1. YAZARLAR

  2. M. Latif YILDIZ

  3. Kopuş Endişesi !?
M. Latif YILDIZ

M. Latif YILDIZ

sorgu / yuksekovahaber
Yazarın Tüm Yazıları >

Kopuş Endişesi !?

A+A-

Tam 30 yıl oldu kanlı bir savaşta 50 bin ölüm, 17 bin faili meçhul. 57 bin can toprağa düştü ama “kopuş” olmadı. Olmuyordu çünkü 600 yıllık kuvvetli yapıştırıcısı ile kenetleyen ilahi güç “kopuşu” engelliyordu.

Son 200 yıldır süregelen adaletsizlik, haksızlık, eşitsizlik, işkence, askerin kuyruklu Kürdlere b.k yedirmesi; Diyarbakır zindanlarına rağmen “kopuşta” ciddi bir gelişme olmadı.

Tam 90 yıldır yaşanan dil yasağı, inkar, imha, kart-kurt safsatası Kürd halkında ciddi bir “kopuş” çağrışımı yaratmadı. Bunca olumsuzluklara rağmen sabırla 4 parçada demokratik çözüm ve insani yaşam açısından “eşit” yurttaşlıktan başka bir talepleri olmadı.

Ne yazık ki “ustalık dönemi” diye yola çıkanlar birlikte eşit yaşamayı bile çok gördü. Faili meçhuller, inkar, imha değil; insani hak “kopuş”u tetikleyen kırılma endişesi yaratıyor.

Bakınız kopuş ve kırılma nelere bağlı olarak gelişmeye başladı?

Başbakan Erdoğan Suriye için “kendi uçaklarıyla insanını bombalayan bir yönetim olabilir mi?” Dedi. Doğru. Peki Roboski’de (Uludere’de) 34 Kürd çocuğunu kim bombaladı?

Suriye’de Esad’ın çekildiği yerler Kürdlerin yönetimine geçirince Türkiye’yi bir korku sardı. Başbakan “ Suriye’de yapılanmaya müsaade etmeyiz, göz yummayız gerekeni yaparız.” Diyerek Kürdistan paranoyasını açığa vurup Davutoğlu’nu Barzani’ye gönderiyor. Suriye’de Sünni Arap’a destek Kürdler kaygı, üzüntü; işgal veya tampon bölge cinnetti hak mıdır?

Bölgenin en modern ülkesi Türkiye Kürdlerin hak ve hukukunu koruyarak büyümek yerine; karşı çıkarak küçülmek geleceğini zora sokar. Kürdlerin özgürlük talebini korkuya değil avantaja çevirmenin yolu ölmek/öldürmek yerine demokratik yolla çözmesi gerekmez mi? Irak’ta olduğu gibi Suriye Kürdlerine de omuz verilmesi gerekmez mi? Silahlı çıkışlara dünyanın göz yumacağı veya Kürtlerinde eyvallah diyeceği bir durum var mı?

CHP’li İnce Başbakan’dan da endişeli “ Suriye Kürdleri rahatsız” diye onlar adına ahkam kesiyor. Bahçeli “bağımsız Kürdistan’a izin verilmemeli” diyerek yine esip, kükrüyor. Medyada aynı endişe içinde. En demokratı “izin verecek miyiz?” diyor. Askeri generallere benzeyen siyaset ve “Kürdistan’ı Unutun” diyen (Hürriyet) medya karşımıza çıkıyor.

Orta Doğu’da bu gelişmeler olurken Diyarbakır Kayapınar Belediyesinin 19 park ismi Kürdçe  Q, W, X harfleri var diye mahkeme iptal ediyor. Tesadüf bu ya bir süre önce aynı ilin valisi Kürtçe ’Qendila we ya mevludi piroz be’ diyerek kandil mesajı yayınlıyordu.

Arınç katıldığı bir televizyon programında, bölgede birçok insan ile görüştüğünü, Kürtlerin anadilde eğitim gibi bir beklentisinin olmadığını ileri sürerken; yine tesadüf bu ya Diyanet çıkardığı derginin kapağında Ramazan onuruna 44 dilden “selam” gönderirken ne hikmetse bu ülkedeki 20 milyon Kürdün dilini görmüyordu. AKP’nin eski vekili Fırat ise aklı yeni başına gelmişçesine “asimilasyon devam ediyor” diyordu.  

Soyadı “Buldan” olan Kürd vatandaş karakolda işkence görüyor. BDP’nin Urfa’da tutuklu Milletvekili rızası dışında Adana’ya kalp krizi geçirdiği gün sürgün ediliyordu.

Valilik BDP’nin Diyarbakır mitingine izin vermezken AKP’nin il kongreleri doğuda stadyumlarda yapılıyor. Yetmiyor vekiller başta halk coplanıyor, dövülüyor. Arınç polisin şiddetini savunarak “hak ettiler” diyor. Ulusal basın da Diyarbakır olaylarına kör ve sağır. Son on yılda Kürdlere karşı 600 ton gaz kullanılıyor. Mehmet Ağar’da Kürd raporu hazırlıyor.

KPSS de işini götüren götürüyor, kabak yine Kürdlerin başına patlayarak 8 İl’de 34 kişi gözaltına alınıyor 19 Kürd tutuklanıyor. Soruları parayla alanlara kimse dokunmuyor.

Çıkartılan yasayla 7 genci telle boğan ülkücü katiller dışında; siyasi bir tek Kürd serbest bırakılmıyor. İstanbul Fatih’te ailesinin gözleri önünde dövülen Ahmet Koca’yı TV ekranlarında bütün Türkiye izledi. Polis önce dövdü sonra şikayetçi oldu. Sonuç, Koca hakkında 6,5 yıl hapis cezası ile dava açılıyor.

İstanbul’da görülen KCK davasında “ez livirim” Türkçesi “buradayım” dedikleri için dava avukatsız ve izleyicisiz yapılıyor. Oysa Kürdlere “dağda silahla gezeceklerine, düz ovada siyaset yapsınlar” demişlerdi. Kürdler siyaset yapmaya başlayınca Milletvekilinden Belediye Başkanına, Encümen üyelerinden sıradan siyasetçiye 10 bin Kürdü hapislere atılıyor.

Van’da meydana gelen depremde ölenler Kürd olunca “ oh olsun, beter olsun” diyerek çirkinlikten öte faşist yaklaşıma Türk siyasetçisi, medyası ve halkı görmüyor.

Roboski’de ( Uludere’de) 2011 yılının son günü 28 Aralık Çarşamba gecesi 34 Kürd çocuk ve genci Türk uçaklar ile katledildi. Gündemi saptırmak için Uludere Kaymakamının dövülme bahanesiyle ölenlerin yakınları tutuklanıyordu.

Başbakan’da “olması gereken olmuş” diye TSK’yi kutluyordu. İçişleri Bakanı “onlar zaten kaçakçıydı” deyince olayları protesto eden binlerce Kürd gözaltına alınıyor, yüzlercesi tutuklanıyordu. Devreye konan AKP’nin derin medyası AKİT “ 34 köylüyü PKK bombalattı” diyerek din adına dinsizce bir manşet atıyordu. 5 Ocak’ta hükümet eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da tutuklatarak Roboski’nin unutturulması için yeni bir hamle yapıyordu.

Manisa’da Newroz’da Kürdçe şarkı söyleyen sanatçı Ertan Kartal ve Özcan Çalışkan’a 30 ay hapis; Kadınlar günüde konser bileti satmak “terör suçu” sayılarak 6 üniversite öğrencisine 1 ile 13 yıl arasında ceza veriliyordu.

Zaman gazetesi 34 kişinin ölümünü Kürdlere yeterli sindirme olarak görmemiş olacak ki “molotofu silah sayan yasa çıkıyor” der demez yasa çıkıyor ve Kürtlere ceza yağıyordu.

Milletvekili Zana’nın evine baskın yapanlar, 6 ay sonra Başbakan Zana ile görüşme yapıyordu! Kürdler “görüşme çok manidardır” deyince Beşir Atalay'dan Leyla Zana'ya destek; oğlu vatandaşlığa kabul edilen Musa Anter’in kitapları ise toplatılıyordu.

Bir gazete haberi; Van’da bir protesto yürüyüşünde çorabı benzediği için tutuklanan genç bir kadına hakim 27 yıl ceza verdi. Yine bir gazete haberi; “105 Kürd gazeteci ve 30 dağıtıcı hapiste” diyordu. Bir başka haber “Güneydoğudaki bütün ihalelere inceleme.” Amaç Kürd iş adamlarına baskı yapmak, sindirmek ve korkutmak.

Midyat ilçesinde Kaymakam AKP teşkilatını ziyaret edip akıl veriyordu. Rojin’e “aşüfte” diyen TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin için bir disiplin yaptırımına gerek yoktu.

Hakkari Belediye Başkanı bir arama noktasında kimlik kontrolünden geçiyordu. Bir başka haber; “Kızıltepe Belediyesi Cezaevine Taşındı.” Meğer 29 Belediye Meclis Üyesinin 25’i tutuklanmış, 4 Meclis üyesi de aranıyormuş.

Kürdleri savundu diye Nuray Mert Milliyet’ten kovuluyor. Muğla’da üniversite öğrencisi Batman’lı Şerzan Kurt’u öldüren polislerin avukatı mahkemede yaptığı savunmada “ bir birine zarar veren gençlere polis gaz sıkmayıp; çiçek mi sunacaktı” diyebiliyordu.

Pozantı cezaevinde taş atan çocuklara tecavüz ediliyordu.

2012 yılının ilk 7 ayında Kürd halkı üzerinde uygulanan olumsuz bazı örnek verdim. İşte bu olaylar yüzden sağlıklı düşünen, ayrılmaktan yana olmayan Kürd halkını derinden düşündüren, tehlikeli hal alarak “kopuşu” tetikleyen olaylardan endişe duyuyorlar.

12 Haziran 2011 seçimlerinden sonra Başbakan’a “ustalık” cüppesi giydirenler, akıl verenler, yol gösterip danışmanlık yapanların plan ve projeleri “Kopuşu” hızlandırmak mıydı?

Türkiye’yi yönetenlere Kürdler bir çağrıda bulunuyorlar. Irak ve Suriye’de olanlara rağmen ortak demokratik talep ve eşitlik görmezden gelinirse “Kopuş” başlar diyorlar. Halkın çoğunluğu “kopuş” istemediklerini ama yönetenler de çare üretmeli diyorlar.

Artık Türkiye, Irak, Suriye, İran Kürdlerini böl parçala yönet geleneksel planı çöktü. Öfkeli milliyetçilik çözüm değil. Kürdleri susturmak için hangi parça ile savaşılacak? Yalnız Türkiye’deki 20 milyon Kürdü değil; Suriye ve Iraktaki Kürdleri de mi sindireceksiniz? Allah eninde sonunda mazlumun yanındadır. Kürdler de 100 yıldır zulme uğramış bir millet. Dört Parçada da Kürdler ayrılmak istemiyor. Sadece eşitlik ve demokrasi talep ediyorlar. Bu bile Kürde çok görülürse “kopuş” başlar. Çıplak gerçek görülmelidir. Tabii anlayana!... 

ufkumuz.com

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.