1. YAZARLAR

  2. M. Latif YILDIZ

  3. Kürt Sorununu Kim Çözer?
M. Latif YILDIZ

M. Latif YILDIZ

sorgu / yuksekovahaber
Yazarın Tüm Yazıları >

Kürt Sorununu Kim Çözer?

A+A-

30 yılda taraflar 40 bin canı toprağa verdiler. 17 bin 500 faili meçhul yaşatmakla kalınmadı, 100 binlerce yaralı, sakat genç bir nesil oluştu. Yetmedi 4 bin köyü boşaltıp 3 milyon Kürd’ün vatanından bilmediği coğrafyalara, batı şehirlerinin varoşlarına sürgün ettirildi. 500 milyon dolar (eski tabirle 500 trilyon dolar) para silahlara verilerek kendi ülkemizin dağlarını, taşlarını, köylerini, ormanlarını, vadilerini bombaladık.

Bu parayla bir değil 5 yeni Türkiye kurar İslam ümmetleri içinde petrole sahip ülkelerden bile daha ileri boyutlara zengin ve müreffeh olurduk. Bütün olumsuzlukları yaşatan ve devasa sorun olarak başkalarının kışkırtmaları sonucu gözümüzde büyüttüğümüz Kürd sorununu aslında daha ilk başta bu günlere varmadan çözebilirlerdi.

Ancak çözeceklerine sil başa dönerek dışarıdakiler ekonomik çıkarları; içerde de koltuk, iktidar ve düşüncelerinin esiri oldukları için “çözüm zor” diyerek, Gerçekten sorunu çözmek istiyorlarmış da, çözüm bulunamıyormuş gibi bir hava yarattılar.

Sizce gerçekten öyle mi?

Ben şahsen öyle olduğunu inanmıyorum.

Bakınız neden?

1968 yılından itibaren 30 yıl fiili öğretmen olarak devlet memurluğu yaptım (her kademede, ilk, orta, lise), yine 1968 yılında ulusal (yaygın) ve mahalli birçok gazetede muhabir, bölge temsilciliği, Genel Yayın yönetmenliği ve köşe yazarlığı yaptım. ( Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Sabah, Günaydın, ATV; mahalli Konya, Yeni Meram, Batman Çağdaş.)

Yetinmedim 40 yıl aile şirketi olan reklam firmasının her kademesinde çalıştım. Hediyelik eşya ve tabelacılık ticareti yaptım. Birde 10 yıl bir Holding’in basın danışmanlığını ve de alüminyum ticareti ile firmalara tedarikçilik yaptım.

 Sevgili okuyucularım affınıza sığınarak bunları övünmek için yazmadım. Bu ülkede her kademede, birçok iş ve uğraşıda bulunmuş tecrübeli bir insan olarak 6 -7 işte 6 -7 insan gibi ülkenin siyasi, ekonomik, sosyal sorunları ile yakından ilişkili biri olduğumu ifade etmek istedim.  Ve de 45 yıllık deneyimlerim sonucu aslında “devasa sorun” diye büyütülen “Kürd” sorununu gerçekte çözmekten yana iseler o kadar büyük olmadığına inandırmak için yazdım.

Peki, kim çözer?

Emperyalistler tarafından Kürdlerin büyük savaştan sonra bölünüp parçalandıkları bir gerçek. Kürdlerin bu coğrafyada 4 parçaya bölünmelerine rağmen Kürd sorununu dirayetli, akıllı ve duyarlı bir yaklaşımla çözecek tek devlet ve tek ülke Türkiye’dir.

ABD’nin 11 Eylül olayından sonra “orta doğuya yeni bir dizayn vereceğim” söylemi ve de “Arap baharı” gelişmelerinden sonra Kürd sorununu gelişen dünya koşullarına uygun bir yaklaşımla 10 yıldır iktidar olan AKP hükümeti gerçekten isteseydi çok rahat çözebilirdi.

