İnkılâp Rehberinin Kürdistan Çıkartması
İnkılâp Rehberi Ayetullah Hamaneyi, çok kapsamlı ve çok amaçlı bir program çerçevesinde 12 Mayıs 2009da İranın Kürdistan eyaletine gitti ve tam sekiz gün boyunca Kürdistanda yoğun bir çalışma programı yürüttü.
Bu gezi, Ayetullah Hamaneyin rehber seçildikten sonra Kürdistana yaptığı ilk inceleme gezisi olması, sekiz günlük bir zaman dilimine yayılması, gezide işlenen konular, bölgedeki gelişmeler ve zamanlama açısından üzerinde durulması gereken bir gelişmedir.
Öncelikle İnkılâp Rehberinin, dini lider olmanın yanında İran İslam Cumhuriyeti Anayasasının 110. maddesi gereğince devletin genel siyasetlerini belirleme ve uygulanmasını denetleme, bütün silahlı kuvvetlerin başkomutanı olma, genelkurmay başkanını, Devrim Muhafızları başkomutanını, her iki ordunun kuvvet komutanlarını, emniyet genel müdürünü, yargı başkanını, Radyo ve Televizyon Kurumunun başkanını, Şuray-ı Nigehban üyelerinin yarısını atama, savaş ve barış ilan etme, referanduma gitme, cumhurbaşkanını azletme ve hükm-ü hükümeti babından yasama, yargı ve yürütmeyi bağlayacak hükümler sadır etme gibi esaslı görev ve yetkilerle donanmış biri olduğunu hatırlatmakta yarar var.
İnkılap Rehberi, yaklaşık on yıldır senede bir iki eyalete bu türden geziler düzenler ama bildiğim kadarıyla hiçbir gezisi sekiz günü bulmamış, en uzun gezisi 6-7 günü geçmemiştir. Ayrıca Kürdistan gibi gitmediği daha başka eyaletler de vardır.
İran Kürdistanının iki önemli özelliği var. Kürd ve Sünni olması. Yani ziyaret edilen bölge insanıyla Rehber arasındaki ırk ve mezhep farkını dikkate alarak olaylara bakmak gerekiyor.
Kürdistan halkı gerçekten görkemli ve coşkulu kalabalıklar halinde Rehberi karşıladı. Kürdistan Eyaletinin merkezi Senendecdeki konuşmaya, Merivan, Bicar ve Sakkızdaki konuşma törenlerine il ve ilçe merkezlerinden ve hatta kırsal kesimden çok yoğun bir ilgi ve katılım vardı. Merivandaki törene kırsal kesimden katılım o kadar fazlaydı ki, bazı köyler tamamen boşalmış durumdaydı. Kürd halkının ilgisi, İran Kürdlerinin ezici çoğunluğunun rehberiyetle olan ilişkilerini ulus ve mezhep faktörlerinin üzerinde değerlendirdiğini göstermektedir. Sakkız Cuma İmamı Mamosta Hüseyinzade, Rehberin Sakız halkına hitap etmesinden önce yaptığı konuşmada, halkın bu coşkulu karşılaması, vahdeti ve halkın birliğini, bu halkın İslam devleti ve onun rehberine bağlılığını göstermektedir diyordu. Rehber de Kürdistandaki son konuşmasında, Kürd halkının İslama ve İslam nizamına vefası, bir hakikat idi. Bu hakikat, bu gezide bütün İran milleti için, İranın dostları ve düşmanları için daha belirgin bir şekilde açığa çıkmış oldu diyordu.
İnkılâp Rehberi, gittiği her yerde ilk önce devrimde ve savaşta şehid olanların bulunduğu şehitler mezarını ziyaret etti. Şehid aileleriyle toplantılar yaptı bazı şehid ailelerinin evine gitti.
