1. YAZARLAR

  2. İlhami IŞIK

  3. Kürt sorunu ve bir sosyal çözüm modeli
İlhami IŞIK

İlhami IŞIK

Yazarın Tüm Yazıları >

Kürt sorunu ve bir sosyal çözüm modeli

A+A-

 

Kürt meselesinin nihai çözümünden uzak olduğumuzu gösteren yüzlerce sağlam neden saymak mümkün. Ve büyük bir ihtimalle bu yüz nedenin yanına bir yüz neden daha koysak hiç kimsenin bir itirazı da olmaz.

 

Kürt meselesinde çözüm, bugünün koşullarında kendine meşru bir zemin bulmakta en çetin meselelerin başında gelmektedir. Yaşanılan tecrübeler o kadar sıcak ve taze ki, zihinlere sızmak ve orada bir ikna ve rıza aramak, meczup olarak damgalanmak için yeterli sebeptir. Ama Kürt meselesi hala avuçlarımızı bir sıcak patates gibi yakan bir meseledir de. Hem çözümünden çok uzaktayız hem de sorun her gün giderek daha karmaşık ve daha maliyetli hale geliyor.

Ortadoğu ölçeğinde Kürt meselesinin global güçlerin çıkar radarına yakalandığını söylemek artık bir sır değil. Irak ve Suriye’de olup bitenler, bu meselenin eninde sonunda bir salgın hastalık gibi gelip herkese sirayet edeceğini gösteriyor. İşte tam bu noktada kaleyi içten sağlam tutmak ve Kürtlerin ekonomik ve siyasal entegrasyonunu artırmak için daha köklü ve daha derin adımların atılması adeta elzem hale geliyor. Bu amaçla, bugün, bu koşullarda makul, mümkün ve uygulanabilir olduğuna inandığım ekonomik, sosyal ve kültürel bağlamları olan bir ara geçiş modeli önermek istiyorum.

İktisadi manada, bir toplum geliştikçe özellikle de emek yoğunluklu kimi iktisadi hizmetler, sektörler ve üretim biçimleri miadını doldurur. Yükselerek artan maliyetler artık iktisaden taşınamaz olur. Nitelikli işgücünün artan maliyeti o sektörün katma değerini sürekli aşağıya doğru çekmeye başlar. Tarihsel olarak tekstilin kaderi hep böyle olmuştur. O nedenle her dönem gelişmiş ülkelerden daha az gelişmiş ülkelere doğru bir yolculuk yapar. Bu kural iktisadi gelişmenin şaşmaz bir kuralıdır. Emek maliyetlerindeki artış, iradeye bağlı olmaksızın, bu sektörü emeğin göreceli olarak daha ucuz olduğu pazarlara mahkum eder. Tekstil gibi porselen sektörü de aynı kaderi paylaşır; çünkü bu iki ürünün üretim süreçlerinde zorunlu olarak işgücü istihdam etmek kaçınılmazdır.

Tekstilde dikiş süreçlerini otomasyona dönüştürmek neredeyse imkansızdır. Porselen sanayiinde çamurun kimi evrelerine mutlaka insan eli değmek zorunda! Bu sektörler ya da iş kolları hem tam otomasyona uygun değiller hem de en temel ihtiyaç maddelerini üretirler. İnsanlar kış yaz hiç fark etmez, bir şekilde giyinmek örtünmek ihtiyacı hissederler. Aynı insanlar beslenme alışkanlıklarını sürdürüp hayatta kalmayı hedeflerken yeme ve içme alışkanlığının araçları olan porselen ve seramik ürünlerinden vazgeçemezler.

Sözü fazla uzatmadan söylemek istediğimi hemen söyleyeyim; Batı’da artık çok maliyetli olan bu iki sektörü Güneydoğu Anadolu bölgesine taşımak gerektiğine inanıyorum. Çin’de, Tayland’da, Pakistan’da ve Hindistan’da pazar arayan, tekstil ve porselen pazarları için Doğu ve Güneydoğu illerini birer üretim parkuru haline dönüştürelim. Ağrı’da, Bingöl’de, Adıyaman’da, Van’da, Bitlis’te, Batman’da, Mardin ve Diyarbakır’da açılacak olan biner kişilik kapasiteye sahip, tam entegre tekstil ve porselen üretim merkezleri çok ciddi bir istihdam yaratacaktır. Tekstil ve porselen fabrikalarının ara girdilerini sağlayan diğer tedarikçilerin alacağı pozisyon, bir anda istihdam oranını misliyle katlayacaktır.

Aynı şehirde anne ve babalarına sağladığımız istihdamı sosyal olarak güçlendirecek, gençler ve çocuklar için yine biner kişilik kapasiteye sahip olan futbol akademileri organize edildiğinde, sosyal hayat adeta et ve tırnak gibi birbirinden ayrılmaz hale gelir. İş ve aşı güvence altına alınmış yetişkinlerin, evlatları için duyduğu gelecek kaygısını sportif aktiviteler ile normalize etmek, her bireyin kolayca kabul edebileceği bir nimettir.

Ekonomik ve sosyal imkanlarla canlandırılan günlük hayat, TRT Kurdî’nin genişletilmiş özel yayıncılığı yanı sıra etkin ve işlevsel bir bölgesel medya ile hem daha inandırıcı hale getirilebilir, hem de yeni kuşaklar için yeni rol modelleri sorunu çözülebilir. Bölgenin iş adamına, sanatçısına, edebiyatçısına ekranlarında yer veren ve onların hayat tarzına odaklanan bir yayıncılık, kısa bir sürede dağ çağrısı ve motivasyonuna son verebilir.

 

 

                   

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.