Peki, Nasıl?

Osmanlının mirasçısı olarak Kürd sorununu çözümünde birinci sorumlu Türkiye’dir. Kürdlerin en çok yaşadığı birinci ülkede Türkiye olduğuna göre daha işin başında insani, vicdani, ahlaki yaklaşması gereken; bin yıl birlikte yaşadığı bir millete sahip çıkması gereken tek ülke Türkiye’ydi. Cumhuriyeti kurulduktan sonra Atatürk ve arkadaşları verdikleri söze sadık kalarak Kürdlere haklarını vererek birlikte yaşamanın yollarını açabilirlerdi.

Diyelim o günün koşullarında olmadı. (Olmadı diye bir şey kabul edilmez ya hadi öyle olsun diyelim.) Peki ya değişen dünya koşulları; Komünizm ve Berlin duvarının yıkılması ile bu ülkeyi yönetenler geleceği görmediler mi?

Onu da görmediler diyelim. Peki, ya Irak harekâtı ile kurulan Güney Kürdistan (Kuzey Irak) Federe oluşumu hiç mi bu günlerin geleceğini onlara hatırlatmadı. Hadi yine görmediler ya son bir yıldır Suriye’de olan ayaklanma da mı bu ülkeyi yönetenlerin basiretini bağladı.

Irak’ta “Federal Kürdistan”, Suriye’de eli kulağında “Özerk Kürdistan” gerçeği gün gibi ortadayken o milletin en fazla bireylerinin yer aldığı bir ülkede yaşayan Kürdlerin bırakın “eşit” halk olmaları; ana dili verilen bir parkın ismini değiştirerek, mahkemede ana dili ile savunma yapmasını yasaklayarak bu sorunun çözümünde ne kadar gerçekçi olabilirsiniz?

SORUNU TÜRKLER ÇÖZER

Bu sorunu Türk hükümeti, Türk devleti, Türk Başbakanı, Türk Bürokrasisi ve de Türk Meclisi ile askeri çözerse çözer. Çözümün yolu da 1990 yıllarına geri dönüş yapar gibi inkâr, imha, korkutmak, sindirmek ile değil; “eşit vatandaşlık” hakkı vererek sağlanabilir.

Nedir “eşit vatandaşlık?”

Köken bir Türk birey hangi siyasi, sosyal, ekonomik ve toplumsal haklara sahipse; bir Kürd de kendi kimliği ile aynı eşit haklara sahip olması demektir. Kendi ana dili ile eğitim ve öğretimden tutun, çoğunluğu elinde bulundurduğu bölge ve illerde ( Bu mutlaka Diyarbakır, Batman, Şırnak, Hakkâri olmayabilir. Gerekirse Adana, Mersin, Aydın, Muğla, İstanbul, İzmir gibi çoğunlukta olduğu İl’in hangi ilçe ve beldesinde varlarsa orada da uygulanabilir.) bir Türk birey hangi haklara sahipse O’nun da aynı haklara sahip olması demektir.

Bunlar öyle “seçmeli Kürdçe” ya da “TRT 6 (Şeş)” gibi verdim işte diye değil. Bunlar yeni yapılacak Anayasa ile Anayasal ve yasal güvence altına alınarak verilecek. Hem yasalar da yapılırken öyle hukuk dili falan ya da anlaşılması zor, nereye çekersen çekebileceğin her yoruma açık bir dille yazılmış yasalar olmayacak.

Anayasa ve yasalar en cahil (ümmi) bir bireyin bile kendisine okunduğunda anlayacağı bir dille yazılmalı.  Ayrıca ister “yerel yönetim”, ister “özerk yönetim”, ister “federal yapı” adına ne derseniz deyin Kürd halkına eşit vatandaşlık bağlamında yeni bir statü vereceksiniz. Bakın bakalım bu sorun ayrılmadan, ayrışmadan, bölünmeden çözülür mü, çözülmez mi?

