1. YAZARLAR

  2. Necmettin KARASU

  3. KÜRDİSTAN’DAKİ TRABZON İLE TRABZON’DAKİ KÜRDİSTAN
Necmettin KARASU

Necmettin KARASU

1234
Yazarın Tüm Yazıları >

KÜRDİSTAN’DAKİ TRABZON İLE TRABZON’DAKİ KÜRDİSTAN

A+A-

 

 

  1. KÜRDİSTAN’DAKİ TRABZON

 

Irak Kürdistan Özerk Bölgesi 1970 yılından beri teoride var olmasına rağmen, Saddam’ın devrilmesi ile beraber realitede ''özgür'' ilan edildi.

Bölgenin adı “KÜRDİSTAN” Yönetimin adı ise, “IRAK KÜRDİSTAN BÖLGESEL YÖNETİMİ” olarak tanımlandı. Türkiye dâhil tüm dünya bu özerk bölgeyi, parlamentosunu ve yönetimini kabul etti.

 

0002-001.png

 

Irak Kürdistan Bölgesi, kurulduğu günden bu yana, Türkiye ile ilişkilerini en üst düzeyde tutmuş; hem kardeş, hem komşu olarak kaynaklarını Türkiye ile paylaşmış, ortak ticareti bu hukukları dikkate alarak geliştirmiştir. Kurulduğu günden bu yana, Kürdistan Özerk Bölgesi'nde gerçekleşmekte olan ticarete, bu ticarette aslan payını alanların mensubiyetlerine bakılırsa, bu hukuku sadece Türkiye vatandaşı Kürtlerle değil, daha yoğun olarak Türklerle geliştirdiği, yani önyargılarla davranmadığı da aşikârdır.

Yazımı daha çok istatistiklere ve finansal verilere dayandırmaya çalıştım, zira Trabzon’daki Kürdistan ile Kürdistan’daki Trabzon’u birbirinden ayıran temel öğe, rakamların cazibesidir.

Trabzonlu Kürdistan’a gidince rahatsız olmuyor ve rahatsız edilmiyor iken, “Kürdistan’lı Trabzon’a gelince neden kıyamet kopuyor” ikileminin rakamlarla ilişkisini öncelikle ortaya koymak gerekir diye düşünmekteyim.

Bir not düşeyim ; “Trabzon”u yazıda bir anlayışı ifade etmek için kullandım.  Yoksa maksadım bir şehri 3-5 "vandal"ın cürmüne ortak etmek değildir.  Ayrıca Trabzon’lu Yegenim Hüseyin’e de selam olsun J

Gelelim verilere;

 

Verilerin tamamına yakını, gerçek ve resmi makamların beyanlarından, TÜİK verilerinden ve kısmen resmi yetkililere dayandırılan gazete haberlerinden elde edilmiştir.

Kısmi notlar şahsıma aittir.

 

 

Biraz durum tespiti;

 

2013 Yılında, MHP Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin, Irak Kürdistan Federe Bölgesinde faaliyet gösteren Türk firmalarına ilişkin soru önergesi verir. Önergeyi zamanın Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi Yanıtlar.

Nihat Zeybekçi’nin meclis tutanaklarına geçen beyanları ve TUİK verilerine göre Irak Kürdistan Bölgesinde:

  • Türk Bankası Sayısı : 3
  • Türkiye Firmalarının Kürdistan’da istihdam ettiği Türkiye Vatandaşı işçi Sayısı: 15.000 Kişi
  • 2013 Yılına kadar Türk Firmalarca Yapılan işlerin Toplam Cirosu : 19.5 Milyar USD
  • Sadece 2013 Yılında Yapılan işlerin Toplam Cirosu : 11 Milyar USD
  • Habur Sınır Kapısından Günde Geçen Tır Sayısı : 3 BİN (2014 Verilerine göre).
  • 2014 Yılından beri, Kürdistan petrolleri Türkiye’ye akmakta.
  • Türkiye’den En fazla konut Satın alan Ülke Irak.