Senendecde Kürdlerin bulunduğu tüm eyaletlerdeki aşiret reisleri ve ileri gelenlerinin, sanatçıların, edebiyatçıların, akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve bölge yöneticilerinin katıldığı çok geniş kapsamlı bir toplantı yaptı. (Kürdistan eyaleti tüm Kürd bölgelerini kapsamıyor, Kürdlerin bir kısmı Doğu Azerbaycan ile Kirmanşah eyaletlerinde bulunuyor) Toplantıda önce yaklaşık iki buçuk saat boyunca katılımcıların temsilcileri tarafından yapılan konuşmaları dinledi, eleştiri ve önerileri not aldı sonra konuşma yaptı.
Senendecde üniversite öğrencileri ve öğretim görevlileriyle ayrıca özel toplantı yaptı ve burada da uzun uzun öğretim görevlileri ve öğrencilerin görüş ve önerilerini dinledi, sonra onlara hitap etti.
Kürdistandaki bilimsel gelişmelerin sergilendiği özel bir fuarı gezdi ve bilimsel çalışma yapan öğretim görevlileri ve öğrencilerle görüştü.
Ulema ve medrese çevreleriyle ayrıca görüştü, Kadiri ve Nakşibendî Tarikatlarına olan ilgi ve alakasını dile getirdi.
Senendecde dağ sporuna çıktı ve Kürdistanlı gençlerle yol boyu konuştu.
Merivana gittiğinde Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı ve bakanların tümü de Merivana gitti ve orada bölge yöneticilerinin huzurunda Rehbere Kürdistandaki faaliyetler, yürütülen projeler ve eksiklikler hakkında bilgi verdi ve bir tür bakanlar kurulu toplantısı yapıldı. Ahmed-i Necat cumhurbaşkanı olduktan sonra her ay bir eyalette bakanlar kurulunu toplayıp o eyaletle ilgili kararlar alıyor. Bu çerçevede Bakanlar Kurulu iki kez Senendecde toplanmıştı. Rehber bakanlar kurulunun daha önceki toplantılarında Kürdistan eyaletiyle ilgili kararların ne kadar hayata geçirilip geçirilmediğini yerinde inceledi ve hükümet üyelerini ve önemli bürokratları da oraya çağırdı. Kürd milletvekilleri de bu gezide İnkılab Rehberine eşlik ediyordu.
Merivandan sonra Bicara ve gezinin son gününde de Sakkıza gitti. Gidemediği diğer tüm il ve ilçelere de özel temsilcilerini gönderdi ve özel temsilciler gittikleri yerlerde görüşme ve incelemelerde bulundu, sorunları dinledi ve Rehbere rapor hazırladı.
İnkılab Rehberi, Kürdistandaki konuşmalarında özellikle şu konular üzerinde yoğunlaştı:
1-Mezhep farklılıklarının ihtilaf menşei haline getirilmemesi. Bu konuda çok önemli açıklamalarda bulundu. Her kim Ehl-i Sünnetin mukaddesatına bilerek veya bilmeyerek hakaret ederse, düşmanın işbirlikçisidir. Hakeza her kim Şianın mukaddesatına hakaret ederse düşmanın işbirlikçisidir. Bu türden konuşmalar şeri bakımdan haramdır, haram-ı şeridir diyerek mezhep ihtilafı çıkarmak isteyenlere sert uyarılarda bulundu. Bu tür insanların ne Şii ne de Sünni olduğunu, İslam düşmanlarına hizmet ettiğini vurguladı.
Radyo ve Televizyon Kurumuna Kürdistanda radyo ve televizyondan günde beş vakit Sünnilere göre ezan okutulmasının emrini verdi. Şimdiye kadar İranın her yerinde olduğu gibi Kürdistanda da radyo ve televizyondan günde üç kez ezan okunuyordu. Bunun üzerine Kürdistan Ulema Cemiyeti, memnuniyetini dile getiren bir bildiri yayınladı. Kadıri ve Nakşibendî tarikat önderleri de Rehberin kendilerine gösterdiği özel ilgiden dolayı bir bildiri yayınlayarak teşekkür etti.
