerisinde İran'ın nükleer silahlara sahip olacağını söyledi. Bu doğru değil, anlaşma bunu zaten fiziken imkansız kılıyor” dedi.

Nükleer anlaşmanın böyle bir olasılığa zaten imkan sağlamayacağına vurgu yapan Kerry, anlaşmanın da zaten bu hedefle yapıldığını kaydetti.

Eski bakan, "Size sormak isterim, evinizde yangın çıksa, yangını söndürmeye mi çalışırdınız yoksa 15 yıl sonra yeniden yangın çıkma ihtimali var diye söndürmemeyi mi tercih ederdiniz? Yoksa söndürüp kazandığınız zamanda yeni bir yangın çıkmasın diye gerekli önlemleri mi alırdınız?” diye konuştu.

Anlaşmanın yürürlükten kalkması halinde İran'ı frenleyecek bir mekanizma kalmayacağı için bombalanmasının gündeme geleceğine işaret eden Kerry, nükleer anlaşmanın korunmasının büyük önem taşıdığını vurguladı, "Bu anlaşmanın olmadığı bir dünyanın neye benzeyeceğini biliyoruz” dedi.

İran- İsrail savaşı ihtimali güçleniyor mu?

Lübnan Savunma Bakanı Yakup Riyad Sarraf da Netenyahu'ya sert eleştiriler yöneltti.

Netanyahu için alınan güvenlik önlemleri nedeniyle konferansın yapıldığı binaya giremediklerini, bekletildiklerini, donduklarını söyleyen Sarraf, "Sağ olsun Netanyahu bize sığınmacı olmanın ne olduğunu, 70 yıldır ülke toprakların dışında yaşamanın ne anlama geldiğini yeniden hatırlattı” diye konuştu.

"Konferansta İran ile İsrail arasında savaşın an meselesi olduğu konuşuluyor ne düşünüyorsunuz?” sorusunu yanıtlayan Sarraf, barıştan yana olduklarını, kimseye saldırmayacaklarını ancak kendilerini sonuna kadar savunacaklarını, Lübnan için ölmeye hazır dostları olduğunu da kaydetti.

Rusya'nın Esad'a desteği

Öte yandan Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi'nin Enformasyon Politikası Komisyonu Başkanı Aleksey Puşkov'un Suriye'de Beşar Esad yönetimini destekleyen sözleri, konferansa katılan Suriyeli muhaliflerin tepkisine yol açtı.

Puşkov, "Esad Suriye'de meşruiyeti olan tek siyasi figür. BM üyesi olan Suriye'yi Esad Hükümeti temsil ediyor. Bazı gruplar bunu sorguluyor ancak Esad'ı deviremiyorlar” dedi.

Rusya'nın Suriye'de siyasi çözüm için Esad üzerinde yeterli baskı kurmadığı eleştirilerini ise Puşkov şu yanıtı verdi:

"Esad tek başına bir aktör. Suriye topraklarının büyük bölümünü kontrol ediyor. 150 bin kişilik, az çok etkili bir ordusu var. Sayın Esad'ın çok kolay yönlendirilen bir kişi olmadığını söylemem gerekir. Batı'da bazılarının ‘en önemli konu Esad'ın gitmesi' dediğini biliyorum. Ben buna hiç katılmıyorum. Çünkü o giderse kim gelecek? Esad şu anda istikrarsızlık değil tam tersine istikrar faktörü.”

Çavuşoğlu'ndan ABD'ye Taliban hatırlatması

"Bölgede en büyük tehdit ne?” sorusunu yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, "DAEŞ ya da başka bir terör örgütüne karşı bir terör örgütünü tercih etmek büyük bir hata” diyerek ABD'nin PYD'ye desteğinin kabul edilemez olduğunu kaydetti.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile son görüşmesinde bir mutabakata vardıklarını söyleyen, "Umarım bu sefer sözlerini tutarlar” diyen Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu sadece Türkiye'ye tehdit oluşturmuyor, Suriye'nin geleceği açısından da tehlikeli. Size bir örnek vereyim. Yıllar önce Rusya'ya karşı Taliban'ı destekleyen ülkeler şimdi Afganistan'da Taliban ile kendileri savaşıyor. Peki niye destek verdiniz? Bir terör örgütüne karşı bir başka terör örgütünü kullanmak büyük bir hata ve Suriye'nin geleceği açısından da, toprak bütünlüğü açısından da riskli.”

Çavuşoğlu-Geyt atışması

Oturumda Çavuşoğlu ile Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebul Geyt arasında sözlü atışma da yaşandı.

Ahmed Ebul Geyt, Suriye'deki gelişmeleri değerlendirirken, "Şunu itiraf etmeliyim ki her zaman Türkiye'nin davranışlarını anlamaya çalıştım… Türk arkadaşlarıma, meslektaşlarıma, kardeşlerime şu çağrıyı yapmak istiyorum: Sınırınızın güneyindeki bir Arap ülkesine müdahale ettiğinizin bilincinde olun. Bu şekilde eyleme geçmeden önce belirli ilkeler ortaya koyun” sözlerini kaydetti.

Geyt'in çağrısına yanıt vermek istediğini söyleyen Çavuşoğlu, Suriye harekatının terör örgütüyle mücadele kapsamında, uluslararası hukuk zemininde yapıldığını savundu.

Arap Birliği'nin Suriye lideri Beşar Esad'ın yaptıklarına karşı kayıtsız kalmasını eleştiren Çavuşoğlu, "Keşke Arap ülkeleri olarak sisteminiz, bir üye ülkenizin liderinin yarım milyon insanı öldürmesini, kimyasal silah kullanmasını da önleyecek kadar güçlü olabilse…” dedi.

 

DW

 

                       

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.