1. YAZARLAR

  2. Abdülkadir Selvi

  3. Komutanlar, Bakanlar Kurulu'nda ne anlattı?
Abdülkadir Selvi

Abdülkadir Selvi

Yenişafak
Yazarın Tüm Yazıları >

Komutanlar, Bakanlar Kurulu'nda ne anlattı?

A+A-

Bakanlar Kurulu'na en son brifingi İlker Başbuğ Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde vermişti.

1 Mart tezkeresi sırasında da MGK'da görüşülmesine rağmen, Bakanlar Kurulu'na ayrı bir brifing verilmemişti.

İkinci brifingi Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, kuvvet komutanlarıyla birlikte verdi.

TBMM'ye tezkerenin sevk edileceği ve IŞİD'le mücadelede Türkiye'nin Batı ittifakı içinde yer alacağını açıkladığı bir dönemde bu brifingin önemi büyüktü.

Bir süredir altını çiziyoruz.

Çankayası, askeri ve hükümeti ile tek ses çıkan bir Türkiye var.

Vesayet sisteminin geriletilmesi ve ülkemizin geldiği nokta açısından önemli bir aşama.

Peki komutanların Bakanlar Kurulu brifinginde neler ön plana çıktı.

1-Birinci önceliğimiz uçuşa yasak bölge değil, 'Güvenli Bölge' olmalı. Çünkü uçuşa yasak bölge Esed yönetiminin hareket kabiliyetini kısıtlar. IŞİD ve PYD'nin elinde uçak yok. Tehdit karadan geliyor. IŞİD ve PYD, karada çarpışıyor, bu büyük göç dalgaları halinde Türkiye'ye yansıyor.

2-Güvenli bölgeler uçuşa yasak bölgeler ilan edilerek, havadan da güvenceye alınırsa, en sağlıklı adım atılmış olur. 'Güvenli Bölge' olmazsa uçuşa yasak bölgeler gereken yararı sağlamaz.

3-Güvenli bölgeler için öncelikli olarak koalisyon ülkeleri 'Güvenli Bölge' konusunda ikna edilmeli. Koalisyon olarak hat şeklinde veya cep tarzında güvenli bölgeler en yararlı olan model.

3-Koalisyon ülkeleri 'Güvenli Bölgele' kurulmasına destek vermezse Türkiye, tek yanlı olarak kendi güvenliğini gerekçe göstererek Suriye içinde 'Güvenli Bölge' ilan etmeli.

4-Bu durumda en fazla 3 ya da 4 bölgede Güvenli Bölge ilan edebiliriz.

Bunlar

1-Ayn-El Arap (Kobani)

2-Tel Abyad

3-Sınır kapılarımızın Suriye tarafları.

Türkiye'nin tek taraflı olarak ilan edeceği 'Güvenli Bölge'nin güvenliğinin de sağlanması söz konusu olacak. Bu alanlar hem IŞİD hem PYD'ye karşı korunacak. Çünkü son olarak Türkiye tarafına atılan roket atar ya da top mermilerinin hedef gözetilerek atıldığı tespit edildi. IŞİD'in seken mermileri gelirken, PYD'nin ise hedef gözeterek attığı mermilerin de sınırlarımızdan içeriye düştüğü belirlendi. Hele bir de sınırlarımızın ötesinde bir bölgenin kontrolü söz konusu olursa, öncelik bu alanın güvenli böğe haline getirilip, güvenliğinin sağlanması söz konusu olacak.

5-Şimdilik 3 Tugay düşünülüyor. Ama 'Güvenli Bölge'nin statüsüne göre bu sayı üzerinde çalışılacak. Hangi birliklerin kaydırılacağı konusunda askerler kendi planlamalarını yapmış durumdalar.

6-Kış mevsiminin yaklaşması nedeniyle Güvenli Bölge'nin bir an önce kurulması isteniyor. Öncelik ilk gelen grubun, daha sonra sistem oturduğunda ise içimizdeki Suriyelilerin bölgeye nakledilmesi üzerinde duruluyor.

7-Güvenli Bölge'nin sınırları girintili çıkıntılı olacak ve Suriye devletinin hakimiyet sağlayamadığı yerleşim yerleri esas alınacak. Sınırdan içeride 30-35 kilometrelik bir hat üzerinde duruluyor. Sınırın öte yakasına çadır kent ya da konteynır kent kurulması planlanıyor.

Tüm bu seçenekler haritalar ve istihbarat bilgileri eşliğinde Bakanlar Kurulu'na anlatıldı.

İncirlik Üssü için ayrı bir bölüm açıldı. İncirlik'e bir savaş uçağının indiği andan itibaren buranın hedef olmasından endişe ediliyor. Ama çok önemli bir taviz karşılığında İncirlik konuşulur mu derseniz, o siyasi iradenin vereceğe karara bağlı...

IŞİD'e karşı koalisyonda yer alacağını açıklayan Türkiye, bir kara harekatına girecek ve havadan operasyonel güç olacak mı? Türkiye, kara harekatından güvenli bölgelerin güvenliğini sağlamak için yapılacak harekatı anlıyor. Hava operasyonlarına katkımızı ise Uçuşa Yasak Bölgenin denetiminde yer alma olarak tarif ediyor.

Kılıçdaroğlu ile ne konuştuk

'Kılıçdaroğlu'nu nasıl dinlemişler' başlıklı yazım üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aradı.

Aramızda güzel bir konuşma geçti.

Her zaman ki nazik üslubu ile 'Bilmenizi istedim' dedi. Ben de konuştuklarımı yazma konusunda kendisinden izin istedim.

CHP liderinin Özel Kalem Müdürü Şükran Kütükçü, 64 VİP dinleme kapsamında verdiği ifadede, dinlenilen telefonlardan birisinin üzerine kayıtlı olduğunu ve bu numaranın Kılıçdaroğlu tarafından kullanıldığını beyan etmişti.

Kemal Bey, ifade metninde yer alan bu bilgiyi doğruladı. 'O zaman beni dinlemek için özel bir çaba vardı. Ben de dinlenildiğimin farkındaydım' dedi. Sonra anlatmaya başladı.

'Ben o dönem CHP Grup Başkanvekiliydim. Elimde yolsuzluk dosyaları vardı. Ben onları takibe almıştım. O zaman beni dinlemek için özel bir çaba vardı. Ben de onun farkındaydım '

Kemal Bey, o zamanki dinlemeyle ilgili bir de anekdot aktardı.

'Cumhuriyet Gazetesi'nden İlhan Taşçı ile konuşuyorduk. O sıralarda güzel haberler yapıyordu. Ben de her gün yeni bir bomba patlatıyorsun demiştim. Bu bile dinlenip Ergenekon dosyasına konuldu. Hem de konuşmamdaki bomba bold yapılmıştı.'

Kemal Bey konuşmamız sırasında birkaç kez AK Parti ile paralel yapı arasındaki ilişkilerin bozulduğu, 17 Aralık tarihine özel bir vurgu yaptı. O zamana kadar araları gayet iyiydi, ta ki 17 Aralık tarihine kadar anlamında...

Kemal Bey'le tane tane konuştuk.

Bir dedik.

Kemal Beyi, 'Hani sana Adana'daki MİT Operasyonunun görüntülerini izletmişler diye bir rivayet dolaşmıştı ya, izlediğin sırada senin de görüntülerini çektiklerinden emin ol' diye uyarmıştım.

'Bana silahlarla ilgili özel bir çekim izletilmedi' dedi. Ama bir görüntü izletilmiş. 'Benim özel olarak izlediğim komplo olduğu iddia edilen çekimleri Erdoğan'ın izlerken olan görüntülerini izledim' dedi. Kılıçdaroğlu, daha önce gündeme getirdiği Baykal'la ilgili görüntüleri kast ediyordu.

İki dedik.

Kılıçdaroğlu, 'Benim telefonlarımın dinlenilmesi talimatı Erdoğan tarafından verilmiştir' diye bir iddia gündeme getirdi. Bunu neye dayandırdığını sordum.

Yani bu konuda elinde bir belge ya da tanık var mıydı?

Onun yerine Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde yaptığı konuşmalara gönderme yaptı.

'AK Parti grubunda, senin nasıl nefes aldığını biliyorum demişti. Benim, eşimin, çocuklarımın telefonları dinleniyor, Erdoğan'a servis ediliyordu' dedi.

Bir iddiada daha bulundu.

'Bizim Meclis'te yemin etmediğimiz dönemdi. Erdoğan Kütahya'da yemin için gidecekler demişti. Oysa o bizim aramızda özel bir görüşmede alınmış bir karardı. Erdoğan'a servis edildi, oradan biliyordu'

Erdoğan'ın, 3 Temmuz 2011 tarihinde Kütahya- Simav'da yaptığı konuşmayı kast ediyordu. Erdoğan, 'Arkadaşlarımız yemin etmedikçe, biz 4 yıl da olsa yemin etmeyeceğiz dediler. Bu sözü unutmayın. Tükürdüklerini yalayacaklar, göreceksiniz' demişti. Bu sözden 8 gün sonra CHP Meclise girmiş ve yemin ederek yasama görevine başlamışlardı.

Gelelim paralel yapıyla işbirliğine.

Daha önceki görüşlerini tekrar etti Kılıçdaroğlu.

'Biz devletin içinde ayrı bir devletin olmasını istemiyoruz. Seçilmişler seçimle gelsin seçimle gitsin. Eğer devletin içinde bir paralel yapı olduğu iddia ediliyorsa, bu Erdoğan sayesinde kuruldu'

Nokta...

Kemal Bey'in açıklamaları, hatta iddiaları bunlar.

Aktarmak bana, taktir size ait.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.