1. YAZARLAR

  2. Ali Bulaç

  3. İslam: Silm, teslimiyet ve selamet
Ali Bulaç

Ali Bulaç

Yazarın Tüm Yazıları >

İslam: Silm, teslimiyet ve selamet

A+A-

İslamiyet’in ne olduğu sorusuna verilecek en kestirme cevap şudur: Kişinin kendi nefsi yani öz varlığıyla; öteki hemcinsleriyle; diğer canlılar ve maddi tabiatla yani mahlukatla ve Allah’la barış içinde yaşamasıdır. Bu İslamiyet’in “silm” anlamının karşılığıdır. İslam’a dahil olmakla, barış, kurtuluş, esenlik, emniyet sağlanmış olmaktadır. Allah’ın insandan istediği kendisine teslimiyetle bunların sağlanmasıdır. Allah, hem bunları istiyor hem de mümkün yollarını gösteriyor. Demek oluyor ki “silm” için “teslimiyet” gerekir ve her ikisi olmadıkça “selamet” mümkün değildir. Kısaca İslamiyet silm, teslimiyet ve selamettir.

Bu tanımıyla kabule şayan doğru ve muteber tek din İslamiyet oluyor. Çünkü İslamiyet, geçmiş bütün vahiyleri, kutsal kitaplardaki doğru mesajları, hakikate ve hikmete ilişkin özleri teyid eder, onları tamamlar. Bu özelliğiyle İslamiyet tek dindir, din’in ta kendisidir yani Ed Dindir. “Ed Din” geçmiş bütün dinlerin özlerini taşıyan ve kemale erdirilen din, yani İslam’dır: “Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim.” (5/Maide, 3).

Bu ayet, hem tarih boyunca süren dini tebliğin hem tedricen inen İslam dininin tamamlandığını, kemale erdirildiğini bildirmektedir. Bundan sonra peygamber gelmeyeceği gibi, Nebi ve Rasul sıfatıyla din tebliğ eden de olmayacaktır. Şu veya bu isim altında din tesis etmek isteyenler, kendilerine peygamber (Nebi-Resul) misyonu yükleyenler, Allah adına konuştuğunu, vahy aldığını iddia edenler hiçbir şekilde kaale alınamazlar. Bunlar sadece yalancı (kezzab) kimselerdir. Çünkü zincirin son halkası tamamlanmış, nübuvvetin mührü vurulmuştur. İnsanların kendileri için yol haritası olarak seçebilecekleri tek doğru din İslamiyet’tir. 
      « Dinin tamamlanması, kemale erdirilmesi » din konusunda son sözün söylenmiş, noktanın konulmuş olması anlamına gelir : 
      «Rabinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. Onun sözlerini değiştirebilecek (kimse) yoktur. » (6/En’am, 115).

Söz söylenmiş, mesaj tamamlanmış, inanç (akaid/akide) formüle edilmiş; Hakikat’le ilgili son bilgiler gelmiştir. İnsan hakikate ulaşmak, varlığın, yaratılışın anlam ve amacını öğrenmek istiyorsa Son Vahy’e başvuracak, hem dünyada hem ahirette sahici huzur ve mutluluğu elde etmek istiyorsa, Son Elçi’nin öğrettiği ve tebliğ ettiği çerçevede, yani İlahi Hükümlere göre düzenlemeler yapıp yaşayacaktır. 
      Diğer dinlerle İslamiyet arasında yapılacak bir mukayese bize « kemale erdirilmiş din »in şu  özelliklere sahip olması gerektiğini gösterecektir:
      1) Kamil bir dinin kapsamlı ve bütüncül bir varlık görüşüne, başka bir ifadeyle ihatalı bir alem tasavvuruna sahip olması,
      2) Beşeriyetin yaşadığı tarihte derin izlere ve tarihsel sürekliliğe sahip olması,
      3) Hayatın anlamı ve amacına ilişkin tatminkar açıklamalar ihtiva etmesi, 
      4) İnsan fıtratına, nefsin kontrolünde olmayan selim akla ve beşerin temel, asli ihtiyaçlarına cevaplar verebilecek hükümler taşıması,
      5) Dünya ve ahiret mutluluğunun tahakkuku ve elde edilmesini sağlayan bütüncül bir yol haritası sunması.

İslam dini, Kur’an ve Hz. Peygamber’in Sünnetini esas alan İslam bilginlerinin tasnif ettiği üzere, insan ve toplum hayatının bütüncül kavranması, gerekli düzenlemelerin yapılıp hayatın Allah’ın rızasına ve iradesine uygun biçimde yaşanması amacıyla “itikat”, “ibadet”, “muamelat” ve “ukubat”a dayanmakta, bu alanlardaki konuları ve sorunların çözümünü birbiriyle ilişkili ve uyumlu kılmakta, başka bir ifadeyle hayatı birbirine zıt şubelere bölmeden tevhid etmektedir. Kamil bir din hayatı parçalara ayırıp her bir parçayı diğerleriyle çatışır konuma getirmek üzere özerkleştirmez ve insanın bölünmüşlüğüne, hayatın şizofrenleşmesine yol açmaz; tam aksine varlık görüşünün esasında vurgulandığı gibi birliği (Tevhid) esas alır; insanı da inançları, düşünceleri ve yaşama biçimiyle bu üst, birleştirici ve bütünleştirici ilkeye, yani Tevhid’e bağlar.

Bunun yanında İslam dini, hem ana kaynakları yani “asl”a, hem bu asıl’dan sonuç ve hüküm çıkarma yolu demek olan “usul”e sahiptir; asl ile usul bir arada dinin anlaşılması, yol göstermesi ve Allah’ın rızasına uygun bir hayatın, adalet, barış ve özgürlük ortamının tesisi; ebedi kurtuluş ve mutluluğun tahsili için fonksiyon görmektedir.

Söz konusu özellikler sadece İslam dininde toplanmış bulunmaktadır. Bu yüzden Allah katında ancak İslam dini, kamil manada dindir. Allah katında İslam’dan başka bir din geçerli, makbul ve muteber değildir. 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.