1. YAZARLAR

  2. Mehmet Taş

  3. MODERNİZM, TOPLUM VE EĞİTİM
Mehmet Taş

Mehmet Taş

Yazarın Tüm Yazıları >

MODERNİZM, TOPLUM VE EĞİTİM

A+A-

 

Modernizm, yeni duruma/durumlara, gelişmelere uymanın/uydurmanın adıdır. Toplumun çoğunluğu istese de, istemese de işi bilenler tarafından yapılan/getirilen/düzenlenen yenilikler herkesi kapsar.

 

Hem de yapılan bu düzenlemeler kanun ile güvence altına alınmıştır. Bu yeniliklere, değişim ve dönüşümlere direnenler, bu yenilikleri kabul etmeyenler gericilik yaftasıyla yaftalanıp, öldürülmeyi bile hak edenlerdir! Misal olarak Türkiye’de şapka kanununa uymayanlar, kanuni olarak zamanın modernistleri tarafından idam sehpalarına götürülmüşlerdir!

Modern hayat, kadını da erkeği de hayatın içinde eşit görür! Başka bir ifadeyle hayatın yükünü yüklenmede, iş gücüne katılmada kadın erkek arasında eşitliği şart koşar! Erkek de kadın da evin dışında, çarşıda, pazarda, iş yerlerinde, kurum ve kuruluşlarda aynı yükü yüklenirler! Modernizm, adil bir sorumluluğu değil, eşit bir sorumluluğu önemser, önceller hatta şart koşar!

Eğitim camiasında olmamız hasebiyle eğitime dair bir anekdotla meramımı ifade etmeye çalışacağım. Sene sonu çalışmaları sebebiyle hasbıhal mahiyetinde arkadaşlarla konuşuyorduk. Arkadaşlardan birisi eğitimde eşitliğin sağlanması gerektiğini, kadınların doğum yaptığında ve bilahare çocuk yüzünden istediği gibi iş hayatına, eğitim faaliyetlerine katılamadığını vurgulayarak; kadın ya doğurmamalı ya da doğum yaptıktan sonra en kısa sürede çocuk kreşe verilmelidir. Kadın da sınıfına gelmeli, iş hayatına katılmalıdır. Bu durumu da vecize haline getirdikleri bir cümle ile açıklığa kavuşturuyordu. Evet; “ Çocuk kreşe, anne işe!”

“Eyvah, eyvah, eyvah” dedim. Çünkü kreşe giden bir çocuk anne şefkatinden, sevgisinden, merhametinden, hele hele emerek karakterini elde ettiği helal anne sütünden mahrum kalacağını vurguladım. Böyle bir çocuğun ileriki yaşlarda toplum içerisinde bir suç makinesi haline gelme ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyledim. Toplumsal huzursuzluk, bozukluk, kargaşa ve sıkıntıların en büyük nedenlerinden birisinin de çocuğun ilk çocukluk yıllarından itibaren aile içerisinden bulamadığı sevgi, şefkat, merhamet ve düzenli bir aile yapısı/ortamı yokluğunun olduğunu unutmamak gerektiğini ifade ettim!

Elbette ki yaratılış itibariyle erkek ve kadın farklı yapıdadır. En kısa şekilde ifade etmeye çalışırsak kadının; şefkat, merhamet, yumuşaklık, teslimiyet, hissi algılama, duygu derinliği, letafet, zarafet gibi fıtri özellikleri vardır. Erkeğin ise; irade, güç, cesaret, soğukkanlılık, koruma, kollama, sahip olma, mantıksal-matematiksel düşünme, muhakeme gibi fıtri özellikleri vardır. Bu özellikler elde edilen değil, yaratılıştan gelen özelliklerdir, farklılıklardır. Aslında bu cinsel fıtri farklılıklar, kişisel özelliklerle mütenasip olacak şekilde bir bakıma hayatı paylaşmayı gerektirir. Modernizmin eşitlik kavramı; farklı fıtratları birbirine benzetmeye yeltenmek olur ki bu da insan nesline yapılabilecek en büyük zulümlerden biridir.

