Zeki SAVAŞ

Zeki SAVAŞ

Zeki SAVAŞ
Yazarın Tüm Yazıları >

Keramet

A+A-

Kur'an'da ismi geçen tek ay ramazan ayıdır. Allah u Teâla bu ayı Kur'an'ın indirildiği ay olarak tanımlıyor. 

Ramazan ayı, Allah'ın ayıdır, şehrüllahtır. Bu ayda farz kılınan orucun da müstesna bir yeri vardır.

"Oruç benim içindir ve onun ücretini sadece ben veririm" kudsi hadisiyle ilgili İbn-i esir şöyle der:

 "Bu kudsi hadisteki noktalardan biri, müşrik ve putperest milletlerden hiç biri putları için oruç tutmamıştır. Müşrik ve putperest milletler kendi putları için namaz kılmış, kurban kesmiş ve bazı merasimlerde bulunmuşlardır ama oruç tutmamışlardır. Diğer ibadetlere şirk karışmış ve Allah'ın dışındaki bazı varlıklar için eda edilmiştir ama oruç Allah'ın dışındaki hiçbir batıl mabud için eda edilmemiştir. Hiçbir putperest oruç tutmadığı için oruçta şirk koşmamıştır. Bunun için Allah u Teala orucu kendisine has kılmış ve kendisine isnad etmiştir."

 

Sadece Allah'a has olan bir ibadetin cari olduğu bir ayı idrak ediyoruz bugünlerde. 

Ramazan ayı müminlerin Kur'an okumaya davet edildikleri aydır. Muhasebe ayıdır.

 

Ramazan ayının muhasebe açısından önemine binaen bazı arifler, Ramazan ayını kendileri için yılbaşı olarak telakki ederler. Bu ramazandan öteki Ramazana kadar geçen sürede hesap kitapların yapar, kar ve zararlarını saptamaya çalışırlar. 

Ramazan özgürlüklere kavuşabilme imkânının olduğu bir aydır. Peygamberimiz, "Ey İman edenler! Nefisleriniz kuşkusuz amellerinizin rehineleri durumundadır. İstiğfarınızla nefislerinizi özgürleştiriniz" diyor.

Rehin düşmüş nefisleri istiğfar ile özgürleştirme imkânının en yüksek olduğu aydır Ramazan.

 

Kur'an ile ünsiyetin artması gereken, Kur'an'ın tilavet edilmesi gereken, Kur'an'dan maksimum düzeyde istifade imkânının oluşturulması gereken aydır Ramazan. Bunun için bazı konulara dikkat edilmesi icap eder. 

 "Ağızlarınızı temizleyiniz. Çünkü ağızlar, Kur'an'ın yollarıdır" şeklinde rivayetler vardır. Ağız, Kur'an'ın geçtiği yoldur. Bu yolun temiz olması gerekir. Buradaki temizlikten kasıt maddi temizlik değildir; manevi temizliktir. Haram veya şüpheli şeyleri yememek bunların başında gelir. Haram lokmanın geçtiği yol kirlenir. Haram yiyen ağızdan geçen Kur'an matlup etkiyi göstermez. Haram ve şüpheli konular ağızdan geçerse orayı kirletir. Haram olan şeyleri konuşan, gıybet eden, küfür eden, iftira eden, insanları tahkir ve tezyif eden ağızdan geçen Kur'an, beklenen etkiyi yapmaz. Saf ve berrak kaynaktan gelen Kur'an, haram lokma ve haram konularla kirlenmiş ağızla okunduğunda Kur'an'ın feyzinden ve anlam derinliklerinden yararlanma imkânı ya yok olur veya minimum düzeye iner. Ağzımız kirli ise, okuduğumuz Kur'an'ın hem kendimize etkisi olmaz hem de başkalarına da bir katkımız olmaz. Kendimiz nasibimizi almamışken başkalarına ne verebileceğiz? 

Genel olarak bütün zamanlarda ve özel olarak da Ramazan ayında Kur'an'dan istifade edebilmenin iki yolu vardır:

Birincisi ağızların temiz olması.

İkincisi, kalplerin Allah'a yönelmesi. 

Kalplerini Allah'a yönelten insanlar için, bu yönelişin manevi ecrinden, Allah'ın takdir ettiği uhrevi ecirden ayrı olarak bir de müminlerin kalbinde Allah'ın bu insanlara karşı oluşturduğu muhabbet, ilgi ve alaka şeklinde bir ayrı ecri söz konusudur. Bu insanlara karşı müminlerin kalbinde özel bir ilgi ve alaka oluşur. "Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl." (İbrahim 37)

"İman edip salih ameller işleyenlere gelince, onlar için çok merhametli olan Allah (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır." (Meryem 96) 

İman edip amellerini salih hale getirenler, kalplerini Allah'a yöneltenler için Allah u Tebareke ve Teâla onlar için müminlerin kalbinde bir sevgi yaratır. Bu, büyük bir makamdır, büyük bir ecirdir. Allah'ın mahbubu olmak ve müminlerin mahbubu olmak.