**Yıllık ortalama 4.000 Konut(2015-16-17-18 Yıllarında, Ortalama 4.000 Konut. Sadece 2018 Yılında, 8.205 Konut)

** Yıllık Ortalama 2 Milyar USD’lik Konut Alımı

  • Kürdistan Özerk Yönetimi, Altyapı Projeleri Bütçesi 30 Milyar USD . Bunun önemli bir kısmını Türkiye Menşeli Firmalar gerçekleştirmiş, Parayı onlar kazanmış(Nihat Zeybekçi’nin Gensoruya Cevabından alıntı)
  • Kürdistan Bölgesinde iş yapan Türk Firma Sayısı : 1.210
  • Kürdistan Bölgesinde Türk iş adamlarınca kurulan Firma sayısı : 300 Adet

(Kürdistan yönetimi resmi verilerine göre Kürdistan’daki Toplam 3.013 Yabancı şirketin, 1.351 Adeti Türkiye Menşeili. Yani neredeyse yarısı. )

Bununla birlikte diğer şirketler ve ülkelerden:

  • İran: 341
  • Lübnan: 163
  • Birleşik Arap Emirlikleri: 161
  • İngiltere: 129
  • ABD: 118

tane şirket ile faaliyet gösteriyor. Görüldüğü üzere, Aslan payı, kat be kat farkla Türkiye şirketlerinin.

Şirketlerin Sektörlere göre Dağılımı:

(Dağılım önemli. Zira kalburüstü inşaat firmalarının büyük çoğunluğu, Türkiye’de olduğu gibi, Kürdistan’da da Karadenizli iş adamlarına ait)

  • %55-60 İnşaat firması (Bu firmaların yarısından fazlası Karadenizli taahhüt firmaları)
  • %30 Beyaz eşya ev ürünleri, tekstil
  • %10-15 : Elektrik, lojistik, Hırdavat vs. gibi genel işler
  • Kürdistan Bölgesinde Türk iş adamlarınca kurulan firma sayısı: 300 Adet

**Bunlarla birlikte Türkiye Menşe’li Firma sayısı 1.650 Adet yapar.

  • Türkiye firmalarının Kürdistan’da istihdam ettiği Türkiye vatandaşı işçi sayısı(ORTALAMA): 15.000 kişi. (Dönem dönem bu sayı 50 Bin kişiye kadar çıkmıştır)

Bu kadar kalabalık bir Nüfus olmasına rağmen taciz edildikleri, Türk bayrağı açtıkları için darp edildikleri, Türk bayrağı astıkları için gözaltına alınıp sınır dışı edildikleri hiç görülmedi, duyulmadı. Kendi dillerini konuşup kendi müziklerini dinleyip kendi bayraklarını istedikleri yere asıyorlar.

  • Bir kere Kürdistan Özerk bölgesinden toplu olarak ayrıldılar O da; IŞİD Musul, Süleymaniye ve Kerkük’e saldırdığında 300 Türk firması faaliyetlerini durdurdu. Faaliyetlerini durduran Firmaların 10.000 (ON BİN) personeli Türkiye’ye geri geldi. Peşmergeler ve koalisyon güçleri IŞİD’i bölgeden çıkardıktan sonra firmalar ve işçileri, işlerini tamamlamak üzere tekrar geri gitti.

 

Irak Kürdistan Bölgesinde En Fazla İş Yapan başlıca Türk Şirketleri :

  • OYAK Holding ve iştirakleri(Ordu Yardımlaşma Kuruluşu- Askerlerin Şirketi)
  • Mak-Yol – Saffet Çebi
  • Cengiz Holding- Mehmet Cengiz
  • Nursoy –Orhan Nurduhan (MHP VAN il Başkanı )
  • Taş Yapı- Emrullah Turanlı (MHP’li iş Adamı)
  • Günay İnşaat,- Mehmet Alp Delimollaoğlu
  • IC Içtaş – Ibrahim Çeçen
  • Elegan - İstemi Turanlıgil
  • Tepe İnşaat - Ihsan Doğramacı
  • Çevikler - İlknur Çevik Ailesi
  • Doskon, Tigris, Hazinedaroğlu, Çankırı, Yenigün, 77 İnşaat, Yüksel, Elegan, Zafer İnşaat, Asfa, Gürbağ, Tek İmaj
  • Kalkavan Yapı - Kalkavan Ailesi
  • Sinpaş GYO
  • Kuzu Grup
  • Türker inşaat
  •  
  • Irak Kürdistan Bölgesinde En Fazla İş Yapan Türk PETROL Şirketleri :
  • BOTAŞ
  • TPAO
  • Çukurova Grubuna Bağlı Genel Enerji
  • PET Holding’e Bağlı PetOil