Otuz yıllık bir eğitim emekçisi olarak ben, arkadaşa göre eğitimde eşitsizliği savunuyor muşum! 1924’ten beri modern, çağdaş bir eğitim sistemini oturtmaya çalışan modern ve çağdaş yurttaşlar, benim gibi anti modern ve anti çağdaş kişilerden dolayı bir türlü bu hedeflerini gerçekleştirememekteymişler! Sosyaliteyi savunan bu arkadaş(lar)a göre toplumun çoğunluğunun ne isteyip istemedikleri değil; çağdaşlaşma daha önemliymiş! Çağdaşlaşma, demokrasi, modernizm ve eşitlik herkesin yararınaymış!

Yaşlılar huzurevine, çocuklar kreşe, ebeveyn işe gitmeliymişler! Herkes yerini bilmeliymiş. İnsan, doğumdan okul çağına gelinceye kadar kreşe gönderilmeliymiş. Sonra anasınıfı, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite derken iş hayatına atılmalıymış. İş hayatı sonrasında da huzur evine gidip,

ölünceye kadar orada huzur içinde yaşamalıymış. Bu minval üzere çağdaş bir toplum olmayı ve mutluluğu elde etmeyi anlatmaya devam ediyor arkadaş…

Yine aynı kelimeyi tekrarlayıp durdum: Eyvah, eyvah, eyvah!

Tam bir mekanik mekanizma! İnsan ile makineyi eşitleyen müflis bir zihin ve insana bakış açısı! İnsanı sadece ve sadece et ve kemikten ibaret sayan çarpık bir insan telakkisi. Bir kırkayak dahi düzinelerce yavrusunu sırtında taşıma şefkatini gösterirken, aslan bile yavrusunu şefkatle hayata hazırlarken; bir insan yavrusuna bu şefkat ve merhameti gösteremeyecek, doğar doğmaz kreşe verecek. Yaşlanan anne-babasını ise sırtında bir yük olmasın diye huzur evine atacak! Eşrefi mahlûkat olan insan yavrusu; anne şefkatinden, merhametinden, sevgisinden mahrum bir şekilde yetişecek! Ebeveyn; evlat sevgisinden, aile sıcaklığından, huzurundan mahrum bir şekilde huzur(suz) evinde huzur bulacak!

Yaşlılar huzur evinde huzuru yitirecek! Çocuk, kreşin sevgisiz ve merhametsiz ortamında sevgi ve merhameti yitirecek! Anne ve baba iş yerinde bir makine gibi iş görecek! Aile ortamı bir otel odasına dönüşecek. Bu şekliyle sağlık, huzur, mutluluk, gelişme, kalkınma, ilerleme sağlanacak ve insanlar geleceğine güvenle bakacak!

Hey gidi dünya hey!

Modernizm, demokrasi, çağdaşlık, ilericilik… Avazım çıktığı kadar şöyle bağırasım geldi:

“Putperestlik tekâmül etmiş; çamurdan taa betona,

Ne de benziyorsun ey putperest, Ebu Cehil atana!”

Malum Türkiye bir seçime gidiyor. Siyasilerden biri de birkaç gün önce aynı sloganı atıyordu: “Anne işe, çocuk kreşe!” Her mahallede kreş açacağım. Hiçbir çocuk kreşsiz, hiç bir anne işsiz kalmayacak!

Bu aklınızla çok yaşa(ma)yın ha!

Hayat aslında eğitimle başlar ve eğitimle biter. Eğitim “QUR’AN” temelli olmayınca insan da bu şekilde cehalet sahillerinde yalpalanıp durur işte! Ne huzur kalır, ne güven! Ne sağlık kalır ve ne de mutluluk!

Evet, o arkadaşın gözünde daha doğrusu modernizm kıstaslarına göre ben tam da bir "gerici", bir "yobaz" konumuna düşmekteydim! Zira; “Çocuk kreşe, anne işe!” çağdaş ve modern bir sloganı şiddetle reddediyor(d)um! Kanunen asılmayı bile hak etmiş olabilirim!

Annelerin; yuvalarında, çocuklarına annelik ederek sorumluluk, kişilik, dava sahibi neferler yetiştirebildiği; çocukların da anne şefkati altında, sevgi, merhamet, şecaat üzere dünyaya gözlerini açarak, hayata hazırlandıkları bir eğitime ve hayata kavuşabilmek dualarımla…

Selametle kalın, selamette kalın. Duayla…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.