1. YAZARLAR

  2. Ali BAYRAMOĞLU

  3. Mevcut kaos karşısında Kürtler...
Ali BAYRAMOĞLU

Ali BAYRAMOĞLU

Karar
Yazarın Tüm Yazıları >

Mevcut kaos karşısında Kürtler...

A+A-

 2013'ün 21 Mart'ında, Nevroz'da Öcalan'ın mektubunun Diyarbakır'da meydandan yüzbinlere okunması, televizyonlardan milyonlara canlı verilmesi tarihin kritik anlarından birisi, bir dönüm noktasıydı.

Cuma günü yılı dolacak.

Muhtemelen Öcalan dolaylı olarak tekrar 'konuşacak'.

İki Nevroz arasını esas alacak olursak, hareketli bir yıl yaşadık. Gezi olayları, 17 Aralık soruşturmaları, takip eden dinleme kayıtları, görevden alma hamleleri, HSYK gibi yasalarıyla cemaat-hükümet çatışması kendi başlarına derin ve yoğun siyasi öykülere işaret ediyor.

Ancak Kürt meselesi, daha doğrusu barış süreci hiç ufuktan kaybolmadı. 2013 başlarında start alan bu süreç, belki beklenen ve arzu edilen hızla seyretmedi, iniş çıkışlara tanık oldu, ancak kopuş yaşanmadı.

Bir kere görmek gerek, bir iki istisnai olay dışında fiili bir 'ateşkes' yaşandı, silahlar patlamadı.

İkinci olarak başta 2013 Mart ve Nisan aylarındaki 'Akil İnsan Heyetleri'nin faaliyetleri ile sürecin diğer unsurları etrafında ve oluşan beklentiler çerçevesinde barış süreci toplum, Türk kamuoyu tarafından önemli ölçüde içselleştirildi. Toplumsal açıdan geri çevrilemez bir meşruiyet ve beklenti hali oluştu.

Üçüncü tespit şudur: Gezi olayları sırasında, özellikle cemaat-hükümet gerginliği karşısında Kürt siyasi hareketinin aldığı, hükümete dolaylı destek veren, en azından gerilimi kullanan ve yükselten faktör olmaktan geri duran Kürt siyasi hareketi, bu tavrıyla siyasi açıdan 'tam aktörleşme hali' yaşadı. Türk siyasi hayatının değil, bizzat Türk siyasal sisteminin kurucu ve yönlendirici unsurlarından birisine dönüşerek, meşruiyet yolunda yeni bir adım attı.

Bunun en önemli nedeni Kürt Hareketi'nin ve Öcalan'ın varoluşunu şiddet yerine siyaset üzerinden yürütme eğilimi, bu çerçevede barış sürecinin yürütülmesine verdiği önem ve bunun için ihtiyaç duyduğu istikrar hali ve güçlü lider gereğidir. Bu ise bir yönüyle dördüncü hususa, sadece Kürt hareketinin değil bir bütün olarak Kürt sorununun silah, şiddetten görece uzaklaşma ortamına gönderme yapıyor.

2014 Nevroz'u tüm bu hususlar etrafında, 'Kürt sorunu, Kürt siyasi hareketi, barış süreci'nin bir 'bütün olarak' hem mevcut dengeler içinde oynadığı rolün önemine hem gelecek için açısından kritik işlevine işaret ediyor.

Bu kritik işlevle ilgili kuvvetli ihtimallerin altını çizelim:

-AK Parti'nin Mart seçimlerinden alacağı yüksekçe bir oy oranı Kürt hareketinin beklentilerine ilişkin güç ve istikrar önkoşulunu bir oranda tatmin edecektir.

-AK Parti'nin alacağı yüksekçe bir oy oranı daha şimdiden devlet içindeki cemaat eylemlerine dönük etkili bir soruşturma ve buna paralel bir tasfiye dalgasına işaret etmektedir. Bu çerçevede Kürt Hareketi'nin AK Parti'ye dolaylı desteğini sürdürme, siyasi iktidarı zaafa uğratmama istikametinde bir tavır alma ihtimali son derece yüksektir.

-Kürt siyasi hareketinin siyasi oyundaki ağırlığı muhtemelen cumhurbaşkanlığı seçimleriyle, denetlediği oy oranıyla daha artacaktır. Bu bu hareketin hem pazarlık payını yükseltebilir hem AK Parti'yle yakınlaşmasını sağlayabilir.

-Bu yakınlaşmanın temel zeminini ise barış sürecinin yeniden ivme kazanması ihtimali oluşturur. AK Parti açısından normalleşme, yeni siyasi işbirliği hatları için Kürt meselesi istirara uzanan tek köprü görünümündedir.

Önümüzdeki dönem barış süreci açısından riskli bazı ihtimallere de işaret ediyor...

Başka yazıya...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.