PEKİ, KÜRDLER NE YAPMALI?

Kürdler kendilerine anayasal, yasal “eşit” hak ve statü verileceği sözü açık seçik dile getirildikten sonra silahlar kesinlikle susturulmalı. Son isyana son verilmelidir. Yaşananların üzerine sünger çekilmeli. Kin, nefret, intikam, düşmanlık, husumet duygu ve düşüncelerden arındırılmış bir yaklaşımla geçmişte yaşanan olumsuzluklar toprağa gömülmeli.

Yeni bir hayat ile bu ülkede yaşayan her etnik grupla birlikte yaşamaya merhaba denmeli. Anayasal ve yasal haklar onaylandıktan sonra PKK’yi tamamen durdurulmalı. Hatta durdurmakla kalınmamalı, PKK bitirilmeli.

Çünkü PKK”yı ancak Kürdler bitirir. Bitirmelideki kastım da öyle vur, kır, öldür gibi inkar ve imha ederek değil. Tanınan anayasal ve yasal haklardan sonra istenecek ve talep edilecek başka bir şey kalmadığı için silahlı varlığını tasfiye etmesi anlamında bitirmek demek. Değilse Kürdlerin tamamı bir araya gelse PKK”nın siyasi realitesine sonlandırma konusunda bir varlık gösteremezler. Şiddette direnen bir grup PKK’li çıksa bile ana kaynaktan beslenemeyen o grup da kısa zamanda sesini kesmek zorunda kalacaktır.

DUYARLI SESLERE KULAK VERİLMELİ

Bunların ışığında diyorum ki kanın durması, barışın gelmesi o kadar da zor değildir. Haber Türk’ten Amberi Zaman’a “gerekirse sedyeyle Kandil’e giderim” (Elçi çok ciddi hasta) diyen Kürd siyasetçisi Şerafettin Elçi’nin dediği gibi “ Leyla Zana Başbakan ile görüştü, niye hal etmedi. Başbakan milliyetçi oylara oynuyor; zaten özünde Erdoğan Türk Milliyetçisi.

PKK’nin dünya kadar günahı var ama ne zaman Kürtlerin meşru hakları, talepleri kabul edilir o zaman herkes PKK’ya karşı tavır alır” dedi.

Daha ne desin ki?

20 milyonluk bir halk, (Türkiye’de yaşayan) bir millet Türk kardeşleri ile “eşit” yaşamazsa Türk kardeşleri nasıl huzur bulur hiç düşünmüyorlar mı? Sorunun birinci ve tek muhatabı Türklerdir. Çünkü egemen olan ve güçlü olan onlardır.

Öyle “seçmeli ders”, “TRT 6 (şeş)” ile çözülecek bir sorun değildir. Tam eşitlikçi bir sistemi Türk Devleti, Hükümeti, Bürokratı, Meclisi günülü olarak kabul ederse sorun çözülür.

KCK operasyonlarıyla, dağı-taşı bombalayarak, yüzde 10 barajıyla, BDP’lileri her gün dövüp, sövüp, saymak ve de Meclisten atmakla tehdit ederek; PKK reformlardan korkuyor diyerek (hangi reformsa) bu sorun çözülmez.

AKP hükümeti üzerine düşeni yaparsa huzuru da, barışı da, kardeşliği de buluruz. Kürd sorunu çözerse Türkler çözer. Kürdler de ayrılmadan, bölünmeden uyum sağlayarak buna zemin hazırlayabilir. Değilse zulme uğrayan, mazlum olan, egemen olmayan bir gücün yapacağı bir şey yoktur. Türkler çözüme evet derse değil Türkiye’deki; 4 parçada Kürd’ün sorun biter. Bu gelişme de yaşanan dünya krizinde Türkiye’yi çağın en güçlü ve müreffeh ülkesi yapar. 

ufkumuz.com

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.