Bu Şirketler Petrol işletmeciliğinin en büyükleri arasında yer almakta.

** Bu listelerde yer almayan ancak daha büyük işler yapan firmalar da mutlaka vardır. Basında yer alan bu şirketler baz alınsa bile, önemli bir kısmı Karadenizli iş adamlarına ait firmalardır.

(Aslan Payını tüm sektörlerde kapan şirket, Ülkücü iş adamına ait imiş.)

Ayrıca ;

  • 200 bin tanker sadece petrol taşıma işinde çalışmakta.
  • Normal nakliyecilikte ise 200 firmaya bağlı 20 bin kamyon sınır ticaretinde taşımacılık yapıyor.

** Diyarbakır Ticaret Odası'nın tespitlerine göre sadece bu ticaretten Türkiye’de yaşayan 1,5 milyon insan faydalanıyor.

Gelelim Stratejik Ortaklık Gerçekliklerine :

  • Türkiye Rus uçağını düşürdüğünde, Doğalgaz anlaşmalarının iptali söz konusu olmuştu.
  • Kürdistan Yönetimi, Türkiye’nin 50 Yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayabileceklerini iletmiş ve kaynak kullanımı için hazır olduklarını ifade etmişti.
  • Bu proje için, boru hattı döşeme ihalesi Botaş tarafından yapıldı.
  • 2019 yılında yapılacak olan 157 Dev projenin tamamına Türkiye firmaları Talip.
  • Sadece inşaat şirketleri, Kürdistan’da her yıl ortalama 5 Milyar USD civarı iş yapmaktalar.
  • TUİK verilerine göre, Kürdistan Özerk Bölgesi, 2012 yılından bu yana Türkiye’nin en fazla ihracat geliri elde ettiği 2. veya 3. Ülke olmuştur(5 milyon nüfuslu yer, içinde 5 milyon Türkiye vatandaşının da olduğu 90 milyon nüfuslu Almanya ile ciro bazında yarışmaktadır).

 

  • ** Türkiye-Irak Dış Ticaret Değerleri (milyon dolar)

Yıl

İhracat

İthalat

2011

8.310

86

2012

10.830

149

2013

11.958

146

2014

10.896

268

2015

8.558

297

2016

7.640

836

2017

9.057

1.528

2018

8.350

1.420

Kaynak: TÜİK

 

  • Kürdistan Bölgesi yurtdışından doğrudan gelen yatırımlar bakımından % 14’lük toplam içinde % 4 ile başı Türkiye çekmektedir. (Konya Ticaret Odası Araştırması)
  • Kürdistan özerk bir bölge olduğu günden beri, ülkesinin yeniden imarı için kapılarını sonuna kadar açtığı tek ülke Türkiye’dir.
  • Hatta sadece kapılarını açmadılar. Türkiye’de Mersin (Liman Kenti) başta olmak üzere birçok şehirde şirketleştiler. Yani kazançlarını da Türkiye’ye taşıdılar.
  • Kürdistan Federe Yönetimi, Türkiye ile PKK meselesinde Türkiye ile makul komşuluk ilişkilerini sürdürdü, sürdürmektedir. En son konsolos çalışanına yapılan suikastın faillerini, çok kısa bir sürede bulup derdest etmiştir.
  • Komşu devletlerden, Türkiye ile kardeşlik bağını kemirmeyen tek sınır ülkesi ve komşumuz diyebiliriz.

 

  1. TRABZON’DAKİ KÜRDİSTAN

Gelelim Trabzon’daki Kürdistan’a.

Yukarıdaki istatistiklerde ifade edilen ticaretin tamamı sözleşmelerle yapılmaktadır. Bu sözleşme ve belgelerin tamamında, Trabzon’daki Vandalları(Sözüm bu zorbalığı yapanlar ve onları hoş görüp onlara destek olanlaradır. Geri kalan Trabzonluları tenzih ediyorum elbette) kırmızı görmüş Boğa’ya çeviren renklerin süslediği antetli kağıtlar, kaşeler ve “Kürdistan” Federe Hükümetinin “Kürdistan” Yazılı Mühürleri ile gerçekleşmiştir.

Ülkücü Müteahhitler ve Karadenizli Müteahhitler de dâhil olmak üzere, Türkiye Merkezli 1600 Adet Firma’nın tamamı, Sözleşmelerini Irak Kürdistan Federe Yönetimi resmi makamları ile yapmış, Kürdistan Makamlarının imzaladığı hak edişlerle Kürdistan Bankalarından paralarını almışlar. Hiçbiri, hiçbir zaman kazançları söz konusu olduğunda “Kürdistan” Yazılan evraklardan rahatsız olmamış, “Kürdistan Yazarsa iş yapmam”, “Kürdistan Yazılı evrakla Para almam” dememiş, Kürdistan Federe Yönetimine ait bayrak ve flamaların asılı olduğu resmi binalarda sözleşmeler imzalamış, iş yapmış ve para kazanmışlar.

 

Ayrıca, daha evvelsi gün devlet erkânı bu bayrak altında Kürdistan yöneticilerini kabul etti, yeni başkan ataması töreni için Dış işleri Bakanını Kürdistan'a gönderdi.

0003.png

 

Halen Kürdistan bölgesinde iş yapan müteahhitlerin %40 civarı Trabzon başta olmak üzere, Karadenizli Müteahhitlerden oluştuğu dile getirilmekte. Büyük ihtimalle bu turist kafilesini Trabzon’a götüren acentenin sahibi de bir Karadenizli’dir.

 

Trabzonluların meşhur sözüyle, onlara “HER YER TRABZON” ve  Bu her yer’e Kürdistan da dahildir, “Terörist” olarak yaftaladıkları Diyarbakır da dahildir.

Aşağıdaki resimde olduğu gibi, atkılarını her yerde endişesiz olarak açabiliyorlar.

Aşağıdaki resim de insanlık niyetine hazırda dursun.

 

 

004-001.png

 

Tüm bunlara rağmen;

Türkiye’ye Turist olarak gelen bir Kürdistan Vatandaşı, Kendisine ait Bayrağın renkleri ile dokunmuş atkıyı taşıyor diye, kadın çocuk denmeksizin kitlesel linçe maruz kalıyor. Emniyet müdürlüğü linçe kalkışanları serbest bırakıp darp edilen turistleri gözaltına alıyor, bu yetmezmiş gibi turistler, atkılarının rengi ve “Kürdistan” yazısı gerekçe gösterilerek sınır dışı ediliyor.

 

Bu zorbalığı yapanlar ve zorbaları koruyup cesaretlendirenlerle birlikte kamu görevlileri, emniyet birimleri, bu davranışla acaba bu ülkeye ne tür bir katkı sağladıklarını düşünmekteler.

 

Bu düşmanca tavrın hiçbir faydasının olmayacağını aklı başında her fert dile getirmektedir.

 

 

Genel bir değerlendirme ile noktalamak istiyorum.

 

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi, “Kürdistan”, Taa Kanuni Sultan Süleyman’ın yazdığı metin ve mektuplarda yer aldığı gibi, Kürtlerin yaşadığı yerin adıdır.

Bu gün ise, Irak’ta kurulmuş olan bir Federe Devletin adıdır.

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinin birçok yerinde KÜRDİSTAN’a dair tanımlar ve bilgiler yer almaktadır.

Ancak Osmanlı İmparatorluğu mirasına sahip çıkmayı hakaret kabul eden ve ret eden Cumhuriyet Mudafiileri, Osmanlı imparatorluk bakiyesi olan ve misak-ı milli sınırları içerisindeki her milleti Türkleştirme eylemini “Milliyetçi ilke” olarak kabul edip anayasal tanım haline getirdiklerinden beri, birçok “abc kökenli Türk” azınlıkları oluşmaya başladı. Misak-ı milli sınırları dışında kalanlar ise envaiçeşit zulüm ve baskılara maruz kaldı/bırakıldı.

Değişik zamanlarda gerçekleşen sığınma ve göçlerle Misakı milli sınırları, esasen başka ülke vatandaşı olan Müslüman azınlıklar için de vatan oldu. Dışarıdan göç edip Anadolu’ya sığınmak zorunda kalan bu azınlıklar, Anadolu’yu yurt edinmenin ve azınlık olmanın bedelini, aidiyetlerinden vazgeçerek (Gönüllü Yada zaruri) ödediler.

Haliyle;

 

Arnavut kökenli Türkler,

Ermeni kökenli Türkler

Gürcü kökenli Türkler

Laz kökenli Türkler

Rum kökenli Türkler

Kafkas kökenli Türkler

Özbek kökenli Türkler gibi tanımlamalar yeni kimlikleri oldu.

 

Oysaki tüm bu halklar, Türkler ve Kürtler gibi birer Millet idi. Bunların büyük bir kısmı, halen kendi ana ülkelerinde kendi varlıklarını sürdürmekteler.

 

Şimdi; başta sığınmacılar ve göçmenler olmak üzere birçok kişi, Malazgirt Muharebesinden beri Anadolu, Mezopotamya ve Rumeli’nde Türklerle aynı cephelerde kader birliği yapmış Kürtleri el birliği ve zorbalıkla “Kürt Kökenli Türkler”e döndürmeye çalışıyor. Bu olmayınca da daha dün bu ülkenin açmış olduğu kollara sığınanlar, hatta bir kısmı cebinde çift pasaport taşıyanlar, kafatası milliyetçiliğinin lejyonluğunu ve faşist Milliyetçiliğin en zorba halini, bu ülkenin kadim ev sahibi olan Kürtlere karşı sergilemekteler.

 

 

Oysa yol bu değildir.

  • Yol, kendisini “Asli” unsur görenin, geri kalanlara tahakküm etmesi değildir.
  • Yol, adaletle hükmedip, bu topraklarda yaşayan herkesin kendisini tüm aidiyetleri ile “ÖZGÜR” hissetmesini sağlamaktır.
  • Yol, bu ülkede yaşayan herkesin kendisini eşit yurttaş görmesi, yurdu uğruna bedel ödemeyi onur saymasını sağlayabilmektir.
  • Yol, bu ülkeyi ve her değerini, her şeye ve herkese karşı korumaya kendisini adayacak kadar, bireyin ülkesine “Aidiyet” hissedebilmesini sağlamaktır.
  • Hiç kimse, bu ülkenin vatandaşı sayılmak adına aidiyetlerinden ve fıtri özgürlüklerinden vazgeçmek zorunda bırakılmamalıdır.
  • Asıl bölücülük, insanları şahsi aidiyetlerinden yoksun bırakarak ötekileştirmektir.
  • Asıl tehlike, herkesi olmadığı bir şey olmaya zorlamaktır.
  • Asıl kardeşlik, adaletin tesis edilmesi, birine serbest olanın herkese serbest olması, birinin sahip olduğuna herkesin sahip olabilmesidir.
  • Irklar bir üstünlük vesilesi değildir. Bununla beraber aşağılanma ve ötekileştirme gerekçesi de olmamalıdırlar.
  • Bireysel suçların, toplumsal etiketlere döndürülmesi, toptancı yaklaşım zulümdür ve infial oluşturur.

 

 

Ve benim için temel ölçü : “Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletten ayırmasın” ayeti ile “Ben sizi tanış olasınız diye ayrı kavimler olarak yarattım” ayetleri ölçümdür.

 

Şüphesiz ki ben ve herkes hesabını Âlemlerin Rabbine verecektir. Hesabı kolay olan; adil, ahlaklı ve izzetli mü’minler olmak duasıyla.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum