1. YAZARLAR

  2. Markar ESAYAN

  3. İyi de bu darbeyi kim yapacak?
Markar ESAYAN

Markar ESAYAN

Serbestiyet
Yazarın Tüm Yazıları >

İyi de bu darbeyi kim yapacak?

A+A-

KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık Yurt gazetesinin cevval muhabirlerine şöyle diyordu:

'Eğer Erdoğan bu politikalarında ısrar ederse, bu ya Mısır gibi bir darbeye ya da iç savaşa yol açacaktır. Irak ve Suriye'nin yaşadığı duruma düşecektir Türkiye. Eğer Türkiye toplumu bunu istemiyorsa, hükümete karşı demokrasi mücadelesini yükseltmelidir.'

Bayık'a göre artık ne Kandil'in, ne de Türkiye toplumunun 'Erdoğan'ın zulümlerine' karşı tahammülleri kalmıştı. Bayık 'Gezi Parkı olayı bir demokrasi gösterisiydi ve AKP, Gezi Parkı hükümeti devirmek için dış güçlerin yaptığı bir oyun, darbe teşebbüsü diyor' diye devam ediyordu.

Oysa Öcalan da Gezi'yi Paris suikastları ile birlikte değerlendirdiğini söylemiş, 17-25 Aralık için de net şekilde darbe tanımında bulunup 'Bu darbe ateşine odun taşımayız' diye konuşmuştu. (Malum medya bu ilk açıklamayı özellikle gömdü.)

Sabrı taşan Bayık karşılanmayan iki beklentiden bahsediyor. İlki Öcalan'ın müzakere şartlarının oluşturulması. Diğeri ise yerli/yabancı gözlemci bir heyetin kurulması...

Meclis'ten Çözüm Süreci yasası geçmişken, sekreterya, gözlemci kurul, heyetlerin çeşitlenmesi gibi adımlar için son aşamaya gelinmişken, her nedense Kandil'in tahammülü tükeniyor ve 6-7 Ekim yaşanıyordu.

O Kandil ki Türkiye'yi terk etmek için iki yıl bile bize yetmez demişti.

Bayık İmralı'ya giden heyet konusundaki sıkıntılardan bahsederek zayıf içeriği tahkim etmeye çalışıyordu. Oysa Öcalan bu konu için de 2013 ağustosunda Demirtaş'a 'Bunları önemsemeyin, teferruatlara takılmayın, büyük resme bakın, önemli olan sürecin ilerlemesidir' demişti.

Demirtaş bir soru üzerine de yaklaşan yerel seçimlerde hükümet karşıtı cephede yer almayacaklarını da ifade etmişti o söyleşide...

Diyelim ki, ülke Çözüm Süreci'nin başlamasından beri Paris suikastlarını, İmralı zabıtları provokasyonunu, Gezi ve 17-25 Aralık darbelerini hiç yaşamadı. Diyelim ki iki seçim öncesi yaşanan olağanüstülükler tefferruattı. Ve diyelim ki 30 Eylül'de açıklanan Demokratikleşme Paketi'nin, Çözüm Süreci yasasının hiçbir anlamı yoktu...

Hükümetin Kobani hassasiyetini geç fark etmiş olması ve adımlarda 'yavaş' kalması, Kandil'in barış masasını tekmelemesini, çekilme dahil hiçbir sözünü tutmamasını, 6-7 Ekim ayaklanmasını açıklıyor mu?

İran her ay düzenli bir şekilde bir düzine PEJAK'lıyı idam ederken sabrı tükenmeyen Kandil, yüz yıldır Dersim dahil Kürt sorununun müsebbibi ulusalcılara gösterdiği muhabbetin binde birini hükümete gösterse 50 insanımız hayatta olmaz mıydı?

Kandil'in ya aklı karışık, ya da aklımızla alay ediyor.

Öcalan 6-7 Ekim olayları öncesinde şu açıklamayı yapmıştı.

'Kobani kuşatması sıradan bir kent kuşatması olmanın çok ötesinde, sadece Kürt halkının demokratik kazanımlarını hedeflemekle kalmayıp Türkiye'yi de yeni bir darbe sürecine sokacaktır. Bu katliam girişimi amacına ulaşırsa hem süreci sonlandıracak, hem de yeni ve uzun sürecek bir darbenin temellerini atacaktır.'

Aynı uyarıyı HDP'nin İmralı kanadından Sırrı Süreyya Önder de tekrarladı, 'Darbe mekaniği işliyor' dedi...

Önder bunu söyledi diye sadece sol mahalleden değil, Ahmet Hakan'dan bile zılgıt yedi, Bayık'a şikayet edildi.

Peki, Öcalan'ın uyarı, Bayık'ın da tehdit olarak ifade ettiği, malum medya ittifakının da gizleyip demokratik tepki diye güzellediği bu darbeyi kim nasıl yapacak?

İçsavaşı kim çıkaracak?

Açıkça PKK üzerinden bir içsavaş/darbe tehdidi yapıp, sonra bunun öznesini gizlemek, yaşanacak her şeyin sorumlusunun da her halükarda hükümet olacağı kampanyasını yapmak gerçekten maharet isteyen bir davranış...

Medya üzerinden sürece karşı ahlaksız bir muhasara var; barışı önceleyen linç, savaşı körükleyen baştacı ediliyor. Utanmadan da diktatörlükten, düşünce ve ifade özgürlüğünden bahsediyorlar sonra.

Süreç en ciddi krizini yaşıyor. Darbe/iç savaş kıskacında barış iradesi boğulmaya çalışılıyor.

Kanımca bu kriz de aşılacak ve yola daha sağlam çıpalarla devam edilecek. Yoksul Türk ve Kürt gençlerimizi bu kötücül ejderhaya artık kurban vermeyeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.