1. YAZARLAR

  2. Cafer SOLGUN

  3. İthal seçmen olmaz, ithal aday verelim
Cafer SOLGUN

Cafer SOLGUN

Yazarın Tüm Yazıları >

İthal seçmen olmaz, ithal aday verelim

A+A-

CHP’nin ultraulusalcıları kazan kaldırdı ve Kemal Kılıçdaroğlu kurultay kararı verdi. Ulusalcılar içlerindeki en “popüler” kişiyi genel başkan adayı olarak Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkaracak ve muhtemelen kaybedecekler. Sayın Kılıçdaroğlu kurultaydan güvenoyu aldıktan sonra sırtında taşıyarak Meclis’e getirdiği ve partinin kritik görevlerini teslim ettiği bu hizbe karşı daha az “tahammül” göstereceğini söylüyor. Fakat partiyi temsil görevlerinden uzaklaştırılacağı anlaşılan bu hizip partiden ne ayrılır ne de uzaklaştırılır. Dolayısıyla “kavga” sürer gider. Mesele şu ki bu “kavga” ideolojik ya da ilkesel değil.

İronik olan, bu zihniyet olarak “fosilleşmiş” ultraulusalcı hizbin “parti soldan uzaklaştı” demesi. Ekmeleddin İhsanoğlu hezimetini bu söylemle eleştiriyor ve CHP yönetimini “sol şeridi boş bırakmakla” (lafın sahibi Emine Ülker Tarhan) itham ediyorlar. Bunlara kalsa başörtüsü “kamusal alanda” (ne demekse?) yasak olmaya devam etmeli, başörtüsüyle Meclis’e gelenlere “haddi bildirilmeli”, Kürtler Türklerle “eşit” olmak gibi gafil düşüncelere kapılmamalı, Aleviler bağrına taş basmaya devam edip kendilerini tanımayan “laik” sistemin “sigortası” olmak palavrasıyla yetinmeli, azınlıklar “yaşıyoruz işte, daha ne...” deyip şükretmeli, işçiler, emekçiler, ezilenler hak-hukuk arayışını kendilerine gösterilen sınırları zorlamadan yürütmeli. “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü” ideolojisi, askerin teminatı altında ve siyasiler her gevşediğinde ayar verilerek ilelebet payidar kılınmalı...

Bunların “solculuğu” böyle bir şey. Yani Hitler’in “nasyonal sosyalizmi” ya da Maocu eskisi “İP” solculuğu gibi bir şey. Irkçılık, şovenizm gibi bir şey. Faşizm gibi bir şey. Ama evrensel manasında sol olmakla alakası olmayan bir şey...

Kılıçdaroğlu’nun İhsanoğlu’nun CB adaylığını savunurken söyledikleri de maalesef daha az ironik değil. “Başka bir yerden seçmen ithal edecek hâlimiz yok, tabii ki sağ seçmenden oy almak istiyoruz” diyor (16 Ağustos 2014, Milliyet). Ulusalcı hizbin “doğal lideri” Deniz Baykal’ın Süleyman Demirel’in adamlarını Meclis’e taşırken düşündüğü de buydu. Yani aslında Kılıçdaroğlu Baykal’ın mucidi olduğu bir “taktiği” zorluyor. İlk bakışta “mantıklı” görünen bu sözlerin dayanağı olan zihniyet, en hafif deyişle sığ olmakla malul. Tutmadığı hâlde ısrar edilen bir tür “takiyye” yaklaşımı olduğu da söylenebilir.

Yeni seçmen ithal edemezsiniz elbette. Bunu yapamadığınıza göre “o zaman aday ithal edelim” demek midir doğrusu? Bunun yerine sahici bir sosyal demokrat seçenek hâline gelmek diye de bir tercih hakkınız var mesela.

Ne var ki CHP kurultayında partinin üzerinde durduğu ideolojik zemin bakımından kayda değer bir değişim olmayacağı anlaşılıyor. Ve zaten kurultay da bunun için toplanmıyor.

Bu CHP, yıllardır kendisi olamadığı gibi sahici bir demokratik sol, sosyal demokrat seçeneğin ortaya çıkmasını ve gelişmesini de bloke ediyor. Oysa AKP politikalarına tam da demokratik, özgürlükçü bir açıdan muhalefet edilerek “alternatif” olunabilir. Seçmen nezdinde etkileyici, inandırıcı, çekici olma şansı bu şekilde ortaya çıkar.

CHP’nin yenilenmesi ancak ve sadece “tek parti” mirasını sorgulamak ve beraberinde sosyal demokrat iddiasına ciddiyet kazandıracak bir dönüşüme cesaret etmesiyle mümkün olabilir.

CHP’nin olamadığı, başaramadığı, bu gidişle başaramayacağı da bu.

Ancak siyaset daha fazla bu boşluğu taşımaz. Nitekim HDP ve Selahattin Demirtaş “bir ihtimal daha var” dedirtiyor...

[email protected]

Twitter: @CaferSolgun

Önceki ve Sonraki Yazılar