2-Etnik farklılıkların ihtilaf menşei haline getirilmemesi. İnkılâp Rehberi, İranın belli bir ırkın üstünlüğüne dayanmadığını, belli bir ırkın adıyla anılmadığını, İranda yaşayan tüm tarihi kavimlerin İran milletini meydana getirdiğini, Kürdlerin de İran halklarının en asil unsurlarından olduğu konuları üzerinde durdu. Ayrıca Kürd halkının İslam düşmanlarının İran üzerindeki oyunlarını bozduğunu ve Kürd halkının İslama ve İrana bağlılığını takdirle anarak aynı duyarlılıkların korunması talebinde bulundu.
3-Kürd dili, edebiyatı ve sanatı üzerinde önemle durdu; bunların geliştirilmesi konularına ağırlık verdi ve Kürd kültürünün İranın milli serveti olduğunu dile getirdi.
4-Kürdistanın kalkınması konuları üzerinde çalışmalar yaptı, bu çerçevede yapılanlar ve yapılması gereken konuları hem gündemleştirdi hem de fiili olarak takip etti.
5-Kürdistandaki bilimsel gelişmelerin güçlenmesi için imkânların arttırılması konularını inceledi ve bu alandaki yatırımların arttırılmasını istedi.
6-İşsizlik sorununun çözümü için hükümete önerilerde, özel sektöre çağrıda bulundu ve bu konu üzerinde çalışmalar yaptı.
İnkılâp Rehberinin Kürdistan gezisi ve Kürdistandaki çalışmaları, uzun yıllardan beri sürdürdüğü rutin çalışmalardan biri miydi yoksa bu gezinin özel bir nedeni mi vardı? Bu soruya kesin bir cevap vermek mümkün olmamakla birlikte, gezinin son gününde Sakkızda yaptığı konuşmadaki sözleri, bölgede Kürdistan ile ilgili muhtemel bazı gelişmelerin olabileceğine işaret ediyor ve bu gezinin zamanlamasının, işaret edilen durumla alakalı olabileceğini akla getiriyor.
Rehber konuşmasında, Sınırın ötesindeki dostlarımız vasıtasıyla Amerikanın batı sınırlarımızın arkasında bilgi toplama, para dağıtma, silah verme, komplo hazırlama ve eylemci eğitmeyle meşgul olduğunu ve şom fikirler beslediğini biliyoruz. Bundan dolayı İran Kürdlerinin ve bütün milletin uyanık olması gerekir diyordu.
Amerikanın Irak üzerinden İran Kürdistanını karıştırma programı olabilir. Zira Amerika, otuz yıldır hangi yolu denediyse, İslami İranın gelişmesini ve güçlenmesini önleyemedi. Bu kez de Kürdistan üzerinde şansını denemek isteyebilir.
Kürdistan gezisinin nedeni her ne olursa olsun, şu bir gerçek ki, Türkiyede Kürtlerin seksen küsur yıldır uğruna mücadele ettiği ve PKKnin otuz yıldır kesintisiz silahlı mücadele verdiği hakların neredeyse tamamı İslam inkılâbının başından beri İran Kürdistanında caridir.
PKKnın son talepleri ve devletin vermeye çalıştığı haklar, gerçekte İranda ve İran Kürdistanındaki uygulamaların çok gerisindedir. Ben her zaman İranın Kürd meselesinde veya genel olarak farklı etnik yapıların bütünlük içinde adilce yaşaması konusunda büyük bir deneyime sahip olduğu ve bu konuda daha da cesur davranarak bütün İslam dünyasına örnek olacak adımlar atabileceğine olan inancımı dile getirdim. İrandaki İslami altyapının, geriye kalan sorunları da çözüp daha ileri modeller üretmeye imkân sağladığını, yöneticilerin daha cesur hareket edip bu öncülüğü koruyabileceklerini düşünüyorum.
Düşmanın oyununu bozmanın en etkili yolu, kendi içimizde adaleti sağlayıp kendi zaaflarımızı gidermektir. Düşman, iç zaafı olmayan ülkelere nüfuz edemez.
İslam dünyasının tümünün adalet ve özgürlük temelinde iç zaaflarından arınmış bir yapıya kavuşması dileğiyle
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.