1. YAZARLAR

  2. Davut Hoca

  3. KİRLENMENİN BOYUTLARI
Davut Hoca

Davut Hoca

Yazarın Tüm Yazıları >

KİRLENMENİN BOYUTLARI

A+A-

 

Yıllar önce, daha öğrencilik yıllarımda iken, ilden ilçeye evime giderken minibüste okumak için bir kitap almıştım, ‘Kirlenmenin Boyutları’ diye. Kitap, tam olarak anımsayamamakla birlikte, dünyadaki çevre kirliliği konusunda yazılmıştı. Bu günlerde, bazı haber başlıklarını okuduğumda bu kitabın ismini anımsadım ve ‘asıl kirlilik olan insanın kirlenmesinin bu seviyelere kadar geleceğini kim düşünebilirdi ki’ diye aklımdan geçirdim. Tabi benim bahsettiğim haber başlıkları, hani gazetelerin üçüncü sayfa haberleri niteliğindeki vaka-ı adiyeden haberler niteliğinde. Yani, artık sıradanlaşmış, kanıksanmış haberler türünden.

Şu hayatta en tehlikeli şey, olumsuz durumların artık sıradanlaşması, kanıksanır hale gelmesidir herhalde. İnternet denilen sosyal medya bataklığı, iki ucu keskin bıçak, yeryüzünde olan biten her türlü rezilliği adeta teşvik edercesine servis etmekte, kendisine nerede bir malzeme bulduysa, toplumun milli manevi hiçbir dinamiklerini, dengelerini, değerlerini kaale almadan ve hiç de umurunda olmadan kullanmaktan imtina etmemekte, acımasızca ekranlara taşıyarak toplumun bu kirlenmeden payını almada çok büyük hizmetler yapmakta(!). İyiliğin yayılması ne kadar önemli ve hayati ise, kötülüğün yayılması da o derece tehlikeli ve korkunçtur. Dünyanın herhangi bir köşesinde işlenen bir cürüm, geriye kalan insanların da nefis ve hevaları için tabiri caizse emsal karar, şeytan için ise bulunmaz bir reklam ve propaganda malzemesi oluyor. Reklamın iyisi kötüsü olmaz kabilinden bir çirkeflik olmayagörsün, anında dünyanın her yanında adeta uygulamayı bekleyen uygulayıcılar gibi hemen hayata geçiriveriyorlar. Kötülük, o kadar çabuk ve büyüyerek yayılıyor ki hayret edersiniz. Arif Nihat Asya, Naat’inde; “Biz bu dünyadan nereye Göçelim, ya Muhammed? Yeryüzünde, riya, inkâr, hıyanet Altın devrini yaşıyor.. Diller, sayfalar, satırlar (Ebu Leheb öldü) diyorlar: Ebu Leheb ölmedi, yâ Muhammed; Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!” diye haykırıyor. Hakikaten, Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor.

Bir zamanlar, reklamın birinde şöyle bir slogan geliştirilmişti; “kirlenmek güzeldir” diye. Bunun zihni altyapısını düşündüğümüzde, hiç de masumca söylendiğini düşünemeyiz. Kirlenmenin güzel olduğunu söyleyen, babamızın ve dolayısıyla bizim de düşmanımız olan şeytandan başka kimin işine yarar ki.. Zaten kirlenmenin güzel olduğunu kabul etmekle başlıyor her şey. Ondan sonrası çorap söküğü gibi geliyor. Şimdi, kirlenmenin güzel olduğunu, sosyal medya bataklığındaki tüm enstrümanlar ağız birliği etmişçesine hep birlikte koro halinde dillendiriyorlar.

Kirlenmenin boyutları o kadar korkunç boyutlara vardı ki, şu başımıza musallat olan virüs bile nerdeyse bu kirlenmeyi biraz da sekteye uğrattığı için bize teselli gibi geldi. Evet, maalesef bu derece garipsenecek bir kanıya varmış olduk. Çünkü şu virüs belası insanları bir müddet olsun evlerine hapsetti, kirlenmenin bilfiil gerçekleştiği birçok mekânı kapanmak zorunda bıraktı. Gerçi, kirlenmek için isteyen, yine bunun çeşitli yollarını buldu bulmasına da yine de eski rahatlıkları kalmadı.

Kirlenmenin aksine, yüce kitabımız bize her türlü temizliği, temiz olmayı, temiz kalabilmeyi öğütlemekte. Kurtuluşa erenlerin ise ancak temiz kalabilenlerin olabileceğini beyan etmektedir. “Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, muhakkak ki o, edepsizliği (yüz kızartıcı suçları) ve kötülüğü emreder. Eğer üstünüzde Allah'ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse asla temize çıkamazdı. Fakat Allah dilediğini arındırır. Allah işitir ve bilir.”(Nur/21) “Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene, nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.”(Şems/7)

Temiz kalmanın, temiz kalabilmenin şartları gittikçe ağırlaşıyor. Faizin kirletmediği, girmediği kapı çok az. İnternetin girmediği ve sulandırmadığı hiçbir hane kalmadı gibi. Ahlaksızlığın girmediği şekil, kılık yok gibi. Kirlenmenin boyutları artık akıl almaz bir hale geldi. Teknolojinin de bu kirlenmeye ivme kazandırması, çanak tutması, yardım ve yataklık etmesi, bu kirliliği kat be kat arttırıyor. Tabi bu kirliliğin bir de acı, hazin, zor, dayanılmaz geri dönütleri de var. Kirlenen gönüllerin, paslanan yüreklerin, tutulan akılların, bulanıklaşan zihinlerin olduğu yer ve mekânda cinnet ve cinayet halleri var. Evler yangın yeri. Her yer alev alev yanıyor görünmez ateşler içinde. Kirlenen her ev ve ailede feryatlar yükseliyor. Gazetelerin üçüncü sayfa haberleri artık sığmıyor bu sayfalara, birinci, ikinci sayfalar da artık bu çığırından çıkan insanların, evlerin, ailelerin haberlerini yazıyor. Ve hayalen zihinlerde bir küçük çocuğun sokaktan geçerken, “yazıyor, yazıyor, yangın yerine dönen evlerin halini yazıyor!” şeklindeki bağrışları çınlıyor kulaklarda. Tüm bu olup bitenleri, köşesinde kıs kıs gülerek izleyen şeytan ise zevkten dört köşe. Adem’den yarım kalan bir hesabı tahsil etmenin keyfiyle iyice semizleşmiş bir halde keyfine diyecek yok.

Ne gerek vardı bunca vaveylaya, hır güre, tantanaya. Bir gölgelik yer olan şu dünyada biraz soluklanıp gidecektik. Eşrefi mahlukat olarak yaratılan insanoğluna yakışmayacak, Yaradanına verdiği söze aykırı, onun yeryüzündeki şerefli makamına ters düşen nice vukuatlarla ölen insanlarla doludur mezarlıklar. Yine bu yollarda telef olup giden insanlarla doludur hapishaneler. Bu itiş kakışlarla, kavgalarla yaralanlarla doludur hastaneler. Üstelik bu sadece bu dünyadaki faturası, bir de diğer tarafta mahsuplaştırılacak hesaplar var. Yıkılan ocaklar, yetim-öksüz kalan çocuklar, dul kalan kadınlar, evlatlarından ayrılan yüreği yaralı anne-babalar. Hâlbuki bizleri yoktan var eden Yaradanımız, bizim bu şekilde heba olup gitmemize engel olacak nice eşsiz tedbirler, kaideler vermiştir bizlere. Yüce kelamında, bizlere haram işlemeyin demiyor, harama yaklaşmayın diyor ve bizimle haram arasında çok güçlü bir kalkan oluşturuyor. Haram ile aramıza mesafe bırakıyor, bizi riske sokmuyor, şeytanla kumara oturmamıza asla müsaade etmiyor. Tehlikeli sularda yüzmemize razı olmuyor. En hissiyatlı babadan daha bir şefkatle, merhametle kucaklıyor bizleri. Büyük hesap gününde bizleri nelerin beklediğini çok iyi bildiği için bu haramsavar sistemi kuruyor bizim için. İnsanı en çok telef eden ve cehennem çukurunun dibine gömen zina için aldığı ve bizleri uyardığı tedbire bakar mısınız Allah aşkına!; “Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur.” (İsra/32) Zina yapmayın demiyor, yaklaşmayın diyor, riski en aza indirgiyor, minimize ediyor, ihtimali sıfıra indiriyor. Bize uyarılarını şöyle sürdürüyor; “(Resûlüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.”(Nur/30) “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar...” (Nur/31)

Evet, bizden haberdar olan, bizim temiz kalarak mutlu sona, sahili selamete ermemizi isteyen bir Rabbimiz var. Ha, şunu da belirtmeden geçmiyor; “Ancak tövbe edip halini düzelterek gerçeği söyleyenler başka. İşte onları ben bağışlarım. Ben çok merhamet ediciyim, tövbeleri çokça kabul ederim.”(Bakara/160) “Her kim de işlediği zulmünün arkasından tövbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” Mâide/39 "Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin. Şüphesiz Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir." (Hûd/ 90)

Kirlenmek güzel değildir, temiz kalabilmek güzeldir. Peygamberimizin(sav) de dediği gibi; “Allah temizdir, temiz olanları sever.”

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.