Murat BELGE

Murat BELGE

Taraf Gazetesi
Yazarın Tüm Yazıları >

Koruculuk

A+A-

Korucu” kurumunun yeniden ihdas edilmesi de bugünlerin ilginç konuları arasında. Bir açıdan baktığınızda çok şaşırtıcı sayılmaz, çünkü “Yeni Türkiye” demekten yorgun düşen Tayyip Erdoğan ve AKP bildiğimiz Türkiye’nin kurumlarını, söylemlerini, alışkanlıklarını yeniden egemen kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Kürt halkının geleneksel geçmişinde aşiret çok önemli bir toplumsal birimdi. “Aşiret” gibi bir yapı, sözgelişi “ulus” gibi bir birimin önünde durur ve oraya (tabii bilinçlilik düzleminde) erişime engel olur. Aşiretler kendi yapacaklarına karar vermek için önce öteki aşiretlerin ne yaptığına bakarlar. Aralarında yaşanan tarihten ötürü, bunlardan bazılarıyla araları iyidir, ama bazılarıyla hiç iyi olmayabilir, hattâ düpedüz düşmanlık da olabilir.

Osmanlı devletini yönetenler heterojen (ve bayağı kalabalık) bir toplumu yönetmek için, bu toplumu meydana getiren topluluklar arasındaki ilişkileri kendi istedikleri hedeflere varmak için kullanmayı çok iyi öğrenmişler, bu işin uzmanı olmuşlardı. Kürt toplumunun genel yapısı oldukça saydamdı. Orada böyle bir yapılanma vardı. “A” aşireti falan filan nedenlerle devletle sürtüşüyor; ama “B” aşiretiyle de arası iyi değil. Öyleyse devlet uygun söylemle “B” aşiretiyle temasa geçebilir ve onu kendisiyle birlik davranmaya ikna edebilir.

Kürt isyanı” kavramı aslında ta II. Mahmud dönemine, o dönemde “modernleşmenin” gerektirdiği “merkezîleştirme” girişimine götürülebilir. Göçebe alışkanlıkları kısmen devam eden ve özerk yaşamaya alışmış Kürtler bu girişimlere hemen tepki göstermişlerdi. Kürt isyanları Cumhuriyet’te de devam etti. Cumhuriyet’in sahibi olarak davranan Silâhlı Kuvvetler de “Kürtler’in iç işleri” denebilecek bilgileri biriktiren ve en iyi bilen kurum haline geldi. Yani “aşiretler- arası ilişkiler”, “kim kime karşı kullanılır” vb.

Seksenlerde PKK eylemleri başlayınca bu “klasik tedbir” de gündeme geldi ve Turgut Özal’a kabul ettirildi.

Bu yakınlardaki “Âkil Adamlar” temaslarımızda, yanılmıyorsam Şırnak’ta bizim grup bir grup Korucu ile görüştü. Bu sefer “Barış Süreci” içinde olduğumuza göre, konu Koruculuğun sürdürülmesi değil, nasılbitirilmesi gerektiği. Klasik aşiret yapısı epey değişmiş; yeni koşullarda Korucu olanlara “hain” gözüyle bakan çok daha fazla kişi var. “Barış” demek, bu adamların şimdiye kadar dövüştüğü adamların bir anlamda (onların gözünde) “davayı kazanması” demek. Ne olacak bu durumda? Korucular endişeli.

Ayrıca, bu vurkır yıllarında, Korucu olmuş birçok kişinin bunu suiistimal ederek zengin olduğu da çok konuşulan bir konu. Oraların koşullarında başka türlüsü düşünülemez; bütün o “köy boşaltmalar” ve benzeri uygulamaların ortasında.

Başından beri Korculuk Kurumuna karşı çıkmış Kürtler’den bir kısmı, bu yeni koşullarda, eski hesapların açılmayacağı konusunda teminat verilmesinden yanaydı. Yeter ki onların tarafında iç huzursuzluklar olmasın…

Derken Tayyip Erdoğan fikir değiştirdi. “Fikir”le birlikte her şeyi değiştirdi. Eski dostlar düşman olurken (hem de en amansız ve aman verilmeyecek düşmanlar), eski düşmanlarla da ittifaklar kurma yoluna girdi. Bu aşamada, Korucu sorunu, “Korucular nasıl rehabilite edilir” sorusu olmaktan çıktı tabii. Şimdi, onları nasıl silâhlandıracağımızı, donatacağımız, ödüllendireceğimizi, sevmediğimiz Kürtler’e karşı nasıl etkili bir silâh haline getireceğimiz düşüneceğiz.

Adamlar kendileri de, tahmin ediyorum, epey şaşkın bir durumdadırlar; bir gün böyle, bir gün öyle. Tayyip Erdoğan’ın isabetli kararlarıyla dâhiyane ülke yönetimi çeşitli kesimlerde böyle şaşkınlıklar yaratıyor.

Beş bin korucu” diyorlar; haydi hayırlısı. Bu yetmiyor, “Beş bin de ‘özel tim’” diyorlar. Türkiye’nin PKK’lı tarihinde Kürt halkının tepesinde boza pişiren en püsküllü belâ onlardı. İyi, şimdi onlar da takviye oluyor.

Barajı geçirmeyin. AKP’yi tek başına iktidar yapın,” diyor Davutoğlu. Bu kadar açık. Öyle yapın. O zaman belki AKP acır da, özel timi iki bin beş yüzde tutar.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.