1. YAZARLAR

  2. Davut Hoca

  3. Küfrün Seli Bizi Önüne KATAR
Davut Hoca

Davut Hoca

Yazarın Tüm Yazıları >

Küfrün Seli Bizi Önüne KATAR

A+A-

 

 

Zaman hızla akıp giderken kader ağlarını örmeye devam ediyor. Yaşadığımız şu dünyada hiçbir zaman durulmayan sular hiç de durulacak gibi de görünmüyor. Dar pencereden baktığımızda Yenidünya düzeninde başrol ve yardımcı roldeki aktörlerin stratejik hamleleri, geniş pencereden baktığımızda Sünnetullah gereği ezelden ebede Hak-Batıl Mücadelesi. Bir taraftan yeryüzünü ateşe veren küfür odakları, diğer taraftan bunların ateşine körük taşıyan Müslüman görünümlü satılık maşaları.

Dünya tüm hızıyla dönüp dururken, yeryüzünün dengeleri her geçen gün daha bir acayipleşmekte, içinden çıkılamaz bir hal almakta. Yeryüzü artık Müslümana dar edilmekte, küfür, Hıristiyan Fundamentalizmi ve Ortadoğu’da Tanrıyı Kıyamete Zorlama Stratejisi gereğince, ‘Tanrıyı kıyamete zorlamaya’ devam etmekte. Bir satranç misali hamle üstüne hamle yapılmakta, üç beş hamle öncesi düşünülerek piyonlar öne sürülmekte. Müslüman cenahındaki piyonlar içten içe ihanetin ve gafletin sıtmasına tutulmuşçasına Ümmetin ve İslam’ın altını oymada yarış etmekte. Vuran Müslüman, vurulan Müslüman, kazanan küfür dengesinde ayarlı bir zulüm çarkı. Yeryüzü Müslüman kanına doymuş, toprak artık yağmurdan çok kanla sulanmakta. Kandan ırmaklar ve göller artık haritada yerini almakta. Bir günde ölen Müslüman sayısı ölen sinek sayısını geçmekte, artık bu hususta ne istatistik tutulmakta ne de kayıt. Gözler ve gönüller bu kıyıma alıştırıldı artık ne bunu yadırgayan olmakta ne de karşı çıkan. Akan kanın silahını da gâvur satmakta, hem nalına hem mıhına vurmakta.

İlk cinayet olan Kabilin kardeşi Habil’i katletmesinden bu yana Kabilin zihniyeti hep kan akıtmaya devam etti. Türlü bahanelerle yeryüzünü Habil’in yolundan gidenlerle paylaşmaya tahammül edemediler. Bu mücadeleyi de çok organizeli ve sistematik yaptılar. Çoğu zaman Hakkın taraftarlarının zaaflarından yararlandılar. Onların arasına çeşitli fitneler sokarak işlerini çok rahat gördüler. Kimi zaman bu işi Mezhepçilik adı altında yürüttüler, sayısız Müslümanın kanını bu bahaneyle akıttılar, kimi zaman bunu ırkçılık adı altında tezgâhladılar. Bunu yaparken Ümmetin içine yerleştirdikleri Hak görünümlü satılmışları kullandılar. Özel yetiştirdikleri kiralık katillerini Ümmetin başına bela eder, sonra bunların katliamlarından kurtulmak için güya birlikler, oluşumlar meydana getirir ve tabi bunları yaparken yine tüm bunların bedelini de yine mağdur ve mağlub Müslüman ülkelerinden çıkarır. Üstad Beddiüzzamanın dediği gibi; Aç canavara karşı tahabbüb, merhametini değil, iştihasını açar. Hem de diş ve tırnağının kirasını da ister..." Ve tüm bunları Ümmetin gözünün içine baka baka onları adeta aptal yerine koyarak yapar. Dünyayı ateş yerine çevirir ve bunu da masumane yaptıklarını insanlığa inandırmaya çalışırlar ki Medya dedikleri alçak illüzyonla bunu başarırlar. Kur’an’ı Kerim’de Yüce Rabbimiz bu durum ile ilgili olarak şöyle demektedir: “Onlara: "-Yeryüzünde, ülkede nifak çıkararak, kâfirlerle işbirliği yaparak, müminleri bölerek fesat çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın" denildiği zaman; "- Biz düzen sağlayıcılarız, ıslah edicileriz, barış taraftarıyız, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkileri düzgün yaşayanlarız" derler.(Bakara/11)

Yeryüzündeki ifsad hareketinin tüm sorumluluğu sadece bunu icra edenlerde değildir elbette ki. Bu yıkımda en büyük pay sahibi olanlar, batılın taraftarları olan gafillerdir. Bu hususta Rabbimizin şu uyarısı vardır: “Ey iman edenler, müminleri bırakıp kâfirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçık olan kesin bir delil vermek ister misiniz?”(Nisa/144) Şu an Ümmet coğrafyasındaki yıkımın en temel sebebi, sadece bu ayetle bile izah etmek mümkündür. Ayrıca bu yanlışın akıbeti de şu ayetle bildirilmiştir: Ey inananlar! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. “Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.” (Maide/51) Hâlbuki Rabbimizin biz Müslümanlara tavsiyesi ne kadar da hayati bir öneme sahiptir: “Allah'a ve resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; yoksa korkuya kapılırsınız, rüzgârınız kesilir. Sabredin; Allah sabredenlerle beraberdir.(Enfal/46) Ve tüm bunların sonunda küfrün taraftarlığını, maşalığın yapan gafillerin uğrayacağı akıbet açıklanıyor. Bu uyarı, Ümmete yapılan zulmün karşısında durmayan, bilakis bu zulmün taraftarlığını, destekçiliğini yapan ve tüm bunların yanında kendisine hiçbir zarar gelmeyeceğini, hatta yaptığı bu ihanet ve yalakalığın karşılığında dünyalık rant ve saltanata kavuşacağını hayal eden zavallılaradır; “Zulmedenlere meyletmeyin; yoksa ateş size de dokunur. Sizin Allah'tan başka dostunuz zaten yoktur; sonra hiç kimseden yardım görmezsiniz.” (Hud/113) İşte, Ümmetin içine düştüğü ateş çukurunun sebebi hikmeti birkaç ayetle ortaya çıkıyor.

Ey Ümmet, Ey Müslümanlar, eğer ki Yüce Rabbimizin Yüce Kelamına sıkı sıkı sarılarak onun hükümlerini hayatınızda icra etmezseniz, yönetiminizde onun direktifleriyle hareket etmezseniz, bilesiniz ki küfrün seli sizi önüne KATAR, coğrafyalarınızı birbirine KATAR, katliamlarına katliam KATAR, sizi birbirinize düşürerek esaret listesine KATAR, ölümlere ölüm, zulümlere zulüm KATAR, yer üstü ve yer altı zenginliklerini kendi kesesine KATAR. Kendisine yalakalık yapanı, zulümlerine ortak olanı sonra zamanı gelince birbirine KATAR.

Eğer ki Küfrün güçlü dalgalarına karşı Ümmetçe sağlam bir dalgakıran olmazsak, küfür sahillerimizi döver de döver. Sonra azgınlaşan küfrün seli evlerimizi yıkar, ocaklarımızı söndürür, medeniyetlerimizi tarumar eder. Ve en sonunda bizi boğar ve sahile atar bir çöp misali. Küfrün bu azgın dalgalarına karşın Nuh(as) misali Ümmet gemisini inşa etmek zorundayız. Hep birlikte, hiçbir kınayıcının kınamasına aldırmadan, mezhep, meşrep, dil,  ırk ayrımı yapmadan. Aksi takdirde Kenanlarımız olacaktır, ben yüce dağların tepelerine çıkarak kendimi kurtarırım diyerek aldanan, Şimdi Ümmet gemisini terk eden Kenanlar gibi…

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.