1. YAZARLAR

  2. Fehim TAŞTEKİN

  3. Kürt Stratejisi
Fehim TAŞTEKİN

Fehim TAŞTEKİN

Fehim TAŞTEKİN
Yazarın Tüm Yazıları >

Kürt Stratejisi

A+A-

     İddia büyüktü; ‘Türkiye Ortadoğu’da bütün süreçlere hükmedecek duruma gelmişti!’ İşler sarpa sardı: Dış politikanın önünde Şam yolu kapalı, Tahran yolu sıkıntılı. Bağdat da öyle. Kerkük’e gitmek ‘yasadışı’ oluverdi. Son olarak Mısır’da İhvan’ın gidişiyle Süveyş yolu da daraldı. Şimdi Suriye’nin kuzeyinde Rojava’daki (Batı Kürdistan) gelişmeler karşısında Türkiye, BM Güvenlik Konseyi’ne acil görev çağrısı ve tehditler eşliğinde umutsuz bir tablo çiziyor. Mesele stratejik oyunsa bunu Abdullah Öcalan’ın telkin ettiği "demokratik özerkliğe" odaklı 3. yol taktiğiyle en iyi Kürtler oynadı. Rejimle muhalifler arasındaki savaşı Rojava’dan uzak tutarak özerklik koşullarını yarattılar. Suriye enkazından kimin sağ çıkacağına bağlı olmaksızın Kürtler fiilî özerkliği hukukî çerçeveye oturtmak için uğraşacak. Hedef bu.

     YPG 3 yerde kapı komşusu

     Serê Kanî’deki (Raselayn) son çatışmalar Kürtler'i özerklik hedefinde bir adım daha ileri taşıdı. Kaide’nin Suriye kolları Nusra Cephesi ve Irak - Şam İslam Devleti (IŞİD) hesapta Kürtler özerk yönetim ilan etmeden petrolüyle cezbeden Cezire bölgesinde emirlik kuracaktı. Ne var ki Kaide türevlerinin sahada Kürtler'i ‘alıkoymak’ ya da ‘esir almak’ gibi eylemleri Kürtler'e oyunu bozma fırsatı verdi. Demokratik Birlik Partisi (PYD)’nin ağırlıkta kontrol ettiği Halk Savunma Birlikleri (YPG) sadece Kaideciler'i değil Ahfad-ı Resul ve Ğuraba el- Şam gibi Selefî örgütleri de Serê Kanî’den çıkarttı. Halihazırda Mürşitpınar’ın karşısındaki Kobanî (Ayn el- Arab) ve Tırbê Spiyê (Derbesiye) kapılarında Türkiye’nin muhatabı YPG. Buna Serê Kanî de eklendi. Selefîler'in Irak’a sınır Deyr el- Zor’dan sonraki en kritik lojistik ayağı kesilmiş oldu. Diğer tedarik güzergâhı Kaniya Ğezalan (Tel el- Ebyad)’da çatışma olsa da şimdilik YPG’nin kontrol hedefi yok.

     Korkutan güç birikimi

     Bu gelişmeler Türkiye’yi telaşlandırsa da Ankara’nın desteklediği ÖSO memnun (Ankara’nın hassasiyeti mesele Kürtler olunca hızlı değişkenlik gösteriyor). ÖSO, Kemal Hamamî adlı komutanın öldürülmesi üzerine IŞİD’den intikam alma yemini etmişti. Silah için ABD’ye gitmeye hazırlanan ÖSO Komutanı Selim İdris’in önündeki tek şart da Kaideciler'in temizlenmesi. Bunu da şu an Kürtler yapıyor! ÖSO’dan gelen sinyal Kürtler'e karşı Selefî cepheye ‘barut’ gitmeyeceği yönünde. Beşşar Esad’ın da bir nevi özerklik vaat ederek Kürtler'le anlaşma yoluna gitmesi Ankara’nın asabını bozan bir diğer ihtimal olmalı. Batılı müttefiklerin de Kürtler'i dünden daha fazla kaale alacağı kesin. Rojava, Kürtler'in Ortadoğu’nun yeniden dizaynında gözardı edilemez aktöre dönüştüğünü bir kez daha gösterdi. 

     Gelişmeler PYD’nin hakimiyetini perçinliyor. Türkiye’den çekilen PKK üyelerinin de PYD hesabına YPG’ye büyük bir güç kattığı anlaşılıyor. Ancak PYD’nin bu denli güçlenmesi fiilî özerkliği ortak Kürt projesine dönüştürme emelini zorlaştırıyor. Diğer partilerin dışarıda durması nedeniyle PYD elindeki güçle başbaşa kalabilir. Her ne kadar Barzanî’den medet uman Kürt partiler “PYD iktidarı tekelleştirdi” dese de Kürt kaynaklara göre ‘zor dönemde iktidarda olanın yıpranacağı’ öngörüsünden hareketle PYD yükü paylaştırmak istiyor. Bu yüzden başından beri PYD, kontrolün Erbil Anlaşması çerçevesinde Kürt Yüksek Konseyi ve ona bağlı YPG’de olduğu tezini işliyor. Tabii “YPG ortak güç” diyerek de diğer Kürt partilerin alternatif ordu oluşturmasına geçit vermiyor. Barzanî’nin sınırı kapatıp PYD’yi cezalandırmasının nedeni de buydu.

     Barzanî’nin talebi

     Kürtler kazanımlarını daha büyük taarruzlara hazırlanan Kaide ve Selefîler karşısında koruyabilirlerse planladıkları özerkliği birkaç hafta içerisinde ilan edebilirler. Bununla ilgili pazarlıklar Hewlêr (Erbil)’de sürüyor. PYD’nin de yer aldığı çatı örgütü ‘Batı Kürdistan Halk Meclisi’nin sözcüsü Şirzad İzidî’ye göre geçici hükümet, anayasa ve seçim öngören bir yol haritası üzerinde duruluyor. PYD lideri Salih Müslim de bu plana olan ihtiyacı şöyle gerekçelendiriyor: “Suriye’deki krizin yakın zamanda sona ermeyeceğini düşünüyoruz, bu nedenle demokratik özerklik oluşturmamız gerekiyor. Bu geçici olacak. Suriye’nin geleceğine ilişkin kapsamlı bir anlaşma olunca özerkliğe son vereceğiz.” Bir Kürt kaynağa göre Barzanî oluşturulacak yönetimi PYD ile kendisine yakın KDP ve Azadî arasında yüzde 50 pay etmek istiyor. PYD ise yönetimde tüm partilerin yer almasını ve nihayetinde seçimlerden çıkacak sonucun esas alınmasından yana. Seçim vurgusu Türkiye’nin “Tabanı yok, milis gücü sayesinde kontrol ediyor” dediği PYD’nin kitle desteğine güvendiğini gösteriyor. Diğer partileri ikna edemese de PYD’nin elinde bir yol haritası var. Aslında bu, bugün değil 2003’ten beri örülen bir strateji. Buna karşı Ankara’nın yanıtı nedir? Kuzey Irak’ta yapılan ve pişman olunanların tekrarı mı?

     RADİKAL
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.