1. YAZARLAR

  2. Ali Bulaç

  3. Mübadele (2)
Ali Bulaç

Ali Bulaç

Yazarın Tüm Yazıları >

Mübadele (2)

A+A-

Mübadelenin hedefi, İslam'a ve Müslümanlara fayda sağlamak değildi. Mübadelede gayrimüslimler Türkiye'nin dışına çıkarıldı, Balkanlar'dan ne kadar Müslüman kökenli halk ve kavim varsa buraya getirildi.

Şifahi rivayetlere göre Makedon ve Selaniklilere öncelik tanındı, "çok dindarlar" ihmal edildi. Mübadele, nüfus arındırmanın bir yoludur. Daha önce İttihatçılar, Anadolu'yu gayrimüslimlerden arındırmayı planlamışlardı. Ermenilerin, İngiliz ve Rusların iğvasına kapılıp Müslüman ahaliye karşı acımasız saldırı ve katliama girişmesini fırsat bilip, arındırmayı "tenkil ve tehcir"le gerçekleştirmek istediler.

İttihatçıların amacı soykırım yapmak değildi. Bir hadisenin soykırım sayılabilmesi için, bir dinî veya etnik grubun sadece bu özelliği dolayısıyla katliama tabi tutulması; siyasi coğrafyada her ferdinin katliama maruz kalması; soykırım yapan ile soykırıma uğrayan taraflar arasında bir mukatele (savaş veya çatışma halinin) olmaması gerekir. İttihatçılar kuşkusuz öyle yapmadılar. Batı bölgelerindeki Ermeniler kısmen korundu, en önemlisi Osmanlı devleti ile Ermeniler arasında fiili çatışma söz konusuydu. Fuat Dündar'ın kitabı (Modern Türkiye'nin Şifresi), İttihatçıların 1913-1918 arasında bir mühendislik çalışması olarak Anadolu'yu gayrimüslimlerden arındırmak, yerine özellikle Balkanlar'dan ve Kafkaslar'dan nüfus ikame etmek istediklerini belirtmektedir. Bu düşünceyle az da olsa bir gayrimüslim nüfusu tutmuşlardır. Cumhuriyet dönemi gayrimüslim nüfus politikası İttihatçıların temel esaslarını çizdiği mühendisliğe dayanmıştır, aradaki fark bu sefer diplomasinin işin içine karışmış olmasıdır.

Tehcir gibi mübadele de trajiktir. Yüz binlerce insan yurtlarını terk etmeye zorlanıyor, köklerinden koparılıp bilmedikleri diyarlara sürülüyor. Doğu'da Ermeni tehcirini çığırından çıkaran bir faktör de, kimi Çerkez ve Kürt aşiretlerinin Ermenileri öldürerek mal ve mülklerine el koyma iştahlarının fazlasıyla kabarmasıydı. Mübadeleye tabi tutulan Rumların da malları mülkleri de ellerinden gitti. Balkanlar'dan getirilenler de tabii ki büyük sıkıntılar yaşadılar, ama hiç değilse onlara her muhacerette Türkiye'nin en güzel, verimli bölgelerinde araziler, evler, krediler verildi. Bir anda sistem içinde yükseldiler, Anadolu'nun kadim halklarıyla aralarındaki mesafeyi açtılar.

Tehcir veya mübadele olsun, amaç, Türkleştirme politikasını tahakkuk ettirmekti. Anadolu'da olan Müslüman halklar bildiğimiz yöntemlerle Türkleştirilmek istendi. Balkanlar'dan gelenler Mehmet Y. Yılmaz'ın deyimiyle "kendileriyle beraber bir bilinç de getirmişlerdi." Bu "bilinç" sayesinde Balkan kökenliler -elbette hepsi değil, ama iktidar seçkinleri- Türk olsun olmasın ilk geldiklerinde, hemen kültürel olarak ta Orta Asya derinliklerine gidip kendilerine bir Türk damarı aradılar, kolayca Türk kimliğini benimsediler. Zahiri gerekçede "Müslüman oldukları için zulme maruz" kalıyorlardı, Türkiye'ye gelip de inisiyatif sahibi olduklarında İslam'ın baskı altına alınması için her acımasız tutumu sürdürmekten çekinmediler. Bu hakikaten trajik bir kimlik inşaıydı, bugüne kadar da değişmedi.

Gayrimüslimler Türkleşemezdi, Müslüman kökenli etnik grupların Türkleştirilebileceği düşünüldü. Bu yüzden Müslümanlığın kimlik, kamusal-toplumsal hayat ve kültürel tezahürlerine karşı mücadele edildi, din baskı altına alındı. Gayrimüslimler kalsaydı Müslümanların dinî bilinci diri olur, modern dünyada nasıl bir arada yaşanacağının somut modelini geliştirirlerdi. İslam tarihinin en zengin kelam tartışmalarını Dımaşkli rahiplerin Müslümanlara yönelttiği sorulara borçluyuz. Gayrimüslimler gittikten sonra kültür yoksullaştı; mutfak, mimari, müzik, bahçe, zenaat vs. Türk ulusçuluğunu dizayn edenler hem gayrimüslimlere husumet besliyorlar hem Müslümanlığı projelerine engel görüyorlar. Aradan 80-90 sene geçti, nüfusumuzun yüzde 99'u Müslüman. Fakat ne tarihsel reflekslerimiz kaldı, ne gayrimüslimlere ve kendimize tahammülümüz var, ne İslamiyet hakkında doğru dürüst bilgimiz ve hassasiyetimizden bahsetmek mümkün.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.