1. YAZARLAR

  2. Mehmet Taş

  3. KÜRESEL OYUNLAR: BÜYÜK ŞEYTANIN HİLELERİ
Mehmet Taş

Mehmet Taş

Yazarın Tüm Yazıları >

KÜRESEL OYUNLAR: BÜYÜK ŞEYTANIN HİLELERİ

A+A-

 

 

Müslümanlar, tarih boyunca ümmet birlikteliğini, bilincini yitirdikleri andan itibaren küresel veya bölgesel zalimlere yem olmaktan, zelil düşmekten kurtulamadıklarını çok ağır bedeller ödeyerek tecrübe ettiler.

 

Unutulmamalıdır ki günümüzde de ümmet olarak aynı minval üzere devam edersek yine aynı zilletten kurtulamayacağız. Ümmet olarak ne zaman ki iman etmenin gereği üzere hal, tutum, tavır ve davranışlarımızı; inanç, fikir ve düşüncelerimizi düzene koyduysak/koyarsak işte o zaman müminlere va'dedilen şeref ve haysiyete, izzet ve vahdete nail olabileceğimizi asla unutmamamız gerekir.

Ümmet olmanın elbette ki birtakım kural ve kaideleri vardır/olacaktır. Yaratılış gayesine matuf olarak aynı amaca yönelmek, aynı gayeyi gütmek, aynı hedefe yürümek, aynı akideyi taşımak, aynı sevinç ve hüznü paylaşmak, aynı umutları beslemek gibi birtakım can alıcı ortak noktalara sahip olmak gerekir. Ümmet bilinci, ümmeti oluşturan fertler arasında sarsılmaz bir birliktelik oluşturur ki; bu birlikteliğin harcı Rabbani emir ve yasaklardır! Bu emir ve yasaklar müminin hayatını her yönüyle kuşatan, şekillendiren, muhteva kazandıran hayat ölçüleridir. Bu ölçüler sadece pratiklerden ibaret bir takım kuru davranış kalıplarıyla sınırlı olmayıp; aynı zamanda müminin darı maneviyi, diyar-ı kalbi de mamur eder. Bu kardeşliğin mihenk taşı yürek diyarında yer eder. Öyle ki yürekler bir olur, bir atar!

Ümmet olmanın en güzel nüvesini-misalini hicretin hemen akabinde Resulullah Efendimizin örnek ve önderliğinde, Medine'de görmekteyiz. Sahabei Kiramdan birçoğu belki de birbiriyle hayatta ilk kez karşılaşmış olmalarına rağmen tarihte hiç görülmemiş bir kardeşlik bağını kurmuşlardır. Bu kurulan benzersiz din kardeşliği pratikte kimi zaman kan kardeşliğinin de ötesine götürülmüş, en güzel şekilde birbirinin derdiyle hemdert olmuş, mutluluklarını en içten paylaşmışlardır. Rabbimiz, kurulan bu kardeşliğin sürekli kılınmasını biz iman edenlere emir buyururken, ne yazık ki Efendimizin irtihalinden çok kısa bir süre sonra ümmet olarak bu hassasiyetimizi yitirdik. Akidemizce nehyolunan pek çok cahili hal ve hareketleri, tutum ve davranışları sergiler olduk. Ne yazık ki pek çoğumuz Kur'an ölçülerinin yerine kişisel/toplumsal (etnik) heva ve heveslerimiz ölçü edinir hale geldik. Ümmet yerine ırkı tutup öncelledik! Bununla beraber pek çok güzelliklerimizi de yitirerek, hem kendimiz rüsva olduk ve hem de Rabbimiz katında sorumluluğumuzu ihmal etmiş olduk.

Bugün yeryüzünü kasıp kavuran cihanşumul bir şeytanizm vardır. Bu şeytanizmin baş aktörlüğünü bir asır önce Britanya oluşturuyordu. Ve o gün ümmet üzerinde uzun vadeli hile ve desiselerle sergilenen zulümlerin neticesinde İslam ümmeti paramparça edildi. Ümmetin

muhtelif etnik unsurlarının başına da ümmete ihanet çeteleri haline getirilen kukla yönetimler oturtuldu.

İslam'ın gelmesiyle karanlıklardan kurtulan, hür olan ve aynı zamanda kardeş olan biz Müslümanlar, şeytanizmin uzun soluklu ihanet dolu çalışmaları neticesinde yirminci yüzyılın başlarından itibaren birbirimize düşman kamplara bölündük. Kafaları karıştıran, beyinleri zehirleyen ulus/millet/devlet anlayışı ne yazık ki ümmeti oluşturan kardeşliğin temeline birer bomba misali yerleştirildi. Ve halen de ümmetin evlatları olarak bizler bu bombaları patlatmaya, birbirimizi yok etmeye, imha etmeye devam etmekteyiz.

Bu gün pek çok sözüm ona Müslüman ülke liderleri çete devleti siyonist İsrail'in henüz uygulamaya koyduğu ulus devlet aymazlığını şiddetle kınamakta ve lanetlemektedirler. (Muhakkak ki kınanması, lanetlenmesi, mahkum edilmesi gerekir!) Oysa ki bu ülkelerin bir çoğu elli, altmış, yetmiş veya yüz yıl önce mümin kardeşlerini yok sayarak bizzat kendilerinin uygulamaya koydukları ve halen de arlanmadan devam ettirdikleri ulus-kabile devlet yapısını görmezlikten, duymazlıktan gelmektedirler. Zira siyonist zihniyetin temel parametreleri zaten ulusçuluktan geçmektedir/beslenmektedir! Siyonizmin en çok yerilen/lanetlenen yönü de bu ulusçuluk zihniyetidir. Unutmayalım ki siyon dünya görüşüne/inancına göre kendileri insanların efendileri olarak yaratılmışlardır ve bu şekilde inanmaktadırlar. İşte siyonist zulümlerinin, bağnazlıklarının, vahşetlerinin temel nedenlerinden en önemlisi belki de bu meş'um düşünceleri/inançlarıdır.

Oysa ki İslam bütün müminleri kardeş ilan etmekte ve kendi nefsi için (fert olsun, toplum olsun, etnik grup olsun fark etmez) istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe iman etmiş sayılamayacağını ifade buyurmaktadır. Öyleyse eğer bir hastalık bizde/bende varsa, önce kendimize bakmamız lazım, başkasına değil! Yani İslam'a inanan, Müslüman olduğunu kabul eden her lider/Müslüman öncelikle ve özellikle kendine/devletine bakmalıdır! Kendini/devletini eğer varsa böyle bir hastalıktan kurtarmanın yollarına bakmalıdır.

Şimdiden Müslüman ülkelerinin samimi olan liderlerinin evvela yapmaları gereken iş, İsrail çete devletini kınamak değil, eğer var ise kendi ülkelerini, Müslümanları birbirine düşman kılan ulus devlet cahiliyye anlayışından kurtulmalarına yönelik adımlar atmaktır. İkinci olarak Müslüman ülkeler arasındaki fikir ve görüş ayrılıklarına hiç bir şekilde bakmaksızın, güçlü ve sürdürebilir bir birlikteliğe gitmenin yollarını araştırıp bulunmasını sağlamaya çalışmaktır. Daha sonra da siyonizmi kınamak, lanetlemek ve belki de siyonizme karşı ortak tavır almak veya yek vücut olarak hareket etmektir.

Bir asır önceki büyük şeytan Britanyanın yerini büyük şeytan olarak bugün Amerika yer almış oluğunu söylüyoruz!. Zira dünyanın neresinde olursa olsun baş gösteren karışıklıkların, katliamların, zulümlerin, ihanetlerin (mesela 15 Temmuz 2016) baş mimarı Amerika'dır.

Orta doğu'yu ateş çemberine çeviren Amerika'dır!

Kürt ve Türk halklarını birbirine düşüren Amerika'dır!

Ümmetin pek çok yerinde-ülkesinde muhtelif çeteler kurduran, karışıklıklar üreten ve katliamlara imza atan Amerika'dır!

Müslümanlar arasından birazcık ilerleme kat etmeye çalışanları, "ben de varım" diyenleri sinsi oyunlarla güçsüz ve takatsiz bırakmaya çalışan Amerika'dır!

Müslümanların bütün mal varlıklarını küstahça sömürmeye çalışan büyük şeytan, büyük katil, büyük zalim, küresel gaasıp Amerika'dır!

O Amerika ki bu gün neredeyse bütün bir yeryüzünde aynı hilebazlığını sürdürmektedir. Ümmetin hatırı sayılır iki devleti olan Türkiye ile İran'ın arasını açmaya ve hatta elinden gelirse savaştırmaya çalışmaktadır. Kendi kirli emellerini gerçekleştirmek için uygulamaya kalkıştığı ambargoyu Türkiye'yi alet ederek İran'a uygulamaya yeltenmektedir! Elbette ki ve temennimdir ki Türkiye bu kirli oyuna gelmeyecektir!

Müslümanların/Ümmetin kendi inançları ve kuralları çerçevesinde ve kendi iradeleriyle hayatlarına yön verdikleri, Müslüman kardeşlerinin hak ve hukukunu ne şekilde olursa olsun ihmal etmeden gereği üzere gözettikleri, şeytanizmin/küresel istikbarın hile ve oyunlarına düşmedikleri günlere uyanmak dua ve temennilerimle...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.