Orucun takva ve kerametle ilgisi ve ilişkisi üzerinde de hassasiyetle durmak gerekir.

Oruç insanı takvaya, takva da insanı keramete eriştirir. "Ey İman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz." (Bakara 182)

Umulur ki, takva sahibi olursunuz, takvaya erişirsiniz. Takva, ilahi yasaklardan sakınmaktır. İlahi hudutlara riayet etmektir.

Gerçek oruç, sahibini takvaya ulaştırır. Takva ise, kerim olmanın, kerametin, keramete ulaşmanın zeminidir, keramet için bir basamaktır. "Muhakkak ki, Allah yanında en değerli(ekrem) olanınız, O'ndan en çok korkanınız(etka)dır."(Hucurat13)

Takva ne kadar artarsa, insanın Allah nezdindeki değeri, kerameti o kadar artış gösterir. Oruç, takvaya; takva da kerim olmaya, keramete götürür insanı. Kerim olmak, meleklerin sıfatlarındadır. "Bilakis (melekler) lütuf ve ihsana mahzar olmuş kullardır (mükremun)"(Enbiya26) "Hayır! Şüphesiz bunlar (ayetler), değerli ve güvenilir kâtiplerin (kiramin berere) elleriyle (yazılıp) tertemiz kılınmış, yüce makamlara kaldırılmış mukaddes sahifelerde bir öğüttür, dileyen ondan öğüt alır." (abese 11-16)

Bu iki ayette melekler keramet sahibi kiram ve mükremun olarak tavsif ediliyorlar. Oruç insanı takvaya, takva da insanı meleklere yaklaştırıyor, onların vasıflarına ulaştırıyor. Çünkü takva insanı günahlardan uzaklaştırıyor. Günah işlememek de meleklerin sıfatıdır. Öyleyse takva sahibi, keramet sahibi insan günah işlemez. Günah işlemedikçe takva ve kerameti artar. Aynı oranda da Allah nezdindeki saygınlığı ve değeri artar. En ekrem olan en etka olandır. Yani kerameti en fazla olan, takvası en fazla olandır. Takvası en fazla olan, en fazla günahlardan kaçınan insan demektir. Oruç-takva-keramet arasında bu türden bir ilişki vardır.

Tuttuğumuz orucun nasıl bir oruç olduğunu test etmek istiyorsak, orucumuzun ne kadar takvaya vesile olduğuna bakmalıyız. Orucumuzun bizi ne kadar kirlerden ve günahlardan uzaklaştırdığına bakmalıyız.

Oruç insanı yeme içmeden uzaklaştırır. Oruç bu yönüyle de insanı meleklere yaklaştırır. Çünkü melekler de yemez ve içmez. Midenin boşalması, insanın günahlardan uzaklaşmasına uygun zemin hazırlar. Açlık ve susuzluk, takvaya ulaşmak için uygun bir zemindir. Eğer bu uygun zeminden istifade edemezsek, bize sadece açlık ve susuzluk kalır. Elindeki imkânı değerlendiremeyen insan konumuna düşeriz.

Bu mübarek ayda konuşması zikir, sükûtu fikir ve bakışı ibretlerle dolu müminlerden olmamız için Allah'tan yardım dileyelim.

Bu mübarek ayda Allah u Teâla’nın sevab ve cezaya ilişkin vaadlerini kendi gözleriyle görüyor gibi hareket eden ve bu sebeple Allah'tan korkup ahirete yönelen kimselerden olmak için Allah u Tebareke ve Teâla’dan istianette bulunalım.

Bu mübarek günlerde mel'un Baas rejiminin tank ve toplarıyla canlarını veren Suriyeli Müslümanların selamete çıkması için hiç olmazsa dua edelim.

Afrika'da açlıktan çocuklarını tek tek yolda kaybeden ve onları küçük bir mezara dahi koyamayan annelerin yüreklerine bir parça teselli verebilmek için yardım kuruluşlarına gerekli yardımları ulaştırmakta gerekli duyarlılığı gösterelim.

Bu mübarek ayın bütün Müslümanlar için manevi ve maddi başarılara vesile olmasını Mevla'dan niyaz edelim.

Kaynak:fitrat